25 Nisan 2009 Cumartesi

lama

Fotoğraf: SASCHA SCHUERMANN/AFP/Getty Images

hiç utanman yok mu chris lofton!

Mersin BB. ligden düşmesi kesinleşen Casa Ted Kolejliler'i 116 - 70 yenereken maçın yıldızı Chirs Lofton oldu. İlk 20 dakikada 34 sayı atan Lofton, 38 dakika süre aldığı maçı, 4/6 2 sayı, 17/22 3 sayı!!!, 2/2 serbest atış isabetle 61 sayı ile tamamladı. 3 ribaunt, 4 asist, 6 top çalma da Chris Lofton'ın istatistik hanesinde yer alan diğer rakamlar. Sezon başında Mersin aldığında büyük işler yapacağını biliyordum ama bu kadar abartacağını da düşünmemiştim Amerikalı'nın...

bullock'la devam...

1-2 yıla kalmaz İspanyol vatandaşlığına da hak kazanır Louis Bullock. 2002'de Unicaja Malaga forması ile ACB'ye adım atmıştı. 2 yılı Endülüs'te geçirdikten sonra Real Madrid'e transfer olmuştu. 33 yaşına gelmesine karşın ACB ve Avrupa'nın hâlâ en iyi şutör guardlarından biri. Hani son topu kullanmak istediğinizde güvenebileceğiniz isimlerden biridir Louis Bullock.
Real Madrid onun 5 yıllık kulüp performansından memnun olmalı ki sözleşmesini 2010 - 2011 sezonunun sonuna kadar uzatmışlar. ACB'de en uzun süreli forma giyen yabancılar arasında yer alacak Louis Bullock. Aacaba Bullock'tan daha uzun süre İspanya'da basketbol oynayan bir Amerikalı var mıdır? Benim aklıma Andre Turner'dan başkası gelmiyor...

eski dostlar

Steve Francis & Cutino Mobley 98-05 arası Rockets & Magic'te birlikte oynamışlardı. İki eski arkadaş Toyoto Center'a Rockets - Trail Blazers maçını seyretmeye gelmişler. Muhtemelen arada playoff anıları da anmışlardır. Hey gidi günler hey. Bir zamanlar bu ikili ligin en iyi guard ikililerinden biriydi...

Fotoğraflar: Bill Baptist/NBAE via Getty Images

tilki - kürkçü dükkanı misali

Brezilya'da teknik direktörlük hadisesinin bir havuzdaki isimler etrafında döndüğünü bundan 20 gün kadar önce yazmıştık. Tilki - kürkçü dükkanı misali kulüpler işler kötü gittiğinde ve teknik direktörlerini kovduklarında eski dönemde çalıştıkları isimleri göreve getiriyorlar. Bu durumun en son örneği Renê Simões oldu.
Geçtiğimiz yılın ortasında Fluminense'nin başına geçmişti Renê Simões ve takımı küme düşmekten kurtarmıştı. Fakat bu yıl eyalet şampiyonası çok kötü bir başlangıç yapınca Mart ayı başında görevine son verilmişti. Simões sadece 1.5 ay işsiz kaldı. Eyalet şampiyonasında istediği sonuçları alamayan Coritiba'da geçtiğimiz hafta teknik direktör Ivo Wortmann görevi bırakmıştı.
Coritiba yönetimi takımı güvenilir bir isme emanet etmek istedi ve kulübü 2007'de Serie B'den Serie A'ya çıkaran Renê Simões'i göreve getirdi. Böylece Brezilya futbolunda bilenen bir hikayeyi de yenilendi. Renê Simões daha önce görev yaptığı külübe zor zamanında geri dönen bilmem kaçıncı teknik direktör oldu.

kazançlı çıkan saint germain

Lig Kupası finali nedeniyle haftanın en önemli maçı cuma günü oynandı Ligue 1'de. Paris Saint Germain zor deplasmanlardaki başarılı performansını bir kere daha gösterdi. Bu sezon Chaban Delmas'daki Bordeaux maçı dışında zor deplasmanlarda puan çıkarmayı bildi. İki hafta önce Lille deplasmanından olduğu gibi Lyon'dan da golsüz beraberlik ve 1 puan ile dönüyor Paris temsilcisi. Sezonun ilk yarısında da Velodromme'dan 4 gollü galibiyetle dönmeyi başarmıştı Paul Le Guen'in öğrencileri.
Alınan bu beraberlik Marsilya'nın Lille deplasmanında kazandığını düşünürsek şampiyonluk için işleri zora sokacak. Paris'in şampiyonluktan ziyade şampiyonlar ligi kovaladığını düşünürsek Lyon'un kuyruğundan ayrılmadılar bu beraberlikle. Nispeten diğer rakiplere göre de iyi bir fikstürleri var kalan 5 haftada. İlk 8 takım içerisinden sadece Rennes ile karşılaşacaklar ki bu maçta Parc des Princess'de. Buna karşın Lyon, Marsilya ve Toulouse deplasmanlarına gidecek. Marsilya, Lyon ve Toulouse ile oynayacak. Bordeaux da Rennes ve Monaco deplasmanlarına gidecek.
Paris Saint Germain'in 15 puan toplaması ve ilk 3'te yer alması bu fikstürle olası. Kaldı ki dün biraz şanslı olsalar maçı da kazanabilirlerdi. Maç boyunca sadece Benzema'nın direkten dönen topunda kademe hatası yaptı PSG savunması.
Sessegnon'un karıştığı ve sarı kart pozisyonu olmasa Benin futbolcu maçın sonuna kadar oyunca kalabilecek Lyon defansını son dakikalarda daha fazla yıpratabilecekti.
Yeri gelmişken Sessegnon ile ilgili dolaşan transfer haberlerinin ardından -Chelsea istiyormuş örneğin- insan dikkatli gözle izleyince bileklerine ne kadar hakim bir futbolcu olduğunu bir kere daha görüyor. Topla dripling yaparken aniden dönüp rakip futbolcuları oyundan düşürebilecek futbolcu sayısı sayılıdır. Sessegnon dünkü maçta neredeyse Chris ve Boumsong'u en az 3-4 defa bakkala yolladı. Le Guen Luyindula ile maça başlasa belki daha etkili olabilecek Sessegnon'a daha fazla kulvar açtırabilecekti.
İstatistikler 1993'ten beri Saint Germain'in Gerland'da sadece 1 kere yenebildiğini gösteriyordu. İstatistik aynı kaldı fakat Lyon'ın son 8 yıldır süren hükümdarlığının sonuna geldiğinin resmidir dün akşamki 0-0'lık PSG maçı.

işler kesat...

São Paulo teknik direktörü Muricy Ramalho takımın kondisyoneri Carlinhos Neves ile birlikte hız ve dayanıklılık testi yapmaya karar vermiş. Fakat testin sonuçları Ramalho'yu memnun etmemiş olmalı ki keyifsiz bir şekilde "Ne yapacağım ben futbolcularla" ifadesiyle dalıp gitmiş.

14 ayda 6 rekor

Sydney 2000'de Pieter van den Hoogenband'ın 47.84 ile kırdığı 100 metre serbest rekorunun geliştirilebilmesi için 8 yıl bekleyeceğimiz söyleseler inanmazdım. Fakat öyle oldu 100 metre serbestte yeni bir rekor görebilmemiz için bir Fransız'ı beklememiz gerekiyormuş.
Alain Bernard geçtiğimiz yılın 21 Mart'ında Eindhoven'daki Avrupa Şampiyonası'nda olmaz denileni başardı ve 100 metre serbestte Pieter van den Hoogenband'ın rekorunu 24 salise geliştirdi ve 47.60'a taşıdı. Fransız bununla da yetinmedi ertesi gün rekoru bir kere daha geliştirdi. Bu sefer 47.50'la yüzmüştü 100 metreyi. Bernard'ın kırdığı rekorun daha gelişeceği kesindi ama bunun ne zaman olacağı belli değildi.
Pekin'deki Olimpiyatlarda anladık ki bu iş peşisıra gerçekleşiyor. Elemelerde Avustralyalı Eamon Sullivan adeta uçarak yüzdü ve rekoru 47.24'e taşıdı. Tabi bu işe 8 yıllık rekoru geliştiren Alain Bernard çok bozuldu. Sullivan'dan 2 gün sonra 13 Ağustos'ta sabah seansında 47.20'ye taşıdığı dereceyle yeni dünya rekorunun sahibi oldu. Fakat Eamon Sullivan'ın Alain Bernard'a verecek cevabı vardı aynı günün akşam seansında. Avustralyalı 100 metre serbesti 47.05 ile yüzerek dünya rekorunu 46'nın eşiğine getirmişti. Eamon Sullivan elemelerde dünya rekorunu kırmasına karşın olimpiyat finalinde 47.21 yapan Alain Bernard'ın 11 salise gerisinde kalmış Pekin'den 100 metre serbest gümüşü ve bir dünya rekoru ile ayrılmıştı.
Pekin'in ardından yüzücüler sezona 5-6 aylık bir ara vermişti. Sezonun açılmasıyla birlikte rekorlar da peşisıra gelmeye başladı. Kendi adıma merak ettiğim konulardan biriydi 100 metre serbest rekorunun Roma'ya kadar kırılıp kırılamayacağı ve 46'ın altına düşüp düşmeyeceği.
Alain Bernard, Eamon Sullivan'dan hızlı çıktı ve Montpellier'de devam eden Fransa Şampiyonası'nda 100 metre serbest rekorunu 46.94'e kadar çekti. Sezonun geri kalan kısmında özellikle Temmuz'daki Dünya Şampiyonası'nda bir aksilik olmazsa Sullivan ile Bernard arasındaki rekabet dünya rekorunun 18 ayda neredeyse 1 saniye kadar gelişmesine yardımcı olabilir.

rezalet!

Ole, River Plate'in Paraguay temsilcisi Nacional'e 4-2 yenilerek Copa Libertadores'e veda etmesini 'ulusal utanç' olarak nitelendirmiş. River, Asunción deplasmanından beraberlikle dönebilseydi son 16'ya kalacaktı. Boca'nın son 16'ya kaldığı bir ortamda River Plate'in grup maçları sonunda elenmesi göze daha da çok batıyor doğal olarak....

superman & kryptonite

Serinin ilk maçında olduğu gibi yine bir son saniye basketi yine 76'ers galip. Seri başlarken 76'ers'a ayıp olmasın diye "1 maça kazanır" deniyordu. Şimdi ise Superman & arkadaşlarının gözünü korkutmuş durumda Kryptonite...

Fotoğraf: David Dow/NBAE via Getty Images

salgın meksika futbolunu vurdu

Mexico City büyük bir salgın tehlikesi ile karşı karşıya. Domuzdan insana bulaşan H1N1 adlı virüs nedeniyle şimdiye kadar 60 kişi öldü, 1004 kişi de ise virüs olduğu tespit edildi. Saldın nedeniyle okullar tatil edildi.
Meksika Futbol Federasyonu da salgın nedeniyle farklı bir karar aldı ve bu hafta sonu Mexico City'de oynanacak olan Chivas - Pumas ve America - Tecos maçlarının seyircisiz oynanayacağını açıkladı. Kararın kulüplerin de onayıyla alındığı ayrıca belirtildi. Bu iki maçtan Chivas ile Pumas arasında olanı iki takımında farklı şehirden olmasına karşın "derbi" niteliğinde.
Maçlara taraftar alınmayacağından her iki maç da televizyondan naklen yayınlanacak. Maçlardan biri yerel saatle 11.50, diğeri ise 15.50'de oynanacak.- Şimdi bizde bu 3 büyüklerden birinin lig maçını 12.00'ye koy, TFF'nin başına gelmeyen kalkmaz. Fakat Meksika, İngiltere hatta Birleşik Devletler gibi örneklerde 12.00-12.30 gibi saatlerde maçlar oynanabiliyor.-
Meksika Futbol Federasyonu'nun aldığı karar sonrası maçlar neden ertelenmedi de seyircisiz oynandı diye soramadan edemiyor insan. Tamam Copa Libertadores var takvimi sıkıştırıyor filan da taraftar veya kulüp merkezli bir ceza olmadan seyircisiz maç oynamak taraftarrı düpedüz cezalandırmak anlamına geliyor...

24 Nisan 2009 Cuma

bir tuhaf britanya takımı...

Büyük Britanya malumunuz bu yaz Euro Basket 2009'da mücadele edecek. Takımın coachu Chris Finch Euro Basket öncesi aday kadroyu açıklamış. Kadroya Luol Deng ve Pops Mensah-Bonsu'nun yanı sıra Ben Gordon da dahil edilmiş. Chicago Bullslu guard Britanya takımında oynamaya sıcak baktığını belirtmiş lâkin kesin olarak oynayıp - oynamayacağına dair bir açıklama yapmamıştı.
Chicago Bulls ile kontratı bu yaz biticek olan Gordon, playofflar sonrasında milli takım tercihleri ile ilgili açıklama yapacaktır. Chris Finch'in bir diğer ilginç tercihi de İngiliz pasaportuna sahip Avustralyalı oyun kurucu Daryl Corletto'yu da kadroya katmış olması. Corletto kariyeri boyunca hiç Avustralya dışına çıkmamış, İngiliz liginde bile forma giymemiş bir oyuncu. Son 7 sezondur Melbourne Tigers forması giyiyor. Fakat Avustralya adına hiç oynanamış olması onu Birtanya takımında oynaması için yeterli. Hayatı boyunca İngiliz basketboluna katkılar sağlamamış 2 oyuncunun kadroya dahil edilmesinde yasal açıdan bir sorun olmasa da spor etiği açısından insana tuhaf geliyor.
İngilizlerin aday kadrosunda İtalya, İspanya, Fransa, Rusya, Yunanistan ve NCAA'lerde oynayan isimlerde bulunuyor. Rob Archibald, Andy Betts, Mike Lenzly , Andrew Sullivan gibi vasatın üstünde basketbol oynayabilen oyuncular NBA oyuncularına destek verir, doğru bir kimya oluşturulabilinirse Euro Basket 2009'un sürpriz takımı olmaları kimseyi şaşırtmamalı.
Bu ilginç aday kadro 14-16 Ağustos tarihleri arasında Londra'daki O2 Arena'da yapılacak olan, Türkiye, İsrail ve Polonya'nın katılacağı turnuvada ilk kez sahne alacak. Biz de onları vesileyle turnuva öncesinde izleme şansına kavuşacağız muhtemelen.
Postu, Büyük Britanya aday kadrosuna dâhil edilen isimlerin listesi ile kapatalım...
Kieron Achara (Fortitudo Bologna, ITA), Rob Archibald (Malaga, ESP), Andy Betts (Aris Thessaloniki, GRE), Eric Boateng (Arizona State Univ, USA), Flinder Boyd (Leicester), Matthew Bryan-Amaning (University of Washington, USA), Dan Clark (Estudiantes Madrid, ESP), Daryl Corletto (Melbourne Tigers, AUS), Luol Deng (Chicago Bulls, USA), Germayne Forbes (Nyon, SWI), Joel Freeland (Gran Canaria, ESP), Nick George (Gravelines, FRA), Ben Gordon (Chicago Bulls, USA), Randall Hanke (Providence College, USA), Jarrett Hart (Keravnos Nicosia, CYP), Dzaflo Larkai (L'Hospitalet, ESP), Mike Lenzly (Scafati, ITA), Steve Leven (West Brabant, NED), Pops Mensah-Bonsu (Toronto Raptors, USA), Richard Midgley (Everton), Nate Reinking (Mons, BEL), Justin Robinson (Rider Univ, USA), Andrew Sullivan (Samara, RUS), Tafari Toney (Newcastle)

aziz yıldırım devam etmeli!

fenerbahce.org'un bu açılış sayfasıyla Aziz Yıldırım'ın görevi bırakmayacağı bir kere daha anlaşıldı. Tabi bunu kendisi söylemek yerine başkalarına söyletmeyi seçmiş. Böylece kurumsallıkta katedilen aşamaya bir yenisini eklemiş Aziz Yıldırım. Bu işi de en çok btbirikim sevinmiştir. Dört gözle bekliyordu böyle bir açıklamayı. Artık yeni sezon için koşa koşa gider alır kombineyi!

kahire derbisi

Son 4 yıldır olduğu gibi Zamalek'in yüzünün gülmediği bir lig yaşanıyor Mısır'da. Ismaily ile Al Ahly arasındaki şampiyonluk yarışına 16 puan geriden bakmaya devam ediyor. Her Kahire derbisinde olduğu gibi dünkü maçta da gerilim üst seviyedeydi. Neyseki herhangi ciddi bir sorun yaşanmadı derbide. 74 bin kişinin izlediği maç başladığı gibi golsüz sona erdi. Ismaily taraftarları ev sahibi Zamalek'in kazanmasını istiyorlardı. Fakat maç berabere bitince Al Ahly'nin gizli liderliği de devam etti. Ismaily'nin 1 maç eksiği ile 1 puan gerisinde bulunan Al Ahly halen şampiyonluğun en büyük adayı. Zamalek için ise sezonu kurtarma maçından alınan beraberlik başarılısızlık olarak nitelendirilebilir. Amaçsız bir sezon devam ediyor onlar için.
Postun açılış fotoğrafı da evlendikleri günün akşamında soluğu Kahire Stadyumu'nda Al Ahly tribünlerinde alan bir çift olsun dedik.

Fotoğraflar: REUTERS/Amr Abdallah Dalsh (EGYPT SPORT SOCCER SOCIETY)

lula'nın koleksiyonu genişliyor

Brezilya Devlet Başkanı Lula'nın forma koleksiyonculuğu merakı biliniyor. Daha önce de yazmıştık onun bu konuda merakını. En son Arjantin ziyareti sırasında Devlet Başkanı Cristina Kirchner futbolcuların imzaladığı bir Boca formasını Brezilya Devlet Başkanına hediye etmiş. Bayan Kirchner kocası gibi Racing'e değil, Boca'ya gönül vermiş olmalı ki Lula'ya Boca forması hediye etmiş. Tabi bu da Lula'nın özel isteği değilse. Hatırlanacağı üzere Lula, G20 toplantıları için Londra'da bulunduğu sıralarda David Beckham'dan imzali İngiltere Milli Takımı forması istemişti. Onun bu istediği de yerine getirilmişti.

lula & forma koleksiyonu I
lula & forma koleksiyonu II

23 Nisan 2009 Perşembe

jeremy tyler yolları düşümüş geliyor...

Basketbolu şov merkezi NBA ise bu işin okulunun Avrupa olduğuna inananlardanım. Sadece ben değil Jeremy Tyler da buna inanıyor olmalı ki henüz 18'inde San Diego'dan kıta Avrupa'sına yolu düşmek üzere bu arkadaşın.
Hikayeyi baştan alalım bilmeyenler için. Jeremy Tyler 18 yaşında ve San Diego Lisesi'nde okuyan bir çocuk. Boyu 2.11, kilosu da 100 olan bu çocuk dünya spor basının bir anda en önemli malzemelerinden biri oldu. NY Times'tan Telegraph'a, Yahoo'dan ESPN'e herkes Tyler aldığı ilginç kararı konuşuyor. Liseyi bitirip üniversiteye gitmekten vazgeçen Jeremy Tyler, NBA draftına girmeden önceki 2 senesini Avrupa'da geçirmeye karar vermiş. Ki Arkadaş ile Rick Pitino ve Louisville de ciddi ciddi ilgileniyordu.
Yukarıda belirttiğimiz iki nokta bu arkadaşı bir diğer liseden Avrupa'ya geçen genç adam Brandon Jennings'ten ayırıyor. Lottomaticalı oyuncu herşeyden önce Liseye bitirmişti ve Arizona'ya notları nedeniyle gidemiyordu. Yaşı nedeniyle NBA draftına giremediğinden onun için en iyi seçimlerden biriydi Avrupa. Jeremy Tyler ise hem lise eğitimini yarıda bırakıyor hem de Louisville'den gelebilecek teklifi de reddiyor.
Greg Oden'dan sonra NBA'e gelecek "en gerçek" uzun değerlendirmesi yapılan Tyler'ın Avrupa tercihi doğru takım ve coach eşleşmesiyle gerçekleşirse NBA'e giden en hazır Amerikalı uzunlardan biri olabilir. Avrupa basketboluna gelmeden şut özürlü olup da burada gördükleri basketbol ile kazandıkları tecrübe sonucu NBA'e giden ve orada tutunabilen ne oyuncular biliyoruz. Diğer akranı Brandon Jennings'e göre daha şanslı olacağı kesin Jeremy Tyler'ın oynadığı pozisyon itibariyle.
NY Times'tan Pete Thamel'e göre Kevin Garnett'ın liseden direkt NBA draftına girmesinden sonraki en önemli karar Tyler'ın aldığı. Arkadaşın takipçisi olacağız İspanya tercihind ebir Euroleague takımıyla da anlaşırsa profesyonel basketbolda ne işler yapabileceğini daha yakındna görebileceğiz

varsseveld

Resimler yeni değil fakat bugün tekrar düşmüş. Guus Hiddink'in doğduğu kasaba Varsseveld'den. Üstteki, Hollandalı teknik adamın doğduğu evin resmi. Diğer resim ise kasabada Guus Hiddink için yapılan ve ismi de 'Guuseum' olan müze. Varsseveld'den çıkan en ünlü isim o olunca müzesinin de olması doğal.
Bu resimler vesilesi ile merak ettim baktım doğumgünü mü bugün diye Guus Hiddink'in. 8 kasım'da doğmuş Hollandalı...

22 Nisan 2009 Çarşamba

38 yıl sonra...

Herhalde dün akşam Salma Hayek'lerin evinde bir sevinç yumağı oluşmuştur. Kolay değil kayınpederi ve kocasının sahibi olduğu takım tam 38 yıl sonra Fransa Kupası'nda finale çıktı. Şaka bir yana dün akşam Rennes tarihindeki en önemli maçlardan biri oynandı. Grenoble'i deplasmanda 1-0'la geçen Francois Pinault'nun takımı 1971'den sonra ilk kez kez finale yükseldi. O yıl Olympique Lyon'u 1-0 yenerek Fransa Kupası'nı havaya kaldıran Rennes'in finaldeki rakibi de bu akşamki Toulouse - Guingamp maçı ile belirlenecek. Ev sahibi Toulouse maçın favorisi olarak gösteriliyor. Tahminler tutar diğer finalist Toulouse olursa, onlar da tam 42 yıl sonra ilk kez finale yükselecekler. Le Téfécé'nin tarihinde oynadığı ilk ve tek final de 1956-1957 sezonunda Angers'i 6-3 yenerek Fransa Kupası'nı müzesine götürmüştü.
Fransa Kupası'nda final son 11 sezondur olduğu gibi Stade de France'da 9 Mayıs'ta oynanacak.

wimbledon'da gece mesaisi

Televizyon karşısında Wimbledon'da bir maç izlerken en uyuz olduğum şeydi yağmur yağar hayda kort kapanır o yağmur duracak da maç başlayacak bekle babam bekle. Tabi söz konusu ülke İngiltere olunca o yağmurun saatlerce sürdüğü ve maçların ertesi güne kaldığı oluyordu. Dün itibariyle müjdeli bir haber düştü ajanslara. Bundan böyle artık ne yağmur ne de karanlık Merkez Korttaki maçları engelleyemeyecekmiş.
2 yıldır süren çalışmalar tamamlanmış ve Merkez Kort'ûn üstünü artık kapanabiliyormuş. Bu yıl 22 Haziran'da başlayacak turnuvada da Merkez Kort'un yeni ışıklandırma ve çatı sistemi kullanılacakmış. Çatının kapanması 8 ile 10 dakikalık bir süreyi alıyormuş. Maçların hakemleri hava koşullarını göz önüne alarak çatının kapanması yönünde kara verebilecekler. Bu arada bu yeni sistem ile birlikte yapılan ışıklandırma çalışmalarıyla da maçlar gece 12'ye kadar oynanabilecek. -Bu konuda Amerika ve Avustralya Açık üzerine tanımam sabah 4'te biten maçları düşününce-

nike halı saha ligi

Son 2 haftadır televizyonda ve radyolarda sıkça duyuyoruz "Nike Halı Saha Ligi" ile ilgili dönen reklamları. Benim reklamdaki favori ismim Hakan Ünsal. O ne slogan ve harekettir be kardeşim. Şaka bir yana Nike iyi bir işe imza atmış. Geçen senede bir benzerini yapmıştı. Bu sefer ise NTVSpor'un medya desteği ile yapıyor organizasyonu. "Hani tam da halı sahalarda koşturma zamanı gelmişti, hocam bir katılmak da yarar var" denilecek türde bir iş olmuş. Hani bir bakmak incelemek gerekiyor gibi şu Nike Halı Saha Ligi hadisesini...

"manola" santana & rafael nadal

Rafael Nadal'ın yanındaki kişi İspanyol tenisinin en başarılı ismi Manuel "Manola" Santana. Avustralya Açık dışında bütün Grand Slamlari kazanmıştır Santana. Bunlara ek olarak 1968'de Mexico City'de düzenlenen Yaz Olimpiyatları'nda da altın madakyanın sahibi olmuştu.
Santana, Rafael Nadal ile bir yardım organizasyonu için Barcelona'da yapılan bir toplantıda bir araya helince gazetecilerde İspanya tenisinin dününü ve bugününü bir araya getirmeden edememişler.
Fotoğrafta Nadal'ın elinde bulunan raketse "Manola" Santaya'nın 1966 Wimbledon'da Dennis Ralston'ı yenerek şampiyon olduğu final maçında kullandığı raket. Anlayacağınız Rafael Nadal elinde bir tarih tutuyor.

21 Nisan 2009 Salı

pulitzer ödülleri #2

Pulitzer Ödülleri'nde sahibini bulan bir diğer kategori de "En İyi Haber Fotoğrafı"ydı. The New York Times'tan Damon Minter'în Barack Obama'nın seçim kampanyası haberi ödülün sahibi oldu.

pulitzer ödülleri #1

laf arısı #12

Yıldırım Demirören Adnan Polat'ın "tezgah var" sözlerine sert çıkmış ve "bu kelimeyi kullanmak Türk Futbolu'na zarar verir" demiş. Geçen hafta da yönetim ve futbolculara basına demeç verme yasağı koymuştu.
Yıldırım Bey, BJK'nin puan cetvelindeki yerinden fazlasıyla memnun olmalı...
Dileyelim de BJK şampiyonluk ipini göğüslesin; aksi taktirde Sayın Demirören'in birbiriyle çelişen açıklamalarına bir yenisi daha eklenecektir, şüpheniz olmasın !

by taytay

arsenal'in yeni avı

Wellington Silva Sanches Aguiar, Fluminense altyapısının en son ürünlerinden. Henüz 16 yaşında olmasına karşın Brezilya'nın 15, 16 ve 17 Yaş Altı Milli Takımlarında oynadı. Geçtiğimiz Aralık ayında Arsenalle antrenmanlara çıkmıştı. Arsene Wenger onu beğenmiş olmalı ki listesine almış. Hücuma yönelik orta saha oyuncusu olmasına karşın gerektiğinde forvette de yer alabiliyor Wellington. Fluminense'nin onunla henüz profesyonel sözleşme imzalamaması Arsenal'in en büyük avantajı.

sam michael'ın gözünden bahreyn pisti

Haftasonu malum Bahreyn Grand Prix'i var. Takımlar yarışla ilgili preview basın bültenlerini yollamaya başladılar. Williams'ın basın bülteninde takımın teknik işlerden sorumlu direktörü Sam Michael pistin bir analizini yapmış, biz de aldık yukarıya koyduk...

rubio draftta

Menajeri Dan Fagen, ESPN'den Chad Ford'a söylemiş Ricky Rubio'nun 2009 draftında yer alacağını.
15 Haziran'a kadar kararında vazgeçmezse ve draftta yer alırsa ilk 3'te seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor İspanyol guardın. NBA'de oynayacak olgunluğa sahip olduğuna inanılıyor kendisinin. Gelecek sezon NBA'de oynamasının önmündeki tek engel Joventut Badalona ile devam eden kontratı. Serbest kalması için ödenecek tutarın çok yüksek olması Rubio'nun 1 ya da 2 sene daha İspanya'da kalması ihtimalini güçlendiriyor. Yok ama Badalona evladını üzmek istemez ve onun gitmesine izin veririse durum o zaman değişir tabi. Gerçi Avrupa'da hiçbir kupa -Uleb Cup hariç- kazanmadan NBA'e gitmekte onun için biraz tuhaf olacak.

pulitzer ödülleri #1

Pulitzer Ödülleri'ni kazananlar dün açıklandı. "Flaş Haber Fotoğrafı" kategorisinde ödülü The Miami Herald'tan Patrick Farrell, Eylül ayında Haiti'deki kasırganın ardından yaşanılanları yansıttığı fotoğraflarıyla kazandı.

20 Nisan 2009 Pazartesi

2 kuzey koreli + 1 ajan = yabancı transferi

Evet kabul tuhaf bir başlık yukarıdaki. Lâkin Reuters'ten düşen haberi okuyunca insanın aklına gelen bu tip garip bir başlık oluyor. Haber şu; Kuzey Kore 21 Yaş Altı Milli Takımı'nın 2 oyuncusu Ri Myong Jun ve Hong Kum Song Letonya'nın Dinaburg takımına transfer olmuşlar. Her ikisi de 18 yaşında olan futbolculardan Ri Myong Jun geçtiğimiz haftasonu oynanan ve 0-0 sona eren Ventspils maçında oynamış, iyi de bir performans göstermiş kulübün basın sözcüsünün dediğine göre. Tabii insan bu transferi duyunca Kuzey Kore gibi bir ülke iki futbolcusunun yurtdışına transferine nasıl izin verdi diye hayret ediyor.
Haberin tamamını okuyunca durumun bu kadar da masum olmadığını öğreniyoruz. Kuzey Kore 2 futbolcunun yanında bir de resmi bir yetkili yollamış. Tabi bu lafın kibarcası. Tabiri yerindeyse 2 futbolcuya mukayyet olsun diye bir ajan yollanmış. Fakat ne futbolcular ne de ajan Rusça'yı konuşamıyor, daha doğrusu felaket konuşuyor. Böyle olunca arkadaşlar muhtemelen tarzanca ile anlaşıyordur Letonyalılarla.
Kuzey Kore'nin şartlarını ve devlet politikalarını düşününce bu 2 arkadaşın Letonya ligi de olsa yurtdışına transferi büyük bir olay. Eğer devlet bunların yanına, bozulmamaları ve Kuzey Kore disiplinini korumaları için bir ajan veriyorsa bari gittiği ülkenin dilini bilen, onlara yardım edebilecek birini seçseydi.
Kuzey Korelileri transfer eden Dinaburg takımı ülkenin istikrarlı kulüplerinden! 2007'yi çıkarırsak son 10 yıldır ligi 4. sırada tamamlıyor. En büyük başarıları 1991'de kazandıkları Letonya kupası. 1995'te de ligi 2. sırada tamamlamış ülkenin Riga'dan sonraki 2. büyük şehri Daugavpils'in temsilcisi.
Geçtiğimiz ay başlayan ve 4 haftası geride kalan 9 takımlı Letonya liginde henüz galibiye alamadı Dinaburg. Topladıkları 1 puanla sondan 3. sırada yer alıyor. Lig kötü başlayan takımın toplanmasına Kuzey Koreliler'in yardımcı olup olamayacağını önümüzdeki haftalar gösterecek. Bu ilginç transfer hikayesinin gelişmeleri de daha çok kez haber olur...

konfederasyon kupası balonu

Dünya Kupası'nın test edilmesi anlamını taşıyan Konfederasyon Kupası'na neredeyse 50 gün kaldı. Güney Afrikalılar bu ilk tecrübeden geçer not almak için büyük çaba gösteriyorlar. Şimdiden turnuvanın reklam hadiselerine girilmiş durumda. Futbol topu kareografisi ile hazırlanmış bu balon Johannesburg semalarında dolaşmak için gün sayıyor.

+51

A-League gelecek sezondan itibaren 10 takımla oynanacak. Lige Gold Coast United ve North Queensland Fury'nin de katılmasıyla birlikte takvimde de büyük değişiklikler oldu. Örneğin 4 sezondur ağustosun sonunda başlayan lig, bu sezon 6 Ağustos'ta merhaba diyecek futbolseverlere.
Değişiklikler sadece ligin başlangıç tarihiyle sınırlı değil elbette. 21 haftalık normal sezon 27 haftaya çıkarken toplamda 51 maç daha fazla oynanacak. Takımların fikstür yoğunluğu artarken daha fazla maç izleme şansı bulacak futbolseverler bu işten kârlı çıkacak.
Değişikliklerden A-League'in final serisi de nasibini aldı. Bu sezona kadar 4 takımın katıldığı final serisi 6 takıma çıkarıldı. Bu normal sezonun ardından 7 maç oynanması anlamına geliyor.
Fikstürün ve maç sayısının artması Grand Final'ın da sarkmasına neden oldu. Önümüzdeki yıl A-League şampiyonunu belirleyecek final maçı 20 Mart'ta oynanacak.
Lige dair son not North Queensland Fury'nin lige katılmasıyla birlikte Queensland Roar da adını Brisbane Roar'a çevirdi.

downing street 10 numaranın yolları...

Özellikle Afrika'da her yıl milyonlarca kişinin ölümüne neden olan "sıtma hastalığı" için İngiliz spor dünyasının 3 önemli isminin yolu Downing Street'teki başbakanlık konutuna düşmüş. Andy Murray ile David Beckham yanlarına İngiltere'ye heptatlonda olimpiyat madalyası kazandıran Denise Lewis'i de alarak Başbakan Gordon Brown'u ziyaret etmiş. Brown bu üçlüden sıtma hastalığına yönelik kampanyaya yardım etmelerini istemiş. Onlar da yardım edecekleri sözünü vermişve kampanyanın resmi elçileri olmuşlar. Ziyarete gitmişken Gordon Brown ile fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmemiş bu üçlü...

wembley'in çimleri

FA Cup'da yarı finalin ardından elenen Arsenal ve Manchester United'ın teknik adamları Wembley'in çimlerini eleştirmişlerdi. NTVSpor'daki yarı final maçlarını izleyenler zaten İbrahim Altınsay'ın konu hakkındaki bilgilendirici açıklamalarını dinlemişlerdir. Kısa bir özet geçicek olursak stadyumdaki çimler 2 yıldır doğru dürüst güneş görmediğinden dolayı biraz biçimsiz ve futbol oynamaya çok da elverişli değil. The FA bu hadiseye 2 yıldır çözüm bulamadı. Fakat şimdiye kadar haftasonu yapılan açıklamalar kadar büyük eleştiriler yapılmamıştı konu hakkında. Fransız ve İskoç teknik adamların sert eleştirileri karşısında The FA çözüm için somut adım atmaya karar vermiş. Bunun için de çimleri değiştirmeye ve farklı tip bir çim deneyeceklermiş.
Çalışmalar AC/DC, Take That ve Oasis'in stadyumda vereceği konserlerin ardından başlayacakmış. Beklentiler yeni çimlerin Community Shield'e yetişeceği yönünde...

athletic bilbao & kral kupası finali

Athletic Bilbao'nun ligde tuzu kuru. Basklılar tüm konsantrasyonlarını 13 Mayıs'ta Mestalla'da Barcelona'yla oynayacakları Copa Rey finaline yöneltmiş durumdalar. Resimde Bilbao'nun 24 yıl sonra mücadele edeceği finalde giyeceği forma yer alıyor. Bakalım uğurlu gelecek ve bir köşede saklanacaklar arasında yer alacak mı bu forma...

19 günde 4 defa...

Antrenman maçlarında bile bu kadar karşıya gelmezseniz dedirten bir fikstür bekliyor Hamburg ile Werder Bremen'i. Çarşamba günü başlayacak ve 3 ayrı kulvarda tam 4 defa karşılaşacak bu iki takım tam 19 gün içerisinde. Hamburg ile Werder bremen'in kozlarını paylaşacakları ilk arena Almanya Kupası'nda şans Hamburg'tan yana gibi. Hem Diego hem de Mesut Özil'in olmadığı Bremen'in Hamburg deplasmanında işi zor. İkili Almanya kupasının ardından önce UEFA Kupası yarı finalinde sonra da ligde birbirleriyle oynayacaklar. Fikstür adil, kupa maçı Hamburg'un sahasında, ligdeki kapışma ise Bremen'în. UEFA Kupası'nda zaten iki maç üzerinden oynanıyor.
Bu 19 günlük seans hakkında Klaus Allofs iyi niyetli bir açıklama yapmış ve "Hamburg şampiyon olsun, Almanya Kupası ile UEFA bizim olsun" demiş iyi etmiş. Kötü geçen sezonu ancak bu iki kupa aklar Allofs ve Thomas Schaaf için.

laf arısı #11

Beşiktaş başkanı Demirören Bursa maçını kızı ve oğlu ile tribünde izlemiş, arkasındaki yöneticiler ise uğur olsun diye sürekli yer değiştirmişler...
Doğaldır... Çünkü yöneticiler de biliyorlar ki, Beşiktaş bu sezon da şampiyon olamazsa, başkanlarıyla birlikte temelli yer değiştirmek zorunda kalacaklar !

by taytay

jorge vergara'nın kumarı tuttu

Jorge Vergara'nın teknik direktör değişikliği işe yaradı. En azından görünürde öyle. Chivas, "El Clásico"da America'yı Sergio Amaury Ponce'nin 68'deki golüyle geçti. Böylece kötü geçen sezonu şimdilik kurtardılar. Üstelik puan cetvelinde de America'nın üstüne çıkmayı başardılar.