14 Aralık 2010 Salı

seri sona erdi

Breet Favre için 13 Aralık 2010 unutulmayacak bir tarih oldu. Aslında sadece Favre için değil, NFL için de önemli bir istatistiğe imza atıldı. 41 yaşındaki Minnesota Vikings quarterback'i, lige adım attığı 20 Eylül 1992'den bu yana, yani 297 maçtır maça başlayan oyuncular arasında yer alıyordu. Di'li geçmiş zaman kullanıyoruz çünkü New York Giants karşısında formasını giyemedi ve maça da başlayamadı. Böylece 297 maçlık kırılması bir hayli zor olan seri de sona erdi...

avustralya'nın gündemi

Yılın sonuna gelindi Avustralya'nın spor gündeminde "Ashes" bulunuyor. Avustralya ile İngiltere arasında oynanan beş maçlık seride İngiltere'nin 1-0 üstünlüğü bulunuyor. Serinin üçüncü maçı perşembe günü Perth'te başlayacak. Bahisçiler İngiltere'nin kazanacağını düşünüyor. Bahisler sadece Ashes'i kimin kazanacağı ile sınırlı değil. News of The World'ün Liz Hurley ile ilişkisi olduğunu ortaya çıkardığı Okyanusyalıların efsane gözüyle baktığı kriket oyuncusu, Shane Warne'ın Avustralya Milli Takımına dönüp dönmeyeceği de bahisçiler için bahis açılan bir konu olmuş. 
Ashes demişken, seriye ve krikete dair her şeyi Eurosport'un kriket anlatıcısı Uygar Karaca ile  yorumcusu Okcan Başat'ın kriket blogu, http://kriketsever.blogspot.com/ 'dan okunamız da mümkün diyerek postu sonlandıralım....   

13 Aralık 2010 Pazartesi

tavan çökerse

NFL takımlarından Minnesota Vikings'in maçlarını oynadığı Metrodome Stadyumu 28 yıllık tarihindeki en ilginç olayı yaşadı bu hafta sonu. Şehirdeki yoğun kar yağışı nedeniyle salonun çatısı çöktü. Bu nedenle de pazar günü oynanması gereken NY Giants - Minnesota Vikings maçı da Detroit'e alındı. Tabi takımların yoğun yağış altında Detroit'e ulaşabilmeleri o kadar kolay olmayacak. Pazartesi akşamına alınan karşılaşmanın biletleri bedava olarak maçı izlemek isteyenlere de verilecek.

NFL'de maçların oynanacağı stadyumların değişmesi sık rastlanan bir olay değil. Son 10 yılda sadece iki takım maçlarını kendi sahalarından farklı yerlerde oynadı. Katrina Kasırası nedeniyle New Orleans Saints, maçlarını New York'ta oynamıştı. 2003 yılında da California'da çıkan orman yangını nedeniyle de San Diego Chargers'a Tempe, Arizona ev sahipliği yapmıştı.

12 Aralık 2010 Pazar

ali sami yen bu skoru hak etmedi, peki siz onu hak ettiniz mi?


Dün Galatasaray Ali Sami Yen'de son lig maçına çıktı.

İnsanın kötü gitmesin işi, muhallebi yerken kırılır dişi.

Kaldı ki, futbol bu, muhallebi değil! Her ne kadar Gençlerbirliği bu sıralar ligin kolay lokmalarından sayılsa da, yağışlı zemin artı genç kaleci Ufuk'un hatası onlara daha dakika dolmadan, ilk ataklarında golü getirdi. Ondan sonra Cimbom için "uğraş dur" durumları... Nitekim santrforsuz ikinci sezonunun ortalarına kadar gelen Galatasaray gol için beyhude uğraşıp dururken, ikinci golü de yedi. Olabilir. Futbol bu!

Galatasaray gibi bir takıma böyle bir "son maç" ortamında bu skor elbette yakışmadı. Skor 0-2 olduktan sonra kameralara yansıyan Hagi'nin yüz ve mimik ifadeleri de ("Allah sizin belanızı versin"der gibi kafa sallamalar falan) bir takımın, hele hele büyük bir takımın hocasına hiç yakışmadı ama ya o seyircinin ('taraftar' diyesim yok) hâli neydi peki?

Koltukları nefretle sökmek (eve götürmek için sökenleri ayrı tutuyorum) onları sahaya fırlatmak... Bu mudur Ali Sami Yen'in adını alan stadın son maçta hak ettiği muamele peki?

O Ali Sami Yen'in kim olduğunu hiç hatırlayanınız, bileniniz var mı?
  
1924 Paris olimpiyatlarına katılan Türk kafilesinin başkanlığını yapan, 1926-1931 yılları arasında Türkiye Milli Olimpiyat komitesi başkanlık görevini yürüten, Galatasaray'da 1905-1918 arasında 13 yıl, 1925'te 1 yıl olmak üzere iki dönemde 14 yıl başkan olarak hizmet veren, Galatasaray Müzesinin kurulmasını sağlayan, 1905 yılında yönettiği Moda-Kadıköy karşılaşması nedeniyle ilk Türk hakemi olabileceği çeşitli kaynaklarca iddia edilen, Milli Takımın Romanya ile yaptığı ilk maçta teknik adam olarak takımın başında olan, yani Türk Milli Takımın da ilk teknik direktörü olan ve futbolda Avrupanın ilk ("ve tek" demeye de dilim varmıyor, devamı gelsin istiyorum/umuyorum)  şampiyonunu çıkartan bu stadın isim babası bu kepazeliği hak ediyor mu peki?

Poyraz, soğuk, ayaz ve kar vız gelir, bu son lig maçında Ali Sami Yen tıklım tıklım dolar diye düşünürken ben, tribünlerdeki boşlukları görünce 'vefa'nın marketlerde satılan bir boza markası kadar bile kalıcı olamadığını anladım. Bu güzel duygunun hava ve takımın içinde bulunduğu kötü koşullara yenik düştüğünü  gördüm. Gelen az sayıda seyirciye "Helâl olsun! İşte bunlar vefalı" demiştim. Meğer onlar da, koltukları fırlatıp sahada elinden geleni yapıp skoru değiştirmek için didinen futbolcu kardeşlerinin kafalarını yarmaya, kaptanları Ayhan'ı yuhlamaya, her topu kurtardığında genç kalecilerini alay ederek alkışlamaya, kimisine ana avrat küfür etmeye, yönetimi ilk yarım saat dolarken istifaya davet etmeye gelmişler Ali Sami Yen'e.

E bravo! Sayenizde Ali Sami Yen Stadı'na veda yalnızca hazin olmadı aynı zamanda çirkin de oldu.

Siz bu kafayla, güllük gülistanlık zamanlarda gidip Arena stadını doldursanız ne yazar?

amman derbisi

Konuyla ve Amman derbisi ile ilgili uzun bir yazı yazmaya niyetliyim akşama. Şimdilik görüntüleri koyayım dedim. Wehdat ile Faisali arasındaki maçta polisin müdahalesi ve çıkan olaylar nedeniyle 250 kişi yaralandı...

rekor kırmanın gözü kör olsun...

Hadise rekor kırmak olunca, herkes her şeyi yapabiliyor. Bir Amerikan futbolu sahasına bir buz hokeyi pisti inşa edilebiliniyor bu sabaha karşı oynanan Michigan ile Michigan State arasındaki maçta olduğu gibi.
Amaç bir buz hokeyi karşılaşmasında en fazla seyirci rekoru kırmaktı. Bu da başarıldı. Hem de öyle böyle değil, büyük bir farkla. Geçen yıl Almanya'da düzenlenen dünya şampiyonasında 77 bin 803 kişi tribünlerde yerini almıştı. Böylece de dünya rekoru kırılmıştı.
Bu sabaha karşı Michigan Stadyumu'nda oynananan maçı, 113 bin 411 kişi izledi. Uzun bir zaman diliminde pek kırılabilecek bir rekor gibi durmuyor Michiganlıların başardıkları...
Fotoğrafların yanı sıra olayın videosunu da koyduk postun sonuna....