22 Mayıs 2008 Perşembe
brezilya liginde bir arap
Günün birinde bunun olacağını söyleseler inanmazdım ama oldu. Arap bir futbolcu Brezilya'da top koşturacak. Efendim olayın kahramanları Birleşik Arap Emirliklerinden Abdulla Al Kamali ve 2001 yılının Brezilya şampiyonu Atlético Paranaense. Al Wasl kulübünde top koşturan Kamali, 18 yaşında bir forvet. Geçtiğimiz sezon Al Wasl'ın 18 yaş altı takımında 5, 20 yaş altı takımında da 20 gol atan BAE'li forvetten Paranaense kulübünün CEO'su Mario Petralgia çok umutlu. Abdulla Al Kamali'nin Paranaense'de kadroya girip, giremeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Muhtemelen Kamali'nin arkasından BAE'li emirlerde Paranaense'ye ortak olmak isteyecektir. Postu bitirirken bir notu da ekleyelim, Abdulla Al Kamali'nin basın toplantısına evsahipliğini 7 yıldızlı ünlü otel Burj Al-Arab yaptı.
19 Mayıs 2008 Pazartesi
6 yılda bundesliga'ya...
Sezonun tamamlanmasıyla birlikte Almanya'da şampiyon ve düşenlerin yanı sıra lige çıkan takımlar da belli oldu. Bundesliga'da gelecek sezon Borussia Mönchengladbach ve Köln gibi tanıdık takımların yanısıra yepyeni bir takım da mücadele edecek. Bundesliga 2'yi 2. sırada tamamlayan 1899 Hoffenheim, 3 bin kişilik bir köyün takımı. 2000 yılında amatör ligde yer alan Hoffenheim bu başarısını gençliğinde bu takımda top koşturan resimdeki beyaz saçlı amcaya, Dietmar Hopp'a borçlu. Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise en büyük 3. yazılım şirketi SAP'ın sahibi olan Hopp, 1990'dan bu yana kulübe maddi açıdan destek oluyor. 10 milyar dolarlık şirketi bulunan Hopp, başlangıçta cüzzi miktarlarda yaptığı yardımı, 2 sezon önce arttırma kararı aldı. Takımın başına Schalke'de de görev yapan Ralf Rangnick'i getirirken, Brezilya futbolunun genç yeteneklerinden biri olarak gösterilen Carlos Eduardo'yu 8 milyon avroya Gremio'dan transfer etti. Yapılan bu yatırımın sonucu ise bu sezon Bundesliga'ya çıkılması oldu. Dietmar Hopp'un Bundesliga'ya çıkmakla yetinmeyeceğini düşünürsek muhtemelen bu yaz aylarında 1899 Hoffenheim'ın ilginç ve dikkat çekici transfer ataklarına şahit olacağız...
10 yıl önce, 10 yıl sonra
Bundan 10 yıl önce 1997-1998 sezonunda Kaiserslautern taraftarları Bundesliga şampiyonluğu için seviniyordu.
Geçtiğimiz haftasonu da Fritz Walter Stadyumunda bir kutlama vardı. Bu seferki kutlamanın nedeni ise takımlarının son hafta aldıkları galibiyetle Bundesliga 2'de kalmasıydı...
Geçtiğimiz haftasonu da Fritz Walter Stadyumunda bir kutlama vardı. Bu seferki kutlamanın nedeni ise takımlarının son hafta aldıkları galibiyetle Bundesliga 2'de kalmasıydı...
yepyeni 1 numara
Yeni haftanın İngiltere Single Listesi açıklandı. Son üç haftanın 1 numarası Madonnda fea. Justin Timberlake, 3 numaraya kadar gerilerken, listenin yepyeni 1 numarası elektronik dans müziği yapan Ting Tings oldu. İlk albümleri bugün piyasaya sürülecek olan İngiliz ikilinin "We Started Nothing"ten piyasaya sürdükleri ilk single "That's Not My Name", geçtiğimiz haftanın en fazla satın şarkısıydı. Listenin 2 numarası da bir yeni giriş. Billboard Hot 100'ın bu haftaki yeni 1 numarası Rihanna, Atlantik'in İngiliz yakasında da 2numaradan merhaba demeyi başardı. Haftanın en kayda değer yükselişi, "Beat It" ile 65'ten 40'a kadar çıkan Fall Out Boy Fea. John Mayer. Albümler listesinde de ilk iki sırada iki yeni giriş söz konusu. Billboard da olduğu gibi İngiltere'de de "Home Before Dark" ile Neil Diamond 1 numara. 2 numaranın yeni girişi ise Pendulum'un In Silico albümü. Postu sonlandırırken yeni listeyle ilgili daha fazla ayrıntıya BBC - Radio 1'ın sitesinden ulaşabileceğinizi söyleyelim...
18 Mayıs 2008 Pazar
çifte kupalı
Olympiakos, dün oynanan ve 2-0 kazandığı Aris maçıyla birlikte Yunanistan Kupası'nı da müzesine götürdü ve sezonu çifte kupa ile kapadı...
bir garip seri
New Orleans Hornets - San Antonio Spurs belki de NBA tarihinin en garip serilerinden biri. Her maç evsahibi takım için aynı geçer mi? Bu seride oluyor. Evinde oynayan maçları genelde 3. çeyrekte koparıp, 20 sayı ile kazanıyor. Durum böyle olunca bu serinin avantajlısı pazartesi akşamki maçı evinde oynayacak olan New Orleans. İlk turda Shaq'a yapılan "hack-a-shaq"ler, bu seride de Tyson Chandler'a uygulanıyor. Bu, Spurs'dan daha çok New Orleans'ın Batı finaline yükselmesini isteme sebeplerimden bir tanesi. Zamanında Don Nelson, bu taktiği uygulatırken çok sinirlenip, kızmıştım bel altına çalıştığı için. Popovich'in de pek farkı yok bu açıdan bu yılki playofflarda. Bunun yanı sıra New Orleans'ın NBA Finali'nde olduğunu düşünmek bile keyif verici. Son yılların belki de en büyük sürprizlerinden birini gerçekleştirmek o kadar imkansız değil Chris Paul'un takımı için. Dediğim gibi ilk altı maçtaki senaryo devam ederse Lakers-Hornets sürpriz konferans finalini izleyebiliriz...
yazık oldu...
Geçen sezon Nantes, bu sezon Lens. Çoşkuyla açtıkları sezon hüzünlü sona erdi onlar için. Son haftaya girilirken PSG, Lens ve Toulouse üçlüsünden Toulouse'un veda etmesini istemiştim. Fakat olmadı ligin belki de en sempatik kulubü veda etti Ligue 1'e. Muhtemelen Nantes'ın yaptığı gibi ilk 3 sırada yer alarak tekrar geri dönecekler 1991'den beri kesintisiz mücadele ettikleri Ligue 1'e. Onlarda Nurnberg gibi sezonun en istikrarsız takımlarındandı. Geçen sezonu 5. bitirmişlerdi. Bu sezon ise hiçbir zaman ilk 10'u göremediler. Bahtsız Jean-Pierre Papin ise geçen sezon Strasbourg'u lige çıkartmıştı, ertesi sezon ise düşme üzüntüsünü yaşıyor. Teknik adam olarak, ardarda yaşanabilecek iki uç duyguyu çok kısa bir sürede tattı...
lucescuyla gelen 3. şampiyonluk
Takvimde bu ay içerisinde bitecek olan çoğu lig sona erdi Avrupa'da. Dün Slavia'nın şampiyonluğunu yazmıştık. Bu sabah Lucescu'nun takımının şampiyonluk haberi geldi. Shakhtar Donetsk, bir sezon aradan sonra kulüp tarihinin 4. şampiyonluğunu çekişmeli bir sezonun ardından elde etti. Son haftaya girilirken Dinamo Kiev'in 1 puan önünde olan Donetsk, evinde aldığı rahat Metalurh galibiyeti sonrası Lucescuyla birlikte 3. şampiyonluğunu kazandı. Bu, Romen hocanın ise kariyerindeki 7. lig şampiyonluğu. Bunlardan ikisinin nereden olduğunu söylemeye gerek yok...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)