13 Eylül 2008 Cumartesi
bir garip tercih
Jon Stefansson, İzlanda basketbolunun yetiştirdiği en önemli isim. Gerçi Stefanssonlar, İzlanda spor tarihine önemli isimler kazandıran bir aile. Jon'un abisi Ólafur da Pekin'de büyük bir sürpriz yaparak finale kadar yükselen hentbol takımının oyuncularından. Ayrıca 2002 & 2003'te İzlanda'da yılın sporcusu seçilmiş. Neyse bizim konumuz abi değil, kardeş Stefansson.
Jon'un kariyerinde vasat üstü ligler bulunuyor. Almanya, NBA, İspanya ve İtalya. Geçtiğimiz sezon Lottomatica Roma'da forma giymişti. Bu sezon yine kalburüstü bir lig ve takımda oynar diyordum lâkin o seçimini ülkesinden yana kullanmış ve KR Reykjavik ile anlaşmış. Muhtemelen ligin en skorer ve değerli oyuncusu seçilecek. Kariyeri vasatın üstünde olan bir oyuncunun tercihini İzlanda liginden yana kullanması garip. Gerçi yazılanlar geçtiğimiz sezonu sakatlıklarla geçiren Stefansson'un KR Reykjavik'de geçireceği sezonda kendisini yeniden toparlamayı palnlayacağı yönünde. Yine de dediğim gibi tuhaf bir tercih...
bayern münih otobüsü
Bayern Münih, bu haftadan itibaren yeni otobüsünü kullanmaya başladı. MAN tarafından yapılan otobüsün içerisinde 4 masa, lcd ekranlar, dvd'ler, 20 adet deri koltuk ve bir mutfak yer alıyor. Hani konaklama sorunu olursa içerisinde konaklanabilecek türden bir otobüs. Gerçi bahsettiğimiz kulüp de Bayern Münih, o kadar olsun...
12 Eylül 2008 Cuma
ljungberg & new york city
West Ham United'ın, sözleşmesini feshettikten sonra ortalıklarda pek görünmüyordu Fredrik Ljungberg. Sonunda izine New York'ta rastlandı. Resimlere bakılırsa keyfi yerinde, futbola geri dönmeye pek de niyeti yok gibi. Buna da gerek duyacak gibi görünmüyor doğrusu. New York City'de bu yaz futbolcuların gözde mekanı haline gelmeye başladı. Daha önce Henry, Makalele ve Rooney, New York caddelerini arşınlamıştı, şimdi de Fredrik. İsveçlinin onlardan farkı ise resimlerde açıkça görünüyor...
real madrid'ten davet var...
Usain Bolt, Londra'da Laureus TV'ye röportaj vermiş. Röportajın en çok ilgi çeken kısmı, kendisinin Real Madrid'ten onlarla antrenman yapması için davet alması. Bolt'un konu hakkında söyledikleri şunlar; "Real Madrid beni antrenmana davet etti. Kesinlikle gideceğim. Raul ve Van Nistelrooy'un dünyadaki en iyi golcüleri arasında olduğunu düşünüyorum. Van Nistelrroy'u Manchester United'ta oynarken izlemiştim, harika bir futbolcu".
Bolt'un katılacağı Madrid antrenmanı muhtemelen çok ilgi çekecek. Hatta muhtemelen değil, kesinlikle çok çok fazla ilgi çekecek. Biz de merakla bekliyoruz o antrenman gününü...
Bolt'un röportajından ilginç bölümleri postlar halinde aktarmaya devam edeceğiz.
11 Eylül 2008 Perşembe
singapur hatırası
Singapur spor tarihinin en önemli spor olayı olacak 28 Eylül'deki Singapur Grand Prix'i. Üstelik Formula 1 tarihindeki ilk gece yarışı olması da ayrı bir önem taşıyor. Hazırlıklar 3 hafta önceden başlamıştı. Son gelen haberler yarışın anısına resimde görülen hatıra madalyaların piyasaya sürüleceği yönünde...
gelen gideni aratır mı?
Gelen gideni aratır mı? Çoğu zaman aratıyor. Freddy Shepherd'in kulübün başında olduğu dönemin sonuna doğru taraftarların neredeyse tamamı ondan nefret eder duruma gelmişti, kulübü bir an önce bırakmasını istiyorlardı. O da istenileni yaptı ve geçtiğimiz yıl Mike Ashley'e sattı Newcastle'ı. Aradan daha 14 ay geçti ve Ashley istenmeyen adam oldu. 11 yılda 5 teknik direktör gören kulüp, 14 ay içerisinde 3. teknik direktörünü arıyor. Newcastle United forması ile maçlara gelen, taraftarlarla fotoğraf çektiren Mike Ashley, kredisini çok kısa bir sürede tüketti. Her geçen gün onu istemeyenleri sayısı daha da artıyor, Newcastle United gittikçe sıradanlaşıyor...
imitasyon
Başlık Globoesporto'ya ait. Her iki takımın da formasının resimlerini yanyana koydukları haberlerinde, Fenerbahçe formasının Palmerias formasına çok benzediğini, hatta onlardan çakma olduğunu söylüyorlar. RKG'ye haberi gösterdiğimde ikisinin çok benzemediğini söyledi. Dikkatli bakınca haklı olduğuna kanaat getirdim. Sonuçta iki takımda aynı malzeme sponsoru ile çalışıyor. Doğal olarak benzerlikler görülebilir ki Adidas'ın klasik üç çizgisi dışında benzeyen tek şey renkler. Brezilyalılar biraz fazla abartmışlar.
jamie carragher
"İtiraf ediyorum; İngiltere Milli Takımındaki mağlubiyetler, Liverpool'daki mağlubiyetler kadar beni üzmüyor. Milli takım öncelikler listemde ilk sıralarda yer almıyordu. Milli takımdaki mağlubiyetler bir felaketten daha çok, bir hayal kırıklığı hissettiriyor."
Jamie Carragher'ın milli takım hakkındaki düşünceleri...
10 Eylül 2008 Çarşamba
biletler kapış kapış
Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçlara bir hafta kala biletler satışa çıkmaya başladı. Yunanistan'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcisi Panathinaikos, grup maçlarının açılışını evinde İnter ile yapacak. Leoforos Alexandra'da satışa çıkan biletlerin tamamı neredeyse 1 saat içerisinde satıldı. PAO'luların iki yıl aradan sonra Şampiyonlar Ligi'nde yer aldığını ve iyi transferler yaptığını düşünürsek, beklentilerin ve ilginin yüksek düzeyde olması normal.
madrid'de kayık keyfi
Dünya Kupası eleme grubu maçları nedeniyle liglere verilen arayı tatil yaparak geçirenlerden biri Real Madridli Marcelo. Dunga onu olimpiyatlarda oynatmıştı fakat Şili ve Bolivya maçları kadrosuna almayı tercih etmedi. O da bu tatilden istifade Retiro Parkı'nda kız arkadaşı ile kayık sefası yapmış. Hoş da olmuş kendileri adına...
"nine"
Tony Parker'ın şu sıralaer keyfi pek yok. Fransa ile Avrupa Basketbol Şampiyonası elemelerinde mücadele ediyor. Fakat Fransa coachu Michel Gomez ile farklı frekanstan konuşuyorlar. Parker, en son olarak İstanbul'a takımdan ayrı olarak bu sabah geldi. Neyse bizim konumuz bu değil. Tony Parker ve eşi Eva Longoria vücutlarını aynı dövmeyi yaptırmışlar. İkisi de Parker'ın forma numarası 9'un yazılı halini vücutlarını taşımış. Parker'ın eline yaptırdığı dövmenin, Eva Longoria'nın vücudundaki yeri ise boynu. Her ikisinde de bu dövmenin olduğunu keşfeden ve de üşenmeden resimlerini çekmeyi başarabilen paparazziyi de ayrıca kutlayıp, alnından öpmek gerek!
new york borsasında...
Michael Phelps'in tuhaf gezilerini okumaktan gına geldi. Aşağıda da belirttiğimiz gibi haftasonu Los Angeles'taydı. Pazartesi ise soluğu New York'ta aldı. Phelps, diğer Amerikalı yüzücüler Natalie Coughlin ve Ryan Lotche ile birlikte New York Borsası'nda seansı başlatan zili çaldı. Böylece portföyüne borsa açmayı da eklemiş oldu. Sırada ne var çok merak ediyorum doğrusu. New York Knick ile antrenman mı?
iş kazası...
Real Salt Lake, MLS'deki en iyi sezonunu geçiriyor. Muhtemelen konferans lideri olarak playoffa girecekler. Bunu başarırken de Arjantinli forvet Fabian Espindola'nın 12 maçta attığı 8 golün büyük katkısı var. Geçtiğimiz cumartesi sahasında LA Galaxy ile karşılaşan Real Salt Lake'de Fabian Espindola'nın başına, 10 milyon bir görülecek bir kaza geldi. 6. dakikada attığı gol sonrası sevincini takla atarak göstermek isteyen Arjantinli, taklasını attığı ve ayaklarını yere bastığı zaman bir acı hissetti. Oyundan çıkan Espindola'nın önce bileğinin kırıldığı söylendi, daha sonra ise bileğinde ezilme meydana geldiği ve bu nedenden dolayı 2 ay futbol oynayamayacağı açıklandı. İşin ilginci Fabian Espindola'nın attığı gol ofsayt nedeniyle sayılmadı. Arjantinli böylece bir hiç uğruna sakatlanan ilk futbolcu oldu belki de. İzlemek isteyenler için olayın videosu bir tık ötededir...
Fotoğraf: ISIphotos.com
körfez futbolu #3
Abu Dhabi'de ikamet eden futbol kulüplerinden Al Jaziri'nin web sitesini gezince ilginç resimlerle karşılaştım. Üstteki tarz bir kale arkası bizim ülkede olsa adamı döverler. "Hocam sen maçını oyna ben burdayım umurumda olmasa da" misali tribünlerdekilerin çoğunluğunun maçla olan ilgisi oturmaktan ibaret. Alttaki resmi görünce de aklıma, sezon hazırlıklarını ya da idmanları izlemek için antrenman sahasına gelen, bunun üzerine hemen etraftan bulunan sandalyelere oturtularak konuk edilmeye ve bir dediğinin iki olmaması için herkesin koşturmaya çalıştığı "bizim" kulüp yöneticileri geldi. Arkadaki vantilatöre özellikle dikkat!
tour'a geri mi dönüyor?
Tour de France tarihinin en başarılı isimlerinden Lance Armstrong'un gelecek yıl Tour'da yer alacağı konuşuluyor. Armstorng'un aralarında Tour de France'ın da bulunduğu 5 yarışta mücadele edeceği haberi ne Armstorng ne de menajeri tarafından yalanlanmadı. Amerikalı bisikletçinin Astana takımı ile geri dönüş yapacağı haberi ise Lüksemburglu takımın direktörü Johan Bruyneel tarafından kesin dille reddedildi. Bruyneel onunla işimiz olmaz misali "planlarımızda yer almıyor" dedi Armstrong için. Gerçi söz konusu Lance Armstrong olunca takım bulmakta zorlanacağına inanmıyorum. En azından geçtiğimiz hafta bisiklet dünyasının efsane isimlerinden Carlos Sastre'yi kadrosuna katarak ilk icraatını gerçekleştiren yeni kurulan Kanadalı merkezli Cervélo TestTeam'in Armstrong ya da önemli sprintçileri kadrosuna katmak için uğraşacağını düşünüyorum.
kutsal yolculuk
Fox'un ramazandaki en iddialı programı "Kutsal Yolculuk". Akşam postasını seyredemiyorum ama sabahları sahurda programın tekrarına denk gelmek mümkün oluyor. Aslında komedi amaçlı, insanları güldürmek için yapıldığına inanıyorum. Zaten Zekeriya Beyaz'a kendinden 30 cm uzun bir kadın ile program sundurmak ister istemez bunu düşündürüyor insana. Soruları görünce de kesin olarak "evet bu bir komedi programı" diyorsunuz. Benim rastgeldiğim sorulardan iki tanesi "dansözler oruç tutabilir mi" ve "ramazanda oruçluyken açık-saçık film seyretmek orucu bozar mı"ydı. Dün sabah denk geldiğimde de diğer kanallardaki iftar-sahur programı yapan kişilere giydirmekle meşguldu Zekeriya Beyaz. Programın Fox'un en çok seyredilen 4 programından biri olması da amacının dini bilgiler vermekten daha çok, insanları güldürerek ekrana bağlamak olduğunu ortaya koyuyor. Ramazan bitmeden bir kere denk gelmenizi öneririm...
5 yıl sonra...
Premiata Montegranaro'nun sürpriz transferiydi Shawn Kemp. Kendisini en son 5 yıl önce parkelerde görmüştük. Son gördüğümüzde de abartmayalım ama "obeze" yakın bir bünyeye sahipti. yaş 39'u bulmuş, 5 yıl oynanamış, üstelik de kilo fazlası olan birinin tekrar basketbol topu ile buluşabileceğini hayal olarak düşünüyordum. Gelen ilk haberlerde de Kemp'in kasım ayında takıma katılacağı yazıyordu. Lakin geçtiğimiz hafta İtalya'ya geldi ve takımla idmanlara başladı. Teknik kadronun kendisinden beklediğinden daha fazlasını yapıyormuş. Hazırlık maçlarındaki performansı kalıcılığını gösterecektir Kemp'in...
körfez futbolu #2
Katar sokaklarında dolaşmaya kalksanız yerli halktan sonra en fazla göreceğiz millet Brezilyalılar olsa gerek. Ülkedeki Brezilyalı futbolcu sayısı her geçen gün daha da artıyor. Bunda teknik direktörlerin de Brezilyalı ya da Güney Amerikalı olmasının payı büyük. Geçtiğimiz hafta Katar ligine katılan Brezilyalı futbolcular kervanına São Paulolu Aloísio da katıldı. Kendisini 1999-2003 yılları arasında top koşturduğu Ligue 1'den hatırlayabiliriz. St. Etienne ve PSG'de forma gitmişti Aloísio. Daha sonra 2 yıllık bir Rubin Kazan tecrübesinin ardından "bu kadar yurtdışı yeter demiş" ve Brezilya'ya geri dönmüştü. Emekliliğine az kala rakamları kendini rahatlatacak bir sözleşmeye imza attı. Yeni takımında da Ronaldinho ve Roque Junior sayesinde pek yabancılık çekmeyecek.
1 numara
Williamslıların küçüğü sezonun son iki Grand Slam'ini kazanarak dünya sıralamasında 1 numaraya yükseldi. Abla-kardeş kendilerini her izlediğimde, "hormonlanmış vücut güreşçileri tenis oynasa bu kadar olur" diyorum kendi kendime. Amerika Açık'ı kazandıktan sonra New York sokaklarında boy gösterirken hem giysisi hem de makyajı ile 50 yaşındaki teyzelere benzemiş Serena. İnsan biraz daha hoş görünmek için çaba sarfeder, çirkin görünmek için değil...
mtv müzik ödülleri'nde...
"Super Hero" Michael Phelps'in gezi turu durdurak bilmeden devam ediyor. Keyifli geçtiği gözlenen Las Vegas gezisinin ardından haftasonu Los Angeles'taki MTV Müzik Ödülleri'nde sunuculuk yapan Phelps'e, Ashlee Simpson ve Pete Wentz eşlik etti. Bu kadar eğlencenin ardından Michael Phelps'in yoğun antrenman temposuna tekrar nasıl döneceğini çok merak ediyorum....
körfez futbolu #1
İki hafta önce yazmıştık Abel Braga'nın Brezilyalılar operasyonunu. Haftasonu Braga vatandaşlarını alıp, Körfez basınının karşısına çıktı. Fernando Baina, Márcio Rosário ve Rafael Sobis. Bu üçlünün Araplara maliyeti 14 milyon avro. Sobis için 11 avro ödenirken, America'dan trasnfer edilen Marcio Rosario'nun maliyeti 800 bin avro. Temmuz sonunda takıma katılan Fernando Baiano'nun bir yıllık maliyeti 2 milyon 200 bin avro. Rafael Sobis'in bu transfer sonrası Brezilya milli takımındaki durumunun etkilenmeyeceğini düşündüğünü söyleyerek postu sonlandıralım...
Fotoğraf: STR/AFP/Getty Images
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)