12 Haziran 2009 Cuma

1 ronaldo = 8 milyon 600 bin etiyopyalı...

İki aşağıda bulunan Ronaldo postunda Yusuf Kenan bana pas atmıştı. Verilen pası geri çevirmek olmaz. Cristiano Ronaldo için Real Madrid'in Manchester United'a ödeyeceği 94 milyon € ile neler alınır ya da yapılabilir sorusunun cevabı Birleşmiş Milletler "Dünya Gıda Programı"nda görevli Greg Barrow'dan geldi.
Barrow'un verdiği rakamlara göre 94 milyon € tam 8 milyon 600 bin Etiyopyalı'yı yıl sonuna kadar doyurmaya yetiyor. Bilindiği üzere Etiyopya'da temel gıda ürünleri o kadar pahalı ki halkın bunları almaya gücü yetmiyor.
94 milyon € ile 2 milyon evsiz Pakistanlı da ev sahibi olabilme şansını yakalayabilir. Ayrıca 520 milyon! öğrencinin okul yemeğinin maliyetini de karşılayabiliyor 94 milyon €.
Dünya Gıda Programı'nın Burkina Faso, Kamboçya, Guatemala, Liberya ve Svaziland'da yaptığı çalışmaların bir yıldan daha fazla bir süre için finanse edebilir 94 milyon €...

konfederasyon kupası

Caner'le de geçtiğimiz gün yayında konuşmuştuk futbol takviminde sıkışıklık meydana getirdiğine dair Konfederasyon Kupası'nın. Bu pazar başlıyor turnuva. Günde 2 maç izleyeceğiz. Grup maçlarını akşam 5.00 ve 9.30'a koymuş organizasyon komitesi. Maçların tamamı TRT 1'den yayınlanacak. Her grup maçı sonrasında bir gün ara verilecek turnuvaya. Grup maçları tamamlandığında ise maçlar arasındaki ara iki güne çıkacak. Zaten 8 takımın katıldığı bir organizasyonu da 14 güne yayabilmenin tek koşulu bu.
Tuhaf bir kura çekimi sonucunda İspanyollar çok rahat bir gruba düştüler. Zorlamadan grup birincisi olacaklar gibi. Diğer grup ise oldukça zorlu. Hani İtalya ve Brezilya dışında grupta yer alan Mısır ve Birleşik Devletler'in geçtiğimiz haftaki performanslarını bir kenara koyarsak tehlike teşkil etmeleri söz konusu favori ikili için.
Hani Avrupa Futbol Şampiyonası ile Dünya Kupası takvimi arasındaki yılı Konfederasyon Kupası ile doldurmak turnuvadaki Avrupalı takımlar ve futbolcular için bir eziyet. Üstelik turnuvanın 21 Yaş Altı Avrupa Futbol Şampiyonası ile aynı döneme denk gelmesi de ayrı bir talihsizlik. Amaç bir yıl kala dünya kupasına ev sahipliği yapan ülkenin organizasyona ne kadar hazır olduğunu görmek olsa da futbolcular için yoğun takvim içerisindeki tek tatil dönemi de garip bir şekilde harcanmış oluyor.
Son not tepedeki fikstürü gösteren resmin orjinal boyutları için resmi tıklamak yeterli...

del piero & hidayet

Günün fotoğrafı olarak birazdan her yere düşer. İlk gören biz olalım bari...
Akşama da konuyla ilgili bir sürü abuk subuk haber görmemiz olasıdır Del Piero ile Hidayet arasındaki dialoga ilişkin...
Fotoğraf: Jesse D. Garrabrant/NBAE via Getty Images

11 Haziran 2009 Perşembe

94 milyon euro

Ve sonunda oldu...
Geçen sezon Ramon Calderon'un büyük çabalarından sonra Florentino Perez Manchester United'ı ikna etmeyi başardı. Real Madrid Kaka için ödediği 65 milyon'dan sonra Cristiano Ronaldo için 94 milyon euro'yu ödemeyi taahhüt etti.
Ronaldo bu transferle futbol tarihine geçecek. Peki 1 Ronaldo fiyatına neler alınır ? Bu kısmı Mustafa'ya bırakıyorum :))

10 Haziran 2009 Çarşamba

kaka'yla neler alınır?


14.4 Maicousel - 4.5 milyon € Botafogo - Hoffenheim (2009)
29.5 Zico - 3 milyon € Flamengo - Udinese (1983)
40 Falcao - 2.2 milyon $ Internacional - Roma (1980)
32.5 Kaka - 2 milyon € Academica - Hertha Berlin (2008)
2.6 Diego - 24.5 milyon € Bremen - Juventus (2009)
3.7 Ronaldo - 17.5 milyon € Sporting - United (2003)
8.6 Ramires - 7.5 milyon € Cruzerio -Benfica (2009)
3 Ronaldinho - 21 milyon € Barcelona - Milan (2008)
2 Dani Alves - 32 milyon € Sevilla - Barcelona (2008)
1.5 Robinho - 43 milyon € Real Madrid - City (2008)
2.3 Tasion - Internacionalli için kapı 28 milyon €'dan açılıyor.
1.3 Neymar - Santoslu'nun piyasa değeri 50 milyon €
1.6 Hernanes - São Paulolu topçunun ederi 40 milyon €

rakamlarla kaka transferi

Globoesporto güzel bir iş çıkarmış Kaka'nın kariyerindeki transferleri, en pahalı Brezilyalı transferleri ve dünyanın en pahalı transferlerinin peşisıra geldiği bir animasyon hazırlamış. Biz de oradan alıp buraya koyalım dedik...

9 Haziran 2009 Salı

finklerin günü

Bildiğim iki Fink'in de aynı gün transfer haberini okumam ilginç bir rastlantı. İsmi Michael olanı ve yeşil sahada top koşturanı 3 yıllık sözleşme ile bizim takıma gelmiş. Bakalım o beğenilmeyen! Cisse'nin boşluğunu doldurabilecek mi?
Günün bir diğer Finkli transfer haberi de Thorsten olanından. Bayern Münih'te futbolcu günlerinden hatırladığımız abimizin yaşı 42'e gelmiş. -Hakkaten de yaşlanıyoruz, gençlik olayından geçmişiz- İsviçre'de son 4 sezonda 3. kez Zürih şampiyon olunca Basel de Christian Gross ile 10 yıllık bağını sona erdirmiş. Yerine de 2 yıldır çalıştırdığı FC Ingolstadt 04'ı Bundesliga II'den amatör kümeye düşeren Thorsten Fink'i getirmişler. İlginç bir tercih. Koca sezon boyunca 7 galibiyet alabilen ve takımını küme düşüren bir teknik adama verilebilecek en büyük ödül bu olsa gerek!
Bilmiyorum bizim Türk takımları akıl eder mi ama Cristian Gross gibi bir teknik adam her kulübe lazım...

kaka

Florentino Perez ile Galacticos ruhu geri döndü. Dün Marca'da Real Madrid'in ideal 11'i yayınlanmış. Defansı geçtim, orta saha şöyle... Xabi Alonso, Kaka, Ribery, Silva....forvet ise Villa, Ronaldo....
Arkadaş anladık yıldız oyuncu gerekiyor, forma satmak lazım ama ne kadar heyecanlansak ta defansif anlamda bu orta sahanın başarısız olacağını kabul etmek gerekir.
Öte yandan Kaka'nın transfer rekoru kırması bekleniyordu, ancak fransız Zinedine Zidane'ın gerisinde kaldı. Eğer Cristiano Ronaldo'da bu rekoru kıramazsa uzun süre kimse kıramaz...

#10 mu?

Real Madrid'in İnternet sitesinde kadroda yer alan futbolcuların arasına Kaka hemen eklenmiş. Yalnız sitenin İngilizce sayfaları ile İspanyolca sayfaları arasında ilginç bir fark bulunuyor. Resimlerde de görüldüğü üzere İngilizce versiyonda Wesley Sneijder ile Rafael van der Vaart'ın ikisine birden 23 numara yazılmış, 10 numara da boşa çıkartılmış. Hani Hollandalılara şimdiden yol vermişler, resmi imzayla birlikte 10 numarayı da Brezilyalı'ya verecekler herhalde. En azından bizim komplo teorisi bu şekilde...

sezonun özeti

7 Haziran 2009 Pazar

denilson kazığı

Geçtiğimiz haftanın haberinden biriydi zamanın en pahalısı topçusu Denilson'un Vietnam liginin orta sıra takımlarından Hai Phong Cement ile anlaşması. Brezilyalı 10 gündür takımla birlikte antrenmalara çıkmasına karşın lig lideri Danang City karşısında henüz hazır olmadığı için oynatılmadı. Vietnamlı taraftarlar da Denilson'u seyretmek için geldikleri Lach Tray Stadyumu'nda hayal kırıklığına uğradılar.
Denilson'un oynamadığı gibi Hai Phong Cement de sahadan 2-0 ayrılınca Denilson daha sahaya çıkmadan aleyhinde tezahüratlar yapılmaya başlandı. Gerçi adamlar haklı Denilson oynayacak diye bilet fiyatlarına zam yap, 30 bin kişiyi topla sonra da adamı oynatma...

miss world 2010

Arnavut taraftarlar yılın en iyi afiş çalışmalarından birine imza atmışlar...

Fotoğraf: GENT SHKULLAKU/AFP/Getty Images

kobe'nin ayak hareketleri..

“I’ve always worked on it, always worked on it since I was a kid. I just watched different players — Olajuwon, Michael, Charles — and just all kinds of footwork and just tried to emulate them. Playing soccer, I think, had a lot to do with it as well. It’s just growing up overseas.”

Fotoğraf: Nathaniel S. Butler/NBAE via Getty Images

vizeyi alanlar

Bizim takım haziran ayında eleme maçları oynamasa da oynayanlar ve Güney Afrika vizesini kapanlar var. Özbekistan'ı Taşkent'te 1-0 ile geçen Japonlar grup elemelerinden Güney Afrika 2010 vizesini alan ilk ülke oldu. İlk olmasına karşın tek ülke olmadı Japonya. BAE'ni 2-0'la geçen Güney Kore ve Katar deplasmanından beraberlikle dönen Avustralyalılar da Afrika yolcusu oldular.
Avrupa kıtasından 2010'a gidecek ilk ülke ise Hollanda. İzlanda deplasmanından 2 golle alınan 3 puan ve toplamda gelinen 18 puan Portakallara Güney Afrika'yı müjdeledi.
Resmi olarak söylenemese de İngiltere de 6'da 6 yaparak Afrika'ya göz kırptı. İsveç'i Rasunda'da 1-0 yenen Danimarka da katılamadığı son iki büyük organizasyonun ardından 2010'da yer alacağına dair güçlü sinyaller verdi. Güney Amerika serisinde ise Brezilya, Şili, Paraguay ve Arjantin küçük çapta bir mucize olmazsa kupaya katılmak için verilen 4 bileti ceplerine koymuş gibi duruyorlar.

giydirene yazıklar olsun 2

O makam kutsal dır nasip olmaz herkese.
Bir başkan düşünün ki ezeli rakibi hakkında kahvehanedeki taraftar ağzıyla koca bir camiaya "ezik" diyebiliyor ve taraftarlar dahil bir camiayı karşısına alıyor.
Duruşu ile ün yapmış camiada başkanlık yapıyorsanız rakibiniz hakkında avam bir taraftar ağzıyla konuşamazsınız.

Bir tane yetmiyormu
Bir kulüp düşününki milli forma altında onca rezilliğine rağmen oynattığı futbolcusunun üstüne bir de Mehmet Topuz gibi yıllardır tavırlarıyla ortada olan ikinci bir adama daha formasını layık görüyor.

Maziniz ve değerlerinizle çok yaşayın emi
Son oynanan Kayseri-BJK ve FB maçları bu adamın O KUTSAL formalara layık olmadığının göstergesiyken iki kulüp başkanı doğru bir ağırlıkla karşılıklı konuşup formalarının ve mazilerinin değerini ortaya koymak yerine düzeliyor dediğimiz futbol diyaloglarına bir gerginlik daha eklemeyi tercih ediyorlar ya ne diyelim...

Mehmet Topuz
2004 yılında Fatih Gökşen ve Ergun Gürsoy Topuz transferi için girişimde bulunduklarında bu arkadaş doğuştan Galatasaraylı olduğunu açıklamıştı.
2007 ağustos ayında Kayseri'de yayımlanan Sportif Dergisine verdiği röportajda bir soru üzerine çocukluğundan beri Kayserisporlu olduğunu ve abisiyle maçlara gittiğinden dem vuruyor ve "Ben Kayserisporluyum yarın öbürgün başka bir kulübe de gitsem yine öyle olacağım" diyor.
Sen hatırlamıyorsun ama bu konuşmaları pişirir pişirir önüne koyarlar Mehmet Bey kardeşim. Önce profesyonel olmayı ondan ondan önce de adam olmayı öğrenmek lazım...
Sözü aynı cümleyle bitirelim.

Formasını giydirene de o forma altında alkışlayana da yazıklar olsun.