Dergilerin kapandığı, futbol dergilerin 15 bin tirajı göremediği bir ülkede gidip de "spor dergisi" çıkarmak zor iş. "Hürriyet Spor" gibi adına "spor" deyip de futbol dışındaki bir spor ile ilgili ilk tam sayfa haberi 32 sayfalık yayının 24. sayfasında bulunan bir ülkeden bahsediyoruz. İyi kötü -ki bu işin hakkını vererk çıkardığına inanıyoruz- 19 sayıyı geride bıraktık. Ekim sayısını da bu sabahtan itibaren bayilerde bulmak mümkün. Lance Armstrong'u, Londra 2012'yi, Trabzonlu taraftarların çıkardığı Trabzonspor kitabını, Londra 2012'yi, Moto GP'yi, K1'i, Volvo Ocean Race'i, belediyesporlar ve olimpiyatları yazdık. Aslında çok şey yazık da benim aklıma sabahın 4'ünde gelenler bunlar. Adı üstünde bir spor dergisiyiz...
26 Eylül 2008 Cuma
25 Eylül 2008 Perşembe
fluminense - botafogo
Campeonato Brasileiro'da haftanın maçı iki Rio takımı Fluminense ile Botafogo arasında. Evsahibi Fluminense'de işler yolunda değil. Küme düşme potasında gezinip duruyor. Copa Libertadores onlara uğursuz geldi. Hem kupayı kaptırdırlar hem de lige felaket başladılar ve bir türlü toparlayamadılar. Botafogo için işler yolunda son 2 aydır. Geninho'yu yollayıp yerine Ney Franco'yu getirdiklerinden biri takım yükselişte. Son haftaya kadar ilk 4'ün içerisindeydiler. Tuzları kuru anlayacağımız. Uzun zamandır Botafogo'nun bu denli rahat çıktığı bir Rio derbisi hatırlamıyorum. Maçın biletleri 5 ile 10 dolar. Yok VIP'de oturacağım diyernler olursa da 24 dolarlık bir fiyat söz konusu....
de la hoya-pacquiao
Oscar De La Hoya ile Manny Pacquiao arasında 6 Aralık'ta Las Vegas'ta yapılacak maçın biletleri dün satışa çıktığı gibi tükendi. 60 ile 110 dolar arasında fiyatları değişen biletler tükenmekle de kalmadı boks tarihinin en büyük ikinci hasılatına imza atıldı. 16 bin kişi kapasiteli MGM Grand Garden Arena'da yapılacak karşılaşmanın bilet satışından 16 milyon 860 bin 300 dolar elde edildi. Daha önceki rekor De La Hoya'nın Floyd Mayweather Jr. ile yaptığı maça aitmiş. 5 Mayıs 2007'deki o maçın hasılatı 18 milyon 419 bin 200 dolarmış. Boks sevdiğim bir spor değildir, insanların biribirleri dövmesinden ne zevk alındığını ve bunun için de neden o kadar para verildiği anlamıyorum.
al sana metrobüs!
Bir işi yaptım demekle olmuyor. Misal metrobüs ile Avcılar-Zincirlikuyu arası 40 dakikaya indi inmesine ama akşamüstü iş çıkışı Anadolu yakasına geçmek isteyenler için Zincirlikuyu'daki "durak"da neredeyse kaos merkezi halinme geldi. İşyeri Gayrettepe, Esentepe, Levent civarında olan çok sayıda insan hergün Zincirikuyu'daki köprü durağından otobüse binip Anadolu yakasına geçerdi. Tabi bu geçiş sırasında çoğu insan köprü çıkışında inmek için Kadıköy, Altunizade ya da Kozyatağı otobüslerine biniyordu. Alt Bostancı ve Üst Bostancı gibi otobüslere de o güzergahın yolcuları binerdi. Di'li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık "binmemiz" neredeyse imkansız, en azından "Zincirlikuyu"dan. Her 45 saniyede bir metrobüsten inen yolcuların yarısı Anadolu yakasına geçmek istediğinden ve "toplumsal bilincimizde" çok geliştiğinden! metrobüs nüfusu önüne gelen ilk otobüse biniyor. Bizim gibi 45-50 dakikada bir kalkan Alt Bostancı sahil otobüsü bekleyen vatandaşlar ise o otobüse zaman zaman binmekte zorluk yaşıyor ya da "Allah kahretsin" deyip binmiyor. Böyle olunca çözüm için ofisten 15 dakika erken çıkıp Mecidiyeköy'e ana terminale gitmekten başka çare yok. İşin komik yanı o ağzına kadar dolan, yolcu alamayacak hale gelen otobüs köprü çıkışında birden bire boşalıyor.
İnsan toplu ulaşımda bu eziyeti çektikten sonra neden özel aracını kullanmasın? Neden toplu ulaşım kullanmak için çaba sarfetsin ki. O kişiye toplu taşımayı kullanmak için özndireceğine, yaşayacağı eziyeti arttıryorsun. Üstelik herhangi bir çözüm de aramıyorsun. Sonra bunun adı "belediyecelik" oluyor.
oleg romantsev & votka
2000'li yılların başında Spartak Moskova'nın sahibi olan Andrey Chervichenko anlatıyor; Spartak Moskova, Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool deplasmanında. Maçın başlamasına bir kaç dakika kala Spartak Moskova teknik direktörü Oleg Romantsev'in oğlu VIP tribününe Chervichenko'nun yanına gelir ve babasının votka istediğini, bu isteğinin yerine gelmemesi halinde skor konusunda olumlu konuşamayacağını söyler. Andrey Chervichenko, Romantsev'in isteğini reddeder. Sahaya çıkan Spartak Moskova futbolcuları hiçbir varlık göstermez ve mücadele etmezler, maçı da Spartak Moskova 5-0 kaybeder...
singapur formula-1'e hazır
Singapur formula-1 tarihindeki ilk gece yarışına hazır. Haftasonu koşulacak Singapur Grand Prix'i için takımlar antrenmanlara başladı bile. AT&T Williams pilotu Nico Rosberg, aracını denemeye başlayanlardan. Gran Prix ile ilgli hatıra madalya, eşantiyon derken pasta ve kurabiyeler de tezaghaları süslemeye başlamış...
23 Eylül 2008 Salı
başarılı kadın ve destekçisi
2012 londra'ya kadar bırakmaya niyeti yokmuş Yelena Isinbeyava'nın atletizmi. Gerçi o güne daha 4 yıl var. Şimdiden konuşmak erken olur, bu işin sakatlığı var, yaşlanınca form düşüklüğü var, yeni sporcular var yani var da var. Ama şu sıralar meydan Yelena'nın. Katıldığı her yarışmada gözler onun üzerinde yeni rekor gelecek mi diye. Onun başarısının nedeni resimlerdeki arkadaşmış. Isinbayeva'nın Ukraynalı sevgilisi bana nedense Rus basketbolcuları andırıyor. Ukrayna'ya mı taşınacaksın sorularına "hayır, o benimle Rusya'ya gelecek diyormuş" erkek arkadaşı için Yelena Isınbayeva. Postu bitirirken "her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır" diyelim...
rebecca adlington
İngilizlerin Pekin'deki yıldızıydı Rebecca Adlington. Hem 400 hem de 800 metrede altını kapmıştı. Başarıyla birlikte popülarite de geldi. Şu sıralar İngiliz basınının en gözde isimlerinden biri Adlington. En son "Londra Moda haftası"nda madalyalarını almış çıkmış podyuma Naomi Campbell'a nazire yaparcasına. Hoş Campbell da artık gelmiş 40'ına, havası dışında birşeyi kalmamış...
22 Eylül 2008 Pazartesi
Ziza Valadares
Atletico Mineiro taraftarları çok keyifli. Zira taraftarlar arasında pek fazla sevilmeyen kulüp başkanı Ziza Valadares, cuma günü başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı. 2007'de kulübün başına geçen Valadares'in istifasını, Mineiro taraftarı kulüp binasının önünde dua ederek kutladılar. Bu tür tabloyu Yıldırım Demirören'in görevi bıraktığının ertesi günü Beşiktaş'ta görürsek hiç şaşırmam...
las ventas'ta tenis
İspanya'nın en önemli boğa güreşi arenası olarak kabul ediliyor Madrid'te ki "Plaza de Toros Las Ventas". Haftasonu farklı bir etkinliğe evsahiplği yaptı Las Ventas. İspanya ile ABD arasında oynanan Davis Kupası yarı finali için arena, tenis sahasına dönüştürüldü. 25 bin kişilik Las Ventas'ı haftasonu İspanyollar doldurdu. Rafael Nadal, David Ferrer, Feliciano Lopez-Fernando Verdasco'dan oluşan İspanyol takımı, Andy Roddick, Sam Querrey ve Mark Bryan-Mardy Fish'ten oluşan Birleşik Amerika'yı ezdi geçti, 4-1 ile finale yükseldi. Finaldeki rakipleri Arjantin olacak İspanyollar'ın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)