13 Haziran 2008 Cuma

piyasa ısınıyor

Basketbolda piyasa ısınmaya başladı. Kıtada bir tur yapalım dedik;

- Türk Telekom'un bu yılki guardları Türk. Tutku'ya Barış Ermiş'i eklediler. Pota altına da en efektif dönemini yaşayan Asım'ı. Muhtemelen Serkan Erdoğan'ın yanına iyi bir 2 numara için sağlam para harcayacaklar. Bir de Ercüment Sunter'in yerine yeni bir antrenör bulsalar...

- Efes Pilsen, son 3 sezondur üzerindeki ölü toprağını Ergin Ataman ile atar mı bilinmez ama en azından bu sezon geride kalanlardan daha iyi geçebilir. Şu ana kadar Vujanic ile anlaştılar. Sakatlıktan sonra bir türlü kendine gelemedi. Barcelona, PAO, Bologna, Dinamo Moskova gibi çok kulüp dolaştı. Söylentiler Kızılyıldız'dan Dragicevic'in de alınacaklar listesinde olduğu. Yalnız parası biraz fazla 700 bin avro...

- PAO ile Olympiakos'da harıl harıl takıma yeni oyuncular alıyor. Sezonun en büyük hayal kırıklığıydı PAO. O kadar para boşuna gitti. Euroleague'de son 8'e kalamadılar. Yunan liginde şampiyon oldular. Yalnız şampiyonluk aldatmasın rakipleri sezon başında Gershon ile hücum basketbolu oynayan, sezon sonunu ile Yannakis ile slow motion, insanı bayan bir basketbola dömüş yapan Olympiakos'u ancak son maçta geçtiler. BUndan dolayı olsa gerek Obradoviç başarısız kadroyu dağıtıyor. Sani Becirovic, Dejan Tomasevic ve Dimos Dikoudis'i serbest bıraktılar. Gidecekler listesinde Kennedy Winston ve Dusan Sakota da bulunuyor. Gelen ilk isim geçtiğimiz sezonun Avrupa'daki en iyi iki pivotundan biri olan Nikola Pekovic.

- Olympiakos'ta ise Yannakis'in ilk icratı 1 milyon 500 bin avroya alınan FMP Železnik'in 2.11'lik uzunu Zoran Erceg. Genç Sırp 5 yıllık imzayı attı. Madrid'de pek iyi bir sezon geçirmeyen Pelekanos'un da Pire takımına geldiğini söyleyelim. Yannakis'in Papaloukas, Fotsis ve Papadopoulos'u da istediği konuşuluyor.

- İspanya'da Barcelona'nın Maccabi'nin 1 milyon 700 bin dolara koca sezon hiçbir şey yapmadığı için bıraktığı Nikola Vujcic'in peşine düştüğü konuşuluyor. Real Madrid ise Aris'ten Jeremiah Massey ile anlaştı. Massey bana göre Maccabi'de oynayan Terence Morris ile birlikte Avrupa'daki en iyi uzun Amerikalı.

- Euroleague'e katılma hakkını elde edemeyen Aris, Karşıyaka'dan Sean Marshall ile birlikte Scavolini Pesaro'dan Keydren Clark'ı kadroya kattı. Böyle 2 ve 3 numara olayını bağladılar.

- İspanya'da en çok ilgi gören isim Marc Gasol. Ligin MVP'si küçük Gasol'u hem Barcelona hem de Real Madrid istiyor. O ise ya NBA ya da Avrupa basketbolu diyecek.

- Maccabi'den sezon ortasında istifa eden Oded Katash, sezonu tamamladığı Ironi Naharia ile olan sözleşmesini 2 yıl daha uzattı. Coach sorununu Hasharon'dan Effi Birenboim ile çözen Maccabi, Roma'da Erazem Lorbek'le anlaştı dedikoduları yayıldı. Ayrıca Naharia'dan Jayson Williams, Tel Aviv'in yenilerinden oldu. Partizan'da sağlam bir sezonun ardından Milt Palacio Rus Khimki'ye imzayı attı. CSKA, Kazan'dan Victor Keyru ile şutör guard pozisyonunu güçlendirdi.

en dolusu zaragoza

Ball in Europe yine iyi bir iş yapmış ve Avrupa'daki liglerin ve takımların seyirci ortalamalarını yayınlamış. Ligler arasında ilk sırada beklendiği gibi ACB yer alıyor. Bizim Beko Basket ligi ise 7. sırada kendine yer bulmuş. Fransa, Almanya gibi ülkelerin birden fazla yer alması tuhaf olmuş İtalya ve İspanya İkinci Ligleri dururken.

Takımlar sıralamasında ise ilk sırada sürpriz bir kulüp bulunuyor. İspanya İkinci Ligi LEB Gold takımlarından Basket CAI Zaragoza, 10 bin 200 ortalama seyirci ile açık ara birinci. Onu takip eden 5 takım ise ACB'den. Zaten toplam 15 takım İspanya'dan. Alman basketbolunun seviyesi vasat olsa da onlarda hem ortalama da hem de takımlarda listede ilk sıralarda kendilerine yer bulmuşlar. Listenin tamamı aşağıda. Ball in Europe liste dışı kalan ünlü takımları da eklemiş. Ben de onlardan aldığımla postu tamamlayayım...

Ligler
1. ACB (İspanya) 6387,00
2. Lega (İtalya) 3740,81
3. ProA (Fransa) 3503,56
4. Bundesliga (Almanya) 3469,75
5. LEB Gold (İspanya) 2944,44
6. Baltic Elite Division 2238,97
7. ProB (Fransa) 1720,00
8. Beko League (Türkiye) 1363,31
9. A1 (Yunanistan)1228,29
10. ProA (Almanya) 1039,12
11. Finlandiya 865,67
12. LNBA (İsviçre) 678,93
13. ProB (Almanya) 636,11
14. Baltık Challenge 420,73

Takımlar
1. Basket CAI Zaragoza 10200 (LEB Gold)
2. Unicaja Málaga 9492,0 (ACB)
3. MMT Estudiantes 9120,0 (ACB)
4. Tau Ceramica 8889,0 (ACB)
5. Real Madrid 8440,0 (ACB)
6. CB Granada 6990,0 (ACB)
7. La Fortezza Virtus Bologna 6989,2 (Lega)
8. ALBA Berlin 6907,9 (Bundesliga)
9. Brose Baskets Bamberg 6864,7 (Bundesliga)
10. DKV Joventut 6785,0 (ACB)
11. Pamesa Valencia 6560,0 (ACB)
12. Scavolini Spar Pesaro 6447,2 (Lega)
13. Bruesa GBC 6300,0 (LEB Gold)
14. Capitol Valladolid 5987,0 (ACB)
15. CB Murcia 5537,0 (ACB)
16. Barons/LMT 5235,6 (Baltık Ligi)
17. Grupo Begar León 5216,0 (ACB)
18. ViveMenorca 5115,0 (ACB)
19. Iurbentia Bilbao 5000,0 (ACB)
20. Alta Gestión Fuenlabrada 4991,0 (ACB)

Montepaschi Siena (4987,5), Panathinaikos (4360,4), FC Barcelona (3942,0), Benetton Treviso (2698,6), Zalgiris Kaunas (2384,1) or Efes Pilsen Istanbul (1098,0).

12 Haziran 2008 Perşembe

107 kilometre koşmuşuz

Castrol'ın performansindeksine göre Milli Takım futbolcuları dünkü maçta toplam 107 kilometre yol katetmişler. Takımın en hızlısı Colin Kazim, en yavaşı ise Tümer Metin olmuş. Tuncay, 11 kilometreyle Aurelio ile birlikte en çok koşan isim...

10 Haziran 2008 Salı

en ateşli taraftarlar...

gunun esprisi miguel veloso

Günün bomba haberine Sabah imza atmış. Vahap Hacıoğlu'nun haberine göre; Beşiktaş'ın Nuri'yi alamazsa Miguel Veloso için girişimde bulunacağı yazılmış. Herşeyi geçtim öncelikle neden ofansif özellikleri güçlü bir oyuncudan vazgeçince gidip defansif ortasaha, stoper ve sol bek oynayabilen bir oyuncu transfer edilir anlamış değilim. Buradaki amaç nedir? Hani bu tutarsızlığı geçtik diyelim habere imza atan arkadaşın ya da Beşiktaşlı yöneticilerin transfer piyasasından haberi yok herhalde. Veloso'nun şu andaki değeri 25 milyon avro civarında. Hadi bu parayı da geçelim, hâlihazırda Manchester United, Liverpool, Milan, Arsenal gibi çok önemli talipleri de var Veloso'nun. Haberi nereden tutsak elimizde kalıyor, tutarsızlıklar dizboyu. Şimdi bu haberi yapan muhabiri mi yoksa haberi ciddiye alıp sayfalarına koyan spor sayfasından sorunlu editörleri mi ayıplamak lazım bilemiyorum...

maçtan kalanlar...



maçtan kalanlar...



"the dominator" bu kez kararlı

Red Wings'in Stanley Kupası'nı kazanmasının üzerinden 5 gün geçmişti ki o kararını açıkladı. "Artık üst düzey hokey oynacak motivasyona sahip değilim" diyordu buz hokeyi'nin "The Dominator"u Dominik Hasek. 2002 yılında da profesyonel sporu bırakma kararını almış, lâkin 1 yıl sonra 2003 Temmuz'unda salonlara geri dönmüştü. Fakat bu sefer kesin karar vermiş gibi Hasek. 17 yıllık NHL kariyerini Stanley Kupası'nı kazanarak tamamlamarak her buz hokeycisinin isteyeceği birşeydir. O da bunu yaptı. 43 yaşında profesyonel kariyerine ikinci kez veda ederken en yaşlı kaleci unvanına da sahip oldu. Formasını giydiği Çek Cumhuriyeti Milli Takımı ile 1998 Nagano'da Olimpiyat şampiyonluğu yaşarken, bir kere dünya ikincisi ve üç kere de dünya üçüncüsü olan kadroda yer aldı. 6 defa ligin en iyi kalecisi seçilmeyi başaran Dominik Hasek, buz hokeyinin latın adamları arasındaki yerini çoktan aldı bile...

9 Haziran 2008 Pazartesi

mls'in en büyük vurgunu

Dikkatler Euro 2008'e odaklanınca transfer piyasasındaki işlerde gözden kaçıyor. Örneğin Barcelona'nın Dani Alves'e 50 milyon dolar vermesi, Schalke'nin Jefferson Farfan transferinin 90 patlaması gibi hususlar gündeme bile düşmedi. Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru önemli bir transfere de Villarreal imza attı. İspanyollar, Birleşik Devletler futbolunun geleceği en parlak isimlerinden Jozy Altidore'i renklerine bağladı. Jozy için MLS'e (evet burada para futbolcunun kulübü NY Red Bulls'a değil lige ödeniyor)8 milyon dolar para saydılar. Ki bu rakam bir Amerikalı futbolcu için ödenen en yüksek bonservis anlamına da geliyor. Jozy ilk yılında ortama ve İspanyol futboluna alışması için daha fazla forma şanıs bulabileceği Recreativo de Huelva'ya kiralanacak. Kendisinin adı geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde Real Madrid ile birlikte anılmış, başkent ekibinin transfer edeceği uzun süre konuşulmuştu.

Jozy Altidore, New Jersey doğumlu olmasına karşın Haiti asıllı bir anne, babanın çocuğu. Kendisi 2006 Draftında ilk 10 sırada yer almamasına karşın 2 yılda kaydettiği büyük ilerleme dikkat çekti. Zaten onu da bu kadar değerli yapan da bu kadar kısa sürede kaydettiği aşama. Henüz 18 yaşında ve geçtiğimiz yıl Kanada'da düzenlenen 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonası'nda neler yapabileceğinin ipuçlarını verdi. Onu özel ve farklı kılan niteliklerinin başında hem fiziksel açıdan kuvvetli oluşu hem de teknik açıdan vasatın üstünde olması geliyor. Onu saha içerisinde kolay kolay indirmek pek söz konusu değili zor pes eden bir karaktere de sahip. Üstelik hem topla hem de topsuz oyunlarda çok başarılı. Topla driplinglerinde ve adam eksiltmede de çok rahat rakibini geçebiliyor. Muhtemelen Pekin Olimpiyatları'nda da kendinden oldukça fazla söz ettirecek Jozy Altidore...

komşu gibisi yok

Sven-Goran Eriksson, mekisk teknik direktörü olduğunda 2 yıl sonra kontratı sona erdiğinde Birleşik Devletler'e, MLS'e yolu düşer demiştik. İsveçli, daha ilk dakikadan golü attı. İmzayı attıktan sonra soluğu Washington D.C.'de almış ve Fire - United maçını izlemiş. Yakında da New York ve Los Angeles'da da stadyumları şereflendirir kendisi. Ne de olsa iki adım kuzeyi Birleşik Amerika...

chelseali kg

Kevin Garnett'ın basketbol dışındaki en büyük meraklarından biri de futbol. Hatta KG iyi bir de Chelsea taraftarı. Sağolsun Batug Forum'dan Brooklyn, Kevin Garnett ile Didier Drogba arasındaki bir hadiseden de bizi haberdar etti. Garnett, Manchester United maçı öncesinde Didier Drogba'ya başarılar dileyen bir de mesaj yollamış. Gerçi Fildişili futbolcudan şu günlerde NBA Final Serisi'nde mücadele eden KG'ye ne bir teşekkür ne de bir başarı mesajı gelmemiş. Fakat Drogba'dan gelmeyen jest, bir Chelsea taraftarından gelmiş.

Geçtiğimiz cuma günü Kevin Garnett'e 5 numaralı bir Chelsea forması hediye edilmiş. KG'de bu hediyeden oldukça memnun kalmış. En azından görüntüler bize öyle diyor...

8 Haziran 2008 Pazar

zamalek'e "zac"

Udinese'de 3 sezon boyunca yaptıklarının üzerine yatıp, daha sonraki bütün deneyimleri başarısızlıkla sonuçlanan başka bir antrenör yoktur. Alberto Zaccheroni; Milan -bir lig şampiyonluğunu es geçmeyelim- Lazio ve Inter deneyimleri hep görevine son verilerek bitti. En son geçtiğimiz sezonun ortasında Torino'dan yollanmıştı Zac. Bugün gelen haberlere göre yeni sezonda Mısır'ın Al Ahly ile birlikte en önemli iki kulübünden biri olan Zamalek'i çalıştıracakmış. Çok kötü geçen bir sezonun ardından Zamalek'te yeni sezonki hedefler büyük. Zac'ın bu hedefleri kaldıramayacağı ve başarısızlıklar hanesine yurtdışı serüvenini de ekleyeceğini düşüyorum...

en zayıf halka...

Euro 2008 başlarken, turnuvanın en zayıf takımı deniliyordu Avusturya için. Turnuvanın "maskarası" olmasını beklediğimiz takım, taş gibi top oynayarak Hırvatları "aptala" çevirdi. Grup maçlarını galibiyetsiz kapatmaları muhtemel. Ama en azından sahada ne yaptıklarını, ne yapmak istediklerini bilip oyunu ona göre oynuyorlar. Bizim ve bu akşamki Avusturya - Hırvatistan maçı seyrettikten sonra yabancı gazete ve sitelerde neden Türkiye'yi neden grup sonuncusu olarak aday gösterdiklerini insan daha iyi anlıyor. Kadro olarak 4 kişinin bütün yükkü taşıdığı 2 adet teknik kabiliyeti vasatın üstünde olan topçuya sahip Avusturya bile organize hücum yapabiliyorsa...

en hızlıları ronaldo ve sabri

Sağolsun Castrol'un Euro 2008 hizmetlerinden biri "CastrolIndex". Maçlara çok farklı rakamsal verilere ulaşmak mümkün. Türkiye-Portekiz maçına ilişkin dikkatimi en çok çeken istatistikler kimin ne kadar hıza ulaştığı ve ne kadar mesafe katettiği oldu. Onlardan Cristiano Ronaldo, bizden ise Sabri en yüksek hıza ulaşan futbolcular. Moutinho ve Aurelio ise en çok alan kateden isimler...

PR En Yüksek Hız (kph) Katettiği Alan (m)
1. Ricardo 18.81 --- 4531
2. Paulo Ferreira 21.01 --- 8783
4. Bosingwa 25.37 --- 8904
7. Cristiano Ronaldo 28.45 --- 9143
8. Petit 23.21 --- 9800
10.Joao Moutinho 23.72 --- 10277
11.Simao 26.04 --- 8097
15.Pepe 22.86 --- 9321
16.Ricardo Carvalho 28.57 --- 9002
20.Deco 20.97 --- 10114
21.Nuno Gomes 22.64 --- 6323
5. Fernando Meira 0.20 --- 179
6. Raul Meireles 19.05 --- 1549
19.Nani 19.29 --- 2859

TR En Yüksek Hız (kph) Katettiği Alan (m)
23.Volkan Demirel 12.91 --- 3581
2. Servet Cetin 25.37 --- 9712
3. Hakan Balta 23.21 --- 9636
4. Gokhan Zan 20.87 --- 5337
5. Emre Belozoglu 26.75 --- 10093
7. Mehmet Aurelio 23.87 --- 10421
8. Nihat Kahveci 25.40 --- 8991
17.Tuncay Sanli 23.87 --- 10331
18.Kazim Kazim 22.64 --- 9575
21.Mevlut Erdinc 26.53 --- 4972
22.Hamit Altintop 22.59 --- 8136
9. Semih Senturk 20.62 --- 2158
15.Emre Asik 18.98 --- 3879
20.Sabri Sarioglu 27.19 --- 5416

27 bin dolara babalar günü

Herhalde sezon başındakimse böyle bir senaryoyu hayal etmiyordu. Tamam Doğu'nun finalisti Boston olur diyordu herkes ama Batı'nın şampiyonunun Lakers olacağı bilmek için müneccim olmak gerekti doğrusu. Kobe Bryant bile takımının başarılı olamayacağına inandığı için takasını istemişti. O günlerden bu yana nerdeyse 9 ay geçti ve biz Boston Celtics - Los Angeles Lakers efsanevi finalini izliyoruz. En azından ilk maç için keyifli bir final serisi izlenimi aldık. Bu finalin sportif yönü kadar ekonomik gerçeklikleri de ilgi çekici. Örneğin finalin 4-0 Boston lehine sonuçlanmadığını varsayarsak, Staples Center'da oynanacak ve "Babalar Günü"ne denk gelecek serinin 5. maçı için maç biletlerini pazarlayan StubHub, 8 kişilik özel "Babalar Günü" biletlerini 27 bin 28 dolardan satışa sundu. Bu, Staples Center'ın evsahipliği yaptığı tarihindeki bütün organizasyonlar için en büyük bilet fiyatı. Los Angeles Times'ın yalancısıyım, 44 kişilik bir suit için ise fiyatlar 51 bin 431 dolardan başlıyor.

Geçen sezonki Spurs - Cavs serisinin saha dışı rakamları ile bu yılki finalin rakamlarını karşılaştırınca Celtics - Lakers finalinin "değeri"ni de daha fazla görmek mümkün. Finalin bilet fiyatlarındaki ortalama Staples Center'da 772, Garden'da ise 547 dolar civarında. Geçtiğimiz sezon ise bu rakamlar Cleveland'da 336, San Antonio'da 311 dolardı. Televizyon yayınlarında ise finalin ilk maçının reytingi geçen yılki finallere göre yüzde 38 oranında arttı. Playofflardan başladığından beri NBA'in Manhattan'daki mağazasında atışlar yüzde 15 oranında arttı. NBA.com üzerindeki satışlarda ise yaşanan artış muazzam. Normal sezona göre siteye akın edenlerin sayısı yüzde 80 oranında arttı. Lakers'ın outletini gezenlerin oranı yüzde 400 ile 500 oranında artarak günlük 1200 ile 1400 arasında müşteriye ulaştı. Staples Center'daki mağazada ise yüzde 300'lük bir trafik artışı söz konusu. Son olarak nba.com'u ziyaret eden kişi sayısı geçen yıla göre yüzde 60 artarak 1 milyar 200 milyon kişiye ulaşmış. Sadece bu rakamlar bile Celtics - Lakers rekabetinin önemini ve "değeri"ni anlatmaya yetiyor...

maracana'dan taraftar manzaraları...







ilklerin finali...

Kabul ediyorum şu sıralar üşengeçliğim üzerimde, ancak bu sabah "hadi yazayım" dedim. Hafta ortasının gündemiydi Libertadores'te yarı final maçları. Quito ile Fluminense sürprizlere imza atarak finalist oldular. Quito her iki maçta da America'ya üstünlük sağlamasa da gol averajıyla finalist olmayı bildi.

Boca ile Fluminense arasındaki yarı final için ise "olağanüstüydü" dersek abartmış olmayız. İlk maçta 2-0'dan 2-2'ye getiren Fluminense, harika geçen sezonu 3-1'lik Maracana galibiyetiyle daha da anlamlı kıldı.

Palermo 1-0 öne geçirse de Boca'yı, futbol kariyeri Türkiye'den de geçen Washington ve Dodo'nun golleri Fluminense'yi finale çıkardı. Böylece Boca, unvanını koruma şansını da kaçırmış oldu.

Hem Quito hem de Fluminense'nin ilk Libertadores finali. Bu cümlenin anlamı kupanın tarihine yeni bir şampiyon ekleneceği. Finalin ilk ayağı 25'inde Quito'da. Şampiyonu belirleyecek rövanşa ise Maracana ev sahipliği yapacak. Postu bitirirken şunu da ifade edelim Washington 2 ya da daha fazla gol atarsa kupanın bu yılki gol kralı olacak...