12 Ağustos 2009 Çarşamba

eleştiriler twitter'dan lütfen...

Corinthians sezona bomba gibi başlamıştı. Fakat haftalar ilerledikçe takımın formu düştü. Bu form düşüklüğüne Ronaldo'nun sakatlığı ve son 5 haftada alınan 2 beraberlik ile 3 yenilgi eklenince taraftarların keyfi bozuldu.
Corinthians teknik direktörü Mano Menezes teknolojinin nimetlerini kullanan teknik adamlardan. Kendisinin bir Twitter hesabı mevcut. Menezes'in Twitter hesabını 600 binin üzerinde Corinthians taraftarı takip ediyor. Taraftarına duyarlı bir teknik adam Menezes. Taraftaların Twitter üzerinden takım ve kendisi ile ilgili eleştilerini ulaştırmalarını istemiş.
Menezes'in bu isteğini Corinthians taraftarlarının yanıtsız bırakmayacağına eminim. Brezilyalı teknik adamın Twitter hesabını incelerken bizim teknik adamlarımızdan hangilerinin Twitter'dan haberdar olduğu aklıma takıldı...

biletler karaborsada...

Daha önce de yazdığımız gibi bu gecenin en önemli maçı Meksika ile Birleşik Devletler arasında oynanacak CONCACAF Dünya Kupası eleme maçı. Maçın biletler geçtiğimiz hafta tükendi. 105 bin kişilik Estadio Azteca'da maç seyretmek isteyenler karaborsaya başvurmak durumunda.
En ucuz biletler 120 pesodan satıldı. Karaborsada bu biletleri 1000 ile 1200 peso -yaklaşık 75 $- arasında bir fiyattan bulmak mümkün. 600 pesoya satışa çıkan biletler ise 5 bin pesoya -yaklaşık 384 $- alıcı bulabiliyor.
Estadio Azteca'da oynanacak maç için güvenlik önlemleri de üst düzeyde. Yalnızca stadyum içerisinde 2 bin polis görev yapacak.

11 Ağustos 2009 Salı

yeni ev transferin mi habercisi?

Bir sporcunun bir takımdan başka bir takıma transferini anlamanın yollarından biri de yaptığı mekan değişikliğidir. En azından bu yönde dedidokuların çıkmasına sebep olunur başka bir şehirde alınan yeni bir ev. Gerçi bu tür hareketlerin transferler sonuçlanmadığı da oluyor. Temsil misal 2 sezon önce Carlos Boozer'ın Utah'dan ayrılacağına dair dedikodular, oyuncunun Los Angeles'ta bir ev alması ile alevlenmiş, lâkin Boozer Utah'da kalmıştı.
Bugünlerde iki benzer haber daha dönüyor etrafta. Bunlardan bir tanesi Dwyane Wade'in Chicago'nun River North bölgesinde 1 milyon 700 bin $'lık bir ev alması ile ortaya çıkan aklında Bulls mu var haberi. Yaz boyunca Miami'nin şampiyonlukta iddialı bir ekip kurması halinde takımda kalacağını ve kontratını uzatacağını söyleyen Wade, bütün çabalarına karşın Lamar Odom'u Miami'ye getiremeyince hayal kırıklığına uğramıştı. Hâlihazırdaki Miami takımı da şampiyonluk ya da NBA finaline yükselecek kapasitede değil. Durum böyle olunca Wade'in de aldığı evle birlikte serbest kaldıktan sonra Bulls'a gitmesi/takas edilmeyi istemesi dedikodusu kendini hissettiriyor.
Bu tür bir diğer haber de David Beckham ile ilgili. Fabio Capello'nun Dünya Kupası kadrosunda yer alması için Avrupa'da oynamasını şart koştuğu İngiliz futbolcu, Chelsea'de bir ev almış. Tabi alınan ev Chelsea'de olunca Beckham'ın da Chelsea ile Premier League'e geri dönme ihtimali konuşulmaya başlandı.
İki şehirde iki ev alınması iki önemli sporcunun transfer geleceğine dair dedikoduların dolaşmasına neden olması spor medyasının haber kaynakları açısından dünyada geldiği yeri göstermesi açısından da anlamlı...

azteca'dan çıkmak

Çarşamba akşamı Meksika, ölüm kalım maçında Estadio Azteca'da Birleşik Devletler'i konuk edecek. Ev sahibinin felaket başladığı elemelerde şansını devam ettirebilmesi için Amerika'yı geçmesi gerekiyor.
Meksikalılar bu önemli maç öncesi Azteca'nın tılsımına inanıyorlar. Birleşik Devletler ile 105 bin kişilik stadyumda oynanan 6 maçın 5'inden galip ayrılmış Meksika. -Meksika'da oynanan 24 maçın 23'ünden ev sahibi ekip üstün ayrılmış- Birleşik Devletler'in Azteca'da gol yemediği tek maç 2 Kasım 1997'de oynanmış. Fransa 98 elemeleri çerçevesinde oynanan o maç 0-0 sona ermiş. Estadio Azteca'daki maçların toplamında ise Birleşik Devletler 13 gol yerken, sadece 2 gol atabilmiş.
Yarın sahaya çıkacak olan Amerika kadrosunda sadece 4 futbolcu; Landon Donovan, Oguchi Onyewu, Carlos Bocanegra ve Steve Cherundolo daha önce Azteca'nın havasını solumuş. Bu durum mutlak galibiyet isteyen Meksikalılar karşısında Birleşik Devletler'in işini zorlaştırıyor.
İstatistikler Meksika dese de Bob Bradley'in futbolcuları Azteca'nın tılsımını bozmak için sahaya çıkacak. Kim belir belki de tarihe geçecek bir skor ile "Tanrı'nın eline" şahitlik eden stadyumdan ayrılabilirler...

tsubasa & nakawayashi'den tokyo 2016'ya destek

Ekim ayında 2016 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak şehir açıklanacak. Yarışın içerisindeki ciddi adaylardan biri de Tokyo. IOC'nin yapacağı toplantıya 90 günden az bir süre kalınca etkinliklerin sayısı da artıyor. Tokyo'daki etkinliklerden biri Yoichi Takahashi'nin stüdyosunda gerçekleşti. Yoichi Takahashi kim diyenler için Kaptan Tsubasa'nın çizeri en kısa cevap olacaktır.
Yoichi Takahashi söz konusu olunca Tsubasa'sız bir olimpiyat tanıtımı söz konusu olamazdı. Tokyo'nun 2016 olimpiyat bayrağına Tsubasa ve Genzo Wakabayashi'yi ekleyen Takashi'yle birlikte Tokyo'nun şansı artmasa da bizim gözümüzde adaylık için sempatiklik seviyesi oldukça yükseldi.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

flamengoluların ronaldo sevgisi!

Campeonato Brasileiro'da yılın maçı haftasonu oynandı. Fakat bu karşılaşmayı "yılın maçına" çeviren adam ne yazık ki sakatlığı sebebiyle sahada yer almadı. Tabii ki Flamengo - Corinthians maçından ve Ronaldo'dan bahsediyoruz. Hatırlayanlar olacaktır Brezilyalı Milan'daki sakatlığını Flamengo'nun bünyesine aşıp, sağlığına kavuştuktan sonra Corinthians'a imza atınca Flamengolular çılgına dönmüştü. Konuyla ilgili postlar da blogun orasının, burasının ve şurasının arşivinde bulunuyor. Her ne kadar sol elindeki sakatlık nedeniyle oynayamasa da Flamengolu taraftarlar Ronaldo'ya yönelik tepkilerini hafta sonundaki maçta gösterdiler. Flamengo taraftarlarının Corinthians maçında açtıkları pankartlardan biri "Travestilerin kralı Ronaldo"ydu. Diğer bir pankart ise "Hain" anlamına gelen "Traira"ydı. Flamengolular taraftar psikolojisiyle Ronaldo'yu suçlasalar da adamı o kadar ay kulüp de misafir edip, ardından iyileşince sözleşme yapmayı akıl edemeyen Flamengo yönetimine de bir hesap sormak gerekiyordu....

güvenlik dedikleri...

Dünya üzerindeki her şehir, spor tesisleri ve güvenlik açısından aynı koşullara sahip değil. Avrupa kıtasında katıldığınız bir turnuva/şampiyona ile Asya kıtasında katıldığını< turnuva birbirinden büyük farklılıklar gösterebiliyor. Dünya Badminton Şampiyonası bundan 2 yıl önce Kuala Lumpur'da düzenlenirken postun içerisinde yer alan fotoğrafların benzeri görüntüler söz konusu değildi. Dünya Badminton Şampiyonası'nın 17.'si bu yıl Hindistan'ın sorunlu şehirlerinden birinde, Haydarabad'da düzenleniyor. Fotoğraflardan da anlayacağınız gibi güvenlik üst düzeyde. Hatta bir spor etkinliğine gölge düşürebilecek kadar üst düzeyde. Kör göze parmak misali güvenlik önlemleri de hem sporcuları hem de kafileleri rahatsız ediyor. Olimpiyatlardan sonra badminton da dünyanın en önemli organizasyonuna katılmayanlar olabiliyor. İngiltere, Haydarabad'ın "güvenlik" sorununda endişe ettiği için bu yıl ki şampiyonaya katılmıyor. Daha önce organizasyonu Jakarta, Kopenhag, Birmingham, Madrid gibi şehirlere veren Dünya Badminton Federasyonu da Haydarabad kararından pişmanlık dutmuış olacak ki, sonraki iki dünya şampiyonası organizasyonu önce Paris'e sonra da Londra'ya vermiş.
Irkçılık ya da ayrımcılığa elbet karşıyız. Fakat sporcuların ve ülkelerin güvenlik sorunları nedeniyle katılmama ihtimalleri yüksek olan şehirlere neden önemli organizasyonu düzenleme şansı verilir anlayabilmiş değilim. Eğer organizasyon bu tür bir şehirde düzenlenmeye karar verildiyse de her ülkenin katılması zorunlu kılınmalı, katılmayan ülkelerin cezalandırılmalı. Aksi takdirde anlamsız bir organizasyon söz konusu oluyor.

ispanya aşkına...

Biz de bu görüntüler sıklıkla Biletix, bilet satış işine girmeden çok görülürdü. Şimdi ise sadece "önemli" maçlarda yaşanıyor bu tür itiş kakışlar.
Fotoğraflar Üsküp'ten. Makedonya, çarşamba günü Üsküp'te İspanya ile bir hazırlık maçı oynayacak. Rakip dünyanın en iyi futbol oynayan milli takımlarından biri olunca Makedonlar da maça bilet bulmak için gişelere saldırmışlar. Konu futbol sevgisiyse eğer, her türlü eziyete katlanmak mümkün oluyor fotoğraflardan da anlayacağınız üzere...

colorado'nun tepelerinden atina'nın sahiline...

Olympiakos'u kriz filan etkilemiyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da NBA'in vasat üstü oyuncularından birini Pire'ye getirmeyi başardı Aggelopoulos kardeşler. Bu yazın Josh Childress'ı olarak Nate Robinson'a göz dikseler de smaç şampiyonunun Knicks'de kalmasıyla Linas Kleiza ile yetinmek durumunda kaldılar.
Her ne kadar Litvanyalı olsa da Kleiza'yı Avrupa basketbolunda sadece Litvanya Milli Takım fotrması ile izleyebildik. Kendisi NBA'in aldığı süre ile ters orantılı olarak çok iş yapan oyuncularından. Bir maç sonu istatistiklerine baktığınızda sahada sadece 15 dakika kalmasına rağmen 24 sayı attığını görebileceğiniz bir oyuncu Litvanyalı. Olympiakos onu Atina'ya getirmek için iki yıllığına 12 milyon 200 bin $ dolar ödeyecek. Takım arkadaşı Childress gibi onun da kontratında NBA'e gitme opsiyonu bulunuyor. Denver Nuggets onu sözleşmesini yenilemek için işi ağırdan alınca o da Avrupa basketbolunu tercih etti. Oyun tarzı ve şut isabeti Euroleague'in sayı kralı olması ihtimali güçlendiriyor Linas Kleiza'nın.