









Fotoğraflar: Reuters, Javno
Postun esinlenmesi RKG'nin futpolitik'inden. Telif için kendisine bir yemek ısmarlarız artık...
Sakin sakin yazmak gerek dedim, 24 saatte kendimi toparlayabildim. 4 yıl önce Yunanistan şampiyon olurken bizim yaptığımız bu "sansanyonel yürüyüşün" milyonda birini yapamamıştı. Ne oynadığımız, ne yaptığımız belli değil ama Avusturya haber ajansı ORF'un dedidiği şanslı loto rakamlarımız ve hiç bitmeyen inancımız ile son dörde kalmayı başardık. Sakat çok, cezalı çok ve bu kadar dezavantajla finali oynama şansını elde etmek için Basel'e gidiyoruz. Geride kalan 270 dakika da bu şansın bizde olduğunu gösterdik. ParmaManiac'ın dediği gibi Almanlardan 5 yesek de bu turnuvanın rengiyiz. Turnuvaya ait hatırlacak 2 şeyden biriyiz, en önemlisi biz, bu turnuvanın "absolutely unbelievable"lıyız. Teşekkürler çocuklar...
2000'li yılların başında CM oynayanların favori topçularındandı kendisi. Ucuza alıp bir sezon sonra neredeyse 10 katına satmak mümkündü Julis Aghahowa'yı. Günün birinde yolu Kayseri'ye düşecek deseler inanmazdım. Bugün itibariyle 3 yıllık sözleşme imzalamış.
Ne Roma kulübünün ne de menajerinin olumlu ya da olumsuz bir açıklamada bulunmamasına karşın Avustralya basınına göre transfer tamamlanmış. Bu transfer ile birlikte Harry Kewell'ın da Leeds United ile 1995'te başlayan 12 yıllık Ada macerası da sona erecek. Tarzını, oyununu sevdiğim topçulardandır Kewell. Top ayağındayken çıkardığı ani şutlar, bir kanat oyuncusu için üstün tekniği ile her daim etkilemiştir. Liverpool'daki son 5 yılında sakatlıklar onu çok fazla forma giymesini engelledi.. Sadece 91 maçta forma giyebildi. Şimdi başkentte, İtalya'nın en iyi futbol oynayan takımda şansını deneyecek. Riise ile birlikte fazla uyum sorunu çekmez herhalde. Sağlıklı bir Kewell'ı De Rossi, Aquilani ve Totti ile birlikte izlemek çok keyfili olacaktır...
oleole football ve footbo, Facebook'un futbol versiyonları. futbol üzerine arkadaşlar edinip, tartışmak istiyorsanız ikisinin üstüne yok. Kaldı ki footbo'da Gabriele Marcotti, Guillem Balague gibi sağlam futbol yazarlarının blogları da mevcut. En azından bir bakmaya değer. Belki aklınızı çelerler. Ama benim gibi Facebook gibi zart zurtlarla alakası olmayanlardansanız bir bakar sonrada geçersiniz. Gerçi her iki sitenin de albenisi çok doğruya doğru...
Michael Phelps gelecek hafta yapılacak olan Birleşik Devletler Olimpiyat Takımı seçmelerinde 9 dalda yarışacağını açıklamış. Bakalım Atina'da 6 dalda yarışan Phelps, 9'un tamamında istediği sonuçları elde ederek Olimpiyat Takımı'nda yer alacak mı?

David Beckham NBA Finallerinde boy gösteredursun, geçtiğimiz Çarşamba oynanan Fransa-İtalya maçını izleyenler arasında Tony Parker, Eva Longoria ve Roger Federer bulunuyordu. Muhtemelen üçü de Fransızların kazanmasını istemiştir...
"We had some problems with some Turkish fans trying to enter the pitch, and also the presence of about 25 unaccredited people after the game in the Turkish dressing room"
Tüm eleştirilere rağmen Hollanda'nın da yardımıyla İtalyanlar çeyrek finale kaldı. kovulmaya bir mağlubiyet uzaklıkta olan Donadoni, doğruya en yakın 11'i sahaya sürünce çok da zorlamadan bir galibiyet aldı. Grup maçlarında İtalyanlar için sorunların başında Luca Toni'nin kaçırdığı düzinelerce gol bulunuyor. Toni daha efektif olursa kötü başlayan turnuva Donadoni'nin yüzünü güldürecek şekilde sonuçlanabilir.
İspanyolların tek maçlardaki sorununu düşünürsek İtalya'nın yarı final vizesi alacağını düşünüyorum. Muhtemel Hollanda yarı finalinde de ilk maçtaki hataları yapmayıp, finale yükselecektir diyorum İtalyanlar için. Çok değil 1 hafta sonra yanılıp yanılmadığımı anlarız...
Son dakika aksiliği olmazsa Nikola Vujcic, Olympiakos ile 2 yıllık sözleşmeye imza atacak. PAO ve Real Madrid'in de istediği Hırvat'ın tercihi Pireliler olmuş. Aklıma takılan, son 6 yılını devamlı hücum etmeyi seven ve tempolu oynayan bir takımda geçiren Vujcic'in Yannakis'in 18-20 saniye topu elde tutan, insanı sıkıntıdan öldüren basketbol stiline nasıl uyum sağlayacağı. Bu arada postu kapatırken Drew Nicholas'ın da PAO ya da Olympiakos'tan birini tercih edeceğimi dedikodularının yayıldığını belirtelim...
Şu sıralar menajeri Pini Zahavi'nin davetiyle İsrail'de tatil yapan Rio Ferdinand paparazziler nedeniyle polislik oldu. Ferdinand, Tel-Aviv'de gece 1.30'da girdiği gece kulübünden 5.30 çıkmış. Tam bu sırada da bir paparazzi fotoğrafını çekmeye çalışırken Rio'da boş durmayıp adama saldırmış. Sinirlenen paparazzi ise polise şlikayette bulunmuş. Polis, Ferninand'ın içinde bulunduğu aracı kenara çekmiş, İngiliz'in ifadesini almış. Bu sırada Paparizzeye tazminat ödeneceği sözü üzerine de bırakılmış. Anlaşılan Rio Ferninand'ın Tel-Aviv tatili pek de keyifli geçmemiş. Postu bitirirken aşağıya da Sport5'in çektiği resimleri ekledik... 




Geçtiğimiz sezonun Euroleague'de en çok dikkat çeken oyuncusuydu Marc Salyers. Hem Roanna hem de Euroleague'in sayı kralı olarak sezonu tamamladı. Tabii sezonu bu şekilde tamamlayınca da iyi teklifler geldi Amerikalıya. Daha doğrusu iki ciddi teklif. Biri Türk Telekom'dan diğeri ise Dinamo Moskova'dan. Salyers, basketsession.com'a yaptığı açıklamada daha önce Türkiye'de basketbol oynadığından dolayı Türkiye'yi seviyormuş. Hayalinde ise David Platt'ın takımında oynamak varmış. Bu iki seçenekten birini seçeceğini söylemiş. Bu açıklamadan sanki Moskova'ya gidecek gibi görünse de Türk Telekom'un yaptığı ya da yapacağı iyi teklif, Salyers'ın Türkiye macerasını tekrar başlatacaktır. Ki ayrıca Moskova'da güçlü kadroda rotasyon ve istediği süreleri alamama gibi riskler de söz konusu olabilir.
Bugün sırasıyla iki habere takıldım. Birisi burada da geçtiğimiz hafta yayınladığımız Avrupa liglerinin ve takımlarının seyirci ortalamaları ile ilgili Turkbasket.com'da bugün çıkan haber. Haberin kaynağı BallinEurope şirketi olarak ifade ediliyordu. Ki tam da bu noktada, haberin alınıp yapıldığı kaynaktan bihaber olunması dikkatimi çekti. Aslında bu çok da dikkat çekici bir ayrıntı değil. Fiba Blog'dan ayrılan iki arkadaşın faaliyete geçirdiği blog mantığıyla haberler veren bir site Ball in Europe. Turkbasket'in siteyi nasıl bir şirkete çevirmiş olduğunu anlayamadım. Sonuçta haberi aldığınız kaynak hakkında bu kadar yanlış bir bilgi vermek tuhafıma gitti. Özellikle bu hata Türk basketolu denilince aklan ilk gelen 1-2 siteden biri tarafından yapılıyorsa. Neyse bu hususa nokta koyup takıldığım diğer konuyu da yazayım. Romanista Bukowski yazmış futbolca.com adlı bir sitenin açıldığını. Postunu okuyunca bir bakayım dedim. Bakınca da ilk saniye ilk gol olayını yaşadım. Beşiktaşla ilgili olarak baktığım haberin ilk cümlesi "İngiliz futbol sitesi Tribalfootball" diye başlıyordu. Az çok tribalfootball'u takip edenler bilir, site Avustralya'nın en iyi futbol sitelerinden biridir. Zaten sitenin Avustralyalı oluşu da anasayfadaki haberlerin kategori edilmesinde bile kendini gösterir. Şimdi bu iki örneğinde büyük, esaslı hatalar olmadığını söylenebilir. Daha öncede dediğim gibi haberinizin kaynağını ile ilgili bilgilerin bu kadar bariz hatalı olması beni düşündüren konudur diyerek postu sonlandırıyım.
Söz konusu Çinliler olunca hiçbir şeye şaşırmamak lazım. En son numaraları yukardaki resimde görülüyor. Pekin Olimpiyat Komitesi Başkanı, Olimpiyatlarda Çinli sporcuları ve takımlarını desteklemek için 4 adet sevinç belirlendiğini açıklamış. Bu sevinçler, şehrin her tarafına poster olarak asılmış. Olympics", "Let's go" ve "China" tezahüratları da resmi tezahürat olarak açıklanmış. Ayrıca 30 kişilik bir amigo grubu da bu hareketleri taraftarların öğrenmesi için görevlendirilmiş. Çalışmanın ne kadar başarılı olacağını olimpiyatlarda izleyeceğiz. Ki insanın aklına bu sevinç gösterileri ve tezahüratlar dışında tezahüratlar ve sevinçler olması halinde ne tür uygulamalar söz konusu olacak. Pekin 2008'den Olimpiyatlar tarihinde yerini alacak olaylardan ilki de bu olsa gerek...
Çıktıkları haberini de tuhaf bulmuştum evlenecekleri haberini de garipsedim. People'ın haberine göre Marko Jaric, geçtiğimiz hafta içerisinde doğum gününü kutlayan Adriana Lima'ya evlenme teklif etmiş, Lima da bu teklifi kabul etmiş. Gerisi gelir mi göreceğiz...