Pekin 2008'in en çok konuşulan konularından biriydi 100 metre kelebekte Michael Phelps ile Milorad Cavic arasındaki yarışın son saniyesi. Olimpiyatın resmi zaman tutucusu Omega, yarışın finiş anındaki resimlerini yayınladı. Resimlere bakınca birşey anlaşılmamasına karşın, Omega yetkileri üçüncü resimde sol tarafta bulunan Phelps'in sağ tarafta bulunan Cavic'ten daha önce kulvarı tamamladığını söylüyor. Anlayan beri gelsin...
Fotoğraf: AP
23 Ağustos 2008 Cumartesi
21 Ağustos 2008 Perşembe
usain bolt'un gelişimi
kapanışı japonlar yaptı!
Bayanların oynadıkları beyzbol diyebiliriz kısaca softbol'a. Beyzbol ile birlikte son kez olimpiyatlarda yer aldı bu spor dalı. 1992 barcelona'dan beri yaz olimpiyatlarının programında yer alıyor. O günden bu yana bütün olimpiyatlarda altın madalyayı Birleşik Devletler kazanmıştı. Toplamda oynadığı 59 maçtan 57'sini kazanan Amerikalılar, Sydney 2000'den beri de 22 maçtır üstüste kazanıyordu bugüne kadar. Olimpiyatlardaki son softbol maçı Birleşik Devletler ile Japonya arasındaydı. Birleşik Devletler favoriydi ama Japonlar sürpriz bir şekilde final maçını 3-1 kazanarak çok kişiyi ilgilendirmese de Pekin 2008'in en büyük sürprizlerinden birine imza attı. Böyle olunca da resimdeki gibi doya doya sevinmek de en büyük hakları...
Fotoğraf: Amy Sancetta/Associated Press
50 yılın enleri #1
Billboard 50. yılını kutluyor. Bu nedenle de 50. yıl listeleri yayımlanamaya başladı. Farklı farklı listeleri ara ara buraya taşıyacağız. Yukarıda 50 yılda en fazla bir numara olan şarkıcılar yer alıyor. 90'lı yılların açık ara en çok satan bayan vokali Mariah Carey tam 79 hafta bir numara olarak listenin tepesinde. Mariah'nın en fazla bir numarada kalan hiti ise Boyz II Men ile birlikte söylediği One Sweet Day (tam 16 hafta). İki numarada Beatles var. 59 hafta bir numarada kalırken, bunun 9 haftasını 1968'te 9 hafta zirvede yer alan Hey Jude'a borçlular. Üçüncü sıraya gelince 90'lı yılların bir başka gözdesi Boyz II Men bulunuyor. 16 haftasını Mariah'a borçlu oldukları 50 haftalık zirve keyfi söz konusu. Tabii Boomerang Soundtrack'inden "End of The Road"un da hakkını yememek lazım. 1992'de 14 hafta bir numarada kalmışlardı hatta o yıl bol bol dinlemiştik ki ben hala keyifle dinlerim. Listedeki ilginçlikler Usher'ın Michael Jackson, Madonna gibi isimlerden daha fazla hafta bir numarada kalması. Usher dediğimiz adam 12 yıldır bu piyasanın içerisinde. Jackson'a 6, Madonna'ya ise 11 hafta fark atmış Teksaslı vatandaş. Gerçi Beyonce gibi uyduruk bir hatun da Madonna ve Whitney Houston'un üstünde bulunuyor. Listelere devam edeceğiz...
20 Ağustos 2008 Çarşamba
son veda
Hayat bazen böyle tuhaflıklarla karşınıza dikilebiliyor. Transferinizin üzerinden 1 hafta bile geçmeden katıldığınız yeni kulüpte yaptığınız ilk iş ölüye karşı son görevi yerine getirip, tabutu taşımak oluyor. Julio Baptista, Roma'da futbol topundan önce, Franco Sensi'nin cenazesi töreni aracılığıyla camia ile tanıştı....
19 Ağustos 2008 Salı
Bora Milutinović
Sanırım Bora Milutinović dünya üzerine neredeyse her kıtada bir milli takım çalıştırmış tek teknik adamdır. Milutinović'in yolu 2000'li yılların başında Çin'e de düşmüştü. Hatta 2002 Dünya Kupası'nda takımın başında o vardı. Bora Milutinović, Arjantin-Brezilya yarı finalini seyretmek için Çin'e gelince Çinliler de ülkelerini tarihlerinde ilk ve tek kez dünya kupasına taşıyan insana ilgiyi eksik etmemişler, üstüne fotoğrafını bile çekmişler...
güvenliğin böylesi
Bizim saatimizle perşembe sabaha karşı Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler'de 2010 Dünya Kupası eleme maçları başlıyor. Kıtanın en önemli favorisi Birleşik Devletler, eleme grubu maçlarına Guatemala deplasmanında başlıyor. Guatemala City'de Estadio Mateo Flores'de TR saati ile sabah 04:11'te başlayacak maç öncesi sağlam bir güvenlik ile korunuyor Birleşik Devletler kafilesi. Otelden stadyuma kadar 100 özel ajan, 1200 polis, 1000 asker, 250 ulaşım polisi, 180 özel güvenlik görevlisi ve bir düzine robocop Amerikalılara eşlik ediyor. İki ülke arasında savaş olsa ve maç bu koşullarda oynansa ancak bu kadar güvenlik olur. Maçla ilgili bir dipnot vererek postu kapatalım; Guatemala kadrosunda yer alan futbolculardan 6'sı geçmişte ya da hâlihazırda MLS'te forma giymiş isimler.
Etiketler:
dünya kupası,
ecnebi,
futbol
18 Ağustos 2008 Pazartesi
işin sırrı mcdonalds'ta mı?
Arka arkaya üç hikaye. Bu hikayelerin iki baş aktörü bulunuyor. Bir tanesi Pekin 2008'in altın madalyalı sporcuları, diğeri ise McDonalds. İlk hikayemizin kahramanı Michael Phelps. Amerikalı 8 altın rekorunu kırdıktan sonra gün içerisinde yaptıklarından biri Olimpiyat Köyü'ndeki McDonalds'tan bir menü ile karnını doyurmaktı. Günde 12 bin kalori alması gereken Phelps'in 1 günde 22 Big Mac yemesi mümkün.
McDonalds ile ilgili farklı hikayelerden biri de 100 metrede dünya rekorunu kıran Usain Bolt'a ait. Jamaikalı atlet sabahları kahvaltı etmiyor, onun yerine Chicken McNuggets ile güne başlıyormuş. McDonalds ile ilgili son hikaye 6 günde iki altın madalya kazanan Rebecca Adlington'a ait. İngiliz yüzücü kazandığı altın madalyaları McDonald menüleri ile kutlamış.
İnsan bu üç hikayeyi okuyunca işin sırrı McDonalds'ta mı demekten kendini alamıyor.
playlist
Muhabbetin başlangıçı Michael Phelps'in havuz başına ipodu ile gelmesiyle başladı. Gerçi Phelps'in bu alışkanlığı yeni değil, geçtiğimiz yıl Melbourne'de de beyaz kulaklıklarıyla dolaşıyordu. Amerikalının playlistinde birkaç post aşağıda dediğimiz gibi Go Getta ilk sırada bulunuyor. Snoop Dogg, 50 Cent ve Eminem diğer ipod dostları. Ronaldinho'nun playlisti Brezilya müzikleri ve Marc Anthony'den oluşuyor. İspanyol Rafael Nadal ise Bon Jovi, Bryan Adams'a ek olarak Meksikalı grup Mana'yı ekliyor sık çalınanlara...
şampiyonluk yolunda...
Campeonato Brasileiro'da haftanın maçı Grêmio ile São Paulo arasındaydı. Lider Grêmio, São Paulo'yu 1-0 ile geçti. 51 bin kişilik Olímpico Monumental, yoğun yağmura karşın 43 bini aşkın taraftarla dolmuştu. Kolay değil 1996'dan beri ilk kez şampiyonluk için bu kadar iddialı Grêmio. Maçın heyecanı saatler öncesinden kendini hissettirmiş olmalı ki, yağmura karşın önce takım stadyuma uğurlandı, ardından tribünlerdeki yerlerini almak için yola koyuldular taraftarlar. Keyifli başlayan gün keyifli sona erdi. Bir rakip daha şampiyonluk yolunda devre dışı bırakılmıştı.
hem zengin hem de kulüp sahibi
Sky Money, Ada'nın en zengin kulüp sahiplerinden oluşan bir liste yapmış. Listenin ilk sırasında QPR'ın sahiplerinden, dünyanın en zengin adamı Hintli Lakshmi Mittal bulunuyor. Onu Roman Abramovich ve Alisher Usmanov takip ediyor. 4. sırada yer alan Tottenham'ın sahibi Joe Lewis'i de katarsak, Ada'nın en zenginleri Londra kulüplerinin sahipleri. Listenin tamamı aşağıda mevcuttur.
1. Lakshmi Mittal - QPR - 27 milyar 700 milyon £
2. Roman Abramovich - Chelsea - 11 milyar 700 milyon £
3. Alisher Usmanov - Arsenal - 5 milyar 700 milyon £
4. Joe Lewis - Tottenham Hotspur - 2 milyar 800 milyon £
5. Malcolm Grazer - Manchester United
6. Dermot Desmond - Celtic Glasgow - 1 milyar 500-600 milyon £
7. Mike Ashley - Newcastle United - 1 milyar 400 milyon £
8. Michael Spencer - Ipswich Town - 1 milyar 150 milyon £
9. The Walker Family - Blackburn Rovers - 720 milyon £
10. David Murray - Glasgow Rangers
bahtsızlık, şanssızlık, uğursuzluk
Valeri Bojinov'un başına gelenlere ne denir bilmiyorum bahtsızlık, şanssızlık ya da uğursuzluk. Bir gerçek var ki o da Manchester City formasının uğurlu gelmediği. Geçtiğimiz yıl, sezonun 3. maçında Manchester United karşılaşmasında dizinden sakatlanmıştı. 6 ay futbol topuna ayağını değdirememişti. Sezonu da sadece 5 maçta oynayarak kapadı. Manchester City yeni sezonun ilk maçında dün Aston Villa ile karşılaştı. Maç öncesi ısınma hareketleri sırasında aşil tendonundan sakatlanan Bojinov'un 6 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Henüz 22 yaşındaki Valrti Bojinov'un arka arkaya yaşadığı bu iki büyük sakatlık kariyerini nasıl etkileyecek sorusunun cevabı için bir süre beklememiz gerekecek.
17 Ağustos 2008 Pazar
giricek rusya'da...
Rus basketbolundaki flaş ve râyici yüksek transferler dalgası devam ediyor. Bu haftasonu iki NBA'li daha Rus takımları ile anlaştı. En azından yazılıp çizilenler öyle söylüyor. Geçtiğimiz sezonun en iyi 6. adamlarından Jannero Pargo, 3 milyon 500 bin avro karşılığında Dinamo Moskova ile anlaştı. Moskova'nın böylece bu sezon harcamış olduğu para neredeyse 30 milyon avroya yaklaştı. Bir transfer haberi de bir başka Moskova takımı Triumph Lyubertsy'den geldi. Kerem Tunçeri'nin de gelecek sezon forma giyeceği Triumph Lyubertsy, en son Phoenix Suns forması giyen Hırvat Gordan Giricek ile yıllık 2 milyon avroya anlaştı. En azından söylenenler bu yönde. Böylece CSKA, Dinamo, Khimki ve Triumph Lyubertsy'ten oluşan Moskova'nın dört atlısı toplam 100 milyon avroyu geçen transfer harcamalarıyla mali anlamda Rusya'yı NBA'den sonra dünyanın en değerli yerel ligi haline getirdiler. Yeri gelmişken Triumph Lyubertsy ve Khimki'nin EuroCup'ta Beşiktaş'ın grubundaki takımlardan ikisi olduğunu da hatırlatalım...
hayal kırıklığı
Grant Hackett için hayal kırıklığı dolu bir gündü. Yarı finalde elde ettiği iyi zaman karşın finalde Tunuslu Oussama Mellouli'nin gerisinde kaldı. Böylece bir kategoride arka arkaya 3 olimpiyat altını kazanan ilk Avustralyalı olma şansını da kaçırdı. Hackett için sakatlıklarla dolu bir iki yılın ardından elde edilen bu başarıyı küçümsememek gerek. Özellikle de Polonyalı Otylia Jedrzejczak örneği yaşanmışken. Yeri gelmişken Mellouli'den de bahsetmeden geçmek olmaz. Geçtiğimiz yıl Avustralya'daki dünya şampiyonasında kazandığı altınlar doping nedeniyle geri alınmıştı. İlk kez yarıştığı 1500 metrede olimpiyat şampiyonu olmak hiç de kolay değil. Üstelik yarı finallerde 6. sırada yer almıştı. Finalde kürsüye çıkmakla kalmadı altın madalyayı kazandı.
toronto'dan glasgow'a
Toronto FC tarafından 2007 draftında ilk sırada seçilmişti Marylandli Maurice Edu. İlk sezonunda yılın çaylağı seçilmişti. Başarılı performansı ile Bob Bradley tarafından geçtiğimiz yıl milli takıma da çağrılmıştı. MLS'in en değerli oyuncularından biri olarak Avrupalıların da gözünden kaçmadı Edu. Olimpiyatlarda Birleşik Devletler'in grup maçlarının ardından elemesiyle birlikte transferi de netleşti. Glasgow Rangers Amerikalı ön libero için 5 milyon dolar bonservis bedeli ödedi. Pekin'den Glasgow'a uçan Edu, Rangers'ın Hearts ile oynadığı lig maçını da izlemiş. Muhtemelen Cuellar gibi bir ya da iki sezonun ardından Premier League'in yolunu tutar bu genç çocuk.
yanlış hedef
Pekin'de bayanlar su topunda çeyrek final maçları tamamlandı. Avustralya, Çin'i 13-12 yenerek yarı finalde Birleşik Devletler'in rakibi oldu. Maçın ilginç anlarından biri, Avustralyalı Gemma Beadsworth'un yanlış hedefi bulmasıydı. Olaya kurban giden Çinli sporcu doğal olarak bu durumdan hiç de hoşnut değil...
Fotoğraf: Dave Tease
new york'a mı?
Sylvian Wiltord, Bernard La Combe'u oynatılan futbol nedeniyle eleştirince süresiz kadro dışı bırakılmıştı. Yaş da 34'e gelince farklı tercihler ön plana çıkabiliyor. Le Parisien'in haberine göre Wiltord kariyerini MLS'de sonlandıracak. En ciddi taliplisi de Red Bull NY. Fransız'ın yolu New York'a düşer mi sorusunun cevabı 1 haftaya kalmaz cevaplanır. Ola ki giderse NY forveti hattını Premier League eskileri oluşturacak. Juan Pablo Angel-Sylvian Wiltord forvet hattı hiç de fena iş yapmaz gibi geliyor.
superclasico
Amerikalılar "Super Clasico" diyorlar iki Los Angeleslı arasındaki derbiye. Geçtiğimiz perşembe karşı karşıya geldi Los Angeles Galaxy ile Chivas USA. Galaxy zor durumdaydı teknik direktörsüz çıktılar maça. Buna karşın 2-2'lik sonuç onlar için hiç de fena değil. Amerikalıların Super Clasico'suna Avrupalıların ilgisi büyüktü! Resimdeki üçlüden biri İskoç, biri Fransız ve biri de İngiliz olunca insan tebessüm edemeden geçemiyor. Victoria Beckham malum kocasının her maçına geliyor. Tony Parker da Fransa tatilinin ardından Eva Longoria'nın peşinden Los Angeles'a gelmiş. Sarışın abi ise Gordon Ramsey. Kendisi iki satır üstte de değimiz gibi İskoç olmasına karşın Amerika'nın en önemli yemek programı aşçılarından. Bu arada bu üçlü dışında Tom Curise da maça gelmiş. Parker akıllık yapıp pek bulaşmamış Cruise'a, mesafeli durmuş. Muhtemelen Tom Cruise'un yaklaşını "Scientologist" yapma teşebbüsünden korkmuş olmalı...
2 ay yok!
İlk maçında oyuna girdikten 8 dakika sonra kırmız kart görmüştü. Sezonu 9 maçta 1 gol ile tamamladı Ersan Martin. Bu sezon Huelva'nın forvet hattına bakınca 11'de forma bulma ihtimali oldukça güçlüydü. Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü Ersan Martin, dün oynadığı hazırlık maçında dizinden sakatlandı. En az 2 ay futbol oynayamayacak. Geri dönüp foırma kapmak da zor iş. Hele ki forvet hattı da becerikli olur ve gollerini sıralarsa...
ilk ingiliz
Rebecca Romero bugün bisiklette kazandığı altın madalya ile İngiltere olimpiyat tarihine geçti. 2004 Atina'da kürekte Britanya adına yarışan Romero, altın madalyanın sahibi olmuştu. Olimpiyatlardan sonra geçrdiği sakatlık nedeniyle küreği bırakan Rebecca Romero, sporculuk hayatını bisiklette sürdürmeye karar verdi. Geçtiğimiz yıl dünya şampiyonu olmuştu, Pekin'de de altını aldı. Böylece olimpiyatlarda iki farklı spor dalında altın madalya kazanan ilk İngiliz oldu...
damadın peşinde
Olimpiyatların ünlü konuklarından biri de Maradona. Arjantin-Hollanda çeyrek final maçını izlemeye gelen Maradona muhtemelen finale kadar kalır. Ne de olsa torununun babası, damadı Kun Agüero, Lionel Messi ile birlikte Arjantin'in en önemli kozu. Damada bir göz kulak olmak gerek. Üstelik Brezilya ile oynanacak bir yarı final maçı da söz konusu. Yeri gelmişken hatırlatalım Brezilya-Arjantin yarı finali salı günü saat 16.00'da...
eski göz ağrısı
8 yıllık Almanya kariyerinin ardından Chelsea'ye gitmek onun için yanlış bir karardı. Geçtiğimiz sezon 25 maçta sadece 2 gol atabildi Claudio Pizarro. Transfer döneminde kendine kulüp arıyordu, Avrupa kariyerine başladığı ve çok başarılı iki sezon geçirdiği Werder Bremen'e dönmeye karar verdi. Bremen'de Klasnic'in gidişinden doğan boşluğu dolduramamıştı. Hem Pizarro hem de Bremen için kârlı bir transfer oldu. 8 sezonda 100 gol atan Perulu, bu sezonda en az 10-15 gol atar ligin en golcü takımında...
onlar...
Onlara, "olimpiyatı kurtaran sporcular ya da "Pekin 2008'i olimpiyat tarihinde farklı kılan sporcular" diyebiliriz. Michael Phelps aldığı 8 altın ve Mark Spitz'in kırdığı rekoruyla, Usain Bolt da son 25-30 metresini "dalgasını geçerek" kırdığı 9.69'luk dünya rekoruyla Pekin 2008'in akla ilk gelecek isimleri oldular. Olimpiyatları farklılaştıranlar listesine onlar'ın yanına Rebeca Romero, Gran Hackett'ı hayalinden eden Oussama Mellouli gibi isimleri de ekleyebiliriz tabii ki şimdilik. 20 Ağustos'taki erkekler 200 metre ve 21 Ağustos'taki erkekler 110 metre engelli finalleri Pekin 2008'e dair önemli notlar arasında kendilerine yer bulabilirler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)