21 Kasım 2009 Cumartesi

güney afrika 2010 posterleri - 1


Marlane Dumas

medya & futbol savaş çıkartabilir mi?


Mısır ile Cezayir arasında yaşanılan olayların seyri ciddiye biniyor. Maçın üzerinden 2 gün geçmesine karşın Mısırlıların öfkesi geçmiyor. Mısır'daki Cezayir Büyükelçiliğine saldırılmaması için Kahire polisi 24 saat boyunca güvenlik önlemi aldı.
Buna karşın gösteriler devam ediyor. Mısırlılar Cezayir bayraklarını yakıyor. Hatta bu tepkiler sadece gösterilerle de sınırlı kalmıyor. Polisle girilen çatışma da 11 polis yaralanmış, 15 araç da kullanılmz hale gelmiş. Bu rakamları Mısır İçişleri Bakanlığı veriyor. Ki bu da bu sayıların daha yüksek olma ihtimali olduğunu söylüyor bize.


Mısırlıların ne kadar öfkeli! olduğunu gösteren resimlerden biri yukarıdaki olsa gerek. Arabayla Cezayir Büyükelçiliği önünden geçen bir Mısırlı üşenmeyip ayağındaki ayakkabının bir tekinin candan dışarı çıkartabiliyor.
Olayların bu boyuta gelmesinde hem Cezayir hem de Mısır medyasının rolü büyük. Geçtiğimiz cumartesi akşamı Kahire'de yaşanılanların ardından özellikle Le Buteur aşırı milliyetçi yayınlar ile Cezayirlileri galeyana getirmişti. Yapılan yayınlar, yazılan yazılar ve kullanılan resimler Cezayirli olmayan birinin bile Mısırlıların aleyhine döndürebilirdi.
Haftasonu Cezayir medyasında gördüğümüz yayın anlayışının bir benzeri çarşamba akşamından itibaren Mısır medyasında görülmeye başlandı.


Özellikle özel televizyonlar -ki Al Hayat ve Dream TV bunların başında geliyor- zaten Arap dünyasının en vatansever ulusu olarak bilinen Mısırlıları sokağa dökecek kadar sert yayınlara imza atıyor. Maç sonrası Mısır kafilesinin uğradığı iddia edilen saldırının görüntüleri yayınlandı önce. Ardından kafiledeki kişilerin yaşadıkları anlattırıldı. Hatta Hüsnü Mübarek'in oğlu Alaa Mübarek'in de saldıraya uğradığı ileri sürüldü.
Mısır televizyonlarındaki bu yayın belirli bir süre de devam etmedi. Görüntüler tekrar tekrar yayınlandı. Böyle olunca halkın da bu durumdan etkilenmemesi imkansızdı.
Gerçi sırf halk etkilenmiyor bu yayınlardan. Kahire Belesiye Meclisi, "Cezayir" olan caddenin ismini "Hasan Shabata" olarak değiştirmek üzere. Facebook'ta da Kahire'nin güneyinde Maadi'de yer alan "Cezayir Meydanı"nın isminin değiştirilmesi için kampanya başlatılmış durumda.

Medyanın bu yayınından futbolcular da nasibini alıyor. Farkında olmadan medyanın oyununa gelenlerden biri Mohamed Zidan.
Mısırlı futbolcu maçtan önce ve sonra hem kendisine hem de kaleci El Hadary'e yönelik ölüm tehditleri içeren mesajların olduğunu söyledi. Ki bu mesajlar Cezayirlilerden gelmiş. Zidan ayrıca maç içerisinde de Cezayirli futbolcuların kendilerini taciz ettiğini, Cezayir'in golünü atan Antar Yahia'yı ise anlayamadığını söylemiş ve eklemiş; "Bochum ile Borussia Dortmund arasındaki maçın ardından kucaklaşıp, formalarımızı değiştirmiştik. Fakat ona ne olduğunu anlayamadım. Maç boyunca anneme küfür edip durdu". 
Bu tür yayınlar zaten gergin olan ortamı daha da germekten başka bir işe yaramıyor. Her iki medyasının yaptığı yayınlardan rahatsız olan Arap dünyası da bir basın konseyinin kurulmasını gerektiğine inanıyor.  Yoksa söz konusu yayınların sona ereceği yok.
İki ülke arasındaki gerginlik 10-31 Ocak tarihleri arasında Angola'da yapılacak Afrika Uluslar Kupası'nın kura çekimine bile yansıdı. Luanda'da dün akşam yapılan kura çekiminde Mısır ile Cezayir final maçından önce birbiriyle eşleşemeyecek şekilde gruplara düşürüldü. Bu bilinçli mi yoksa tesadüfi bir şekilde mi yapıldı bir fikrim yok. Yalnız son bir hafta içerisinde yaşanılanların ardından insanın aklına soru işareti takılmıyor değil.
Arap dünyası bu yaşananlara müdahele eder mi bilinmez ama ülke medyalarının körüklediği futbolun merkezde yer aldığı bir savaşa doğru ilerliyoruz gibi görünüyor dileğimiz bu olmasa da.... 

Fotoğraflar: CRIS BOURONCLE/AFP/Getty Images

20 Kasım 2009 Cuma

euro 2012 torbaları


Pot 1: Spain (holders), Germany, Netherlands, Italy, England, Croatia, Portugal, France, Russia

Pot 2: Greece, Czech Republic, Sweden, Switzerland, Serbia, Turkey, Denmark, Slovakia, Romania

Pot 3: Israel, Bulgaria, Finland, Norway, Republic of Ireland, Scotland, Northern Ireland, Austria, Bosnia-Herzegovina

Pot 4: Slovenia, Latvia, Hungary, Lithuania, Belarus, Belgium, Wales, FYR Macedonia, Cyprus

Pot 5: Montenegro, Albania, Estonia, Georgia, Moldova, Iceland, Armenia, Kazakhstan, Liechtenstein

Pot 6: Azerbaijan, Luxembourg, Malta, Faroe Islands, Andorra, San Marino

bir maçtan daha fazlası...


Garip bir 5 gün geçti Mısır ile Cezayir arasında. 5 gün önce cumartesi akşamı Mısırlılar sevinirken, Cezayirliler hem üzgün hem de öfkeliydi. Çarşamba akşamı ise Cezayirliler sevinirken, Mısırlılar kızgın ve üzüntülüydü.


Aslında çok da fazla şaşırmamak gerekiyor iki ülke arasında yaşanılanlara. 1989’dakine benzer bir süreç yaşanıyor şu anda. 1989’da Mısır ile Cezayir arasındaki eşleşmede gülen taraf Mısır olmasına karşın Lakhdar Belloumi’nin otel lobisinde karıştığı kavga sonrasında Mısır Milli takım teknik direktörünün gözünü kaybetmesi futbolcu hakkında Interpol’un tutuklama kararı çıkarmasına kadar uzayan bir olaylar zincirine neden olmuştu. Hatta Mısır, 1990’da Cezayir’de düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’na da evsahibi ülkeyi protesto ederek katılmamıştı. 1989’da yaşanılan bu olay sonucunda Belloumi hakkındaki karar ancak bu yıl Nisan ayında kaldırılmıştı.


Şimdi de Mısır, hem Cezayir’deki Mısır şirketlerine hem de Hartum’da maç sonrası yaşanılan olaylar nedeniyle Cezayir ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçiriyor.
Mısır’ın Cezayir’de petrol ve gaz sektörü dışındaki sektörlerdeki en büyük dış yatırımcı olması işlerin biraz daha karışabilme ihtimalini doğuruyor.
Mısır ilk etapta Cezayir’deki büyükelçisini geri çekti. Sudan’ı maçtan sonra yaşanılan olaylarla ilgili olarak gerekli güvenlik önlemlerini almamakla suçladı. Sudanlı yetkililer ise Hartum tercihinin Mısır’ın kendi istediği olduğunu hatırlatarak 15 bin güvenlik görevlisi ile güvenliğin sağlandığını söylediler. Gerçi Mısır Hartum tercihini yaparken Sudan’da yaşayan çok sayıda Mısırlı işçinin olacağından yola çıkmıştı. Fakat cumartesi günü Kahire’de yaşanılanlar Cezayirlilerin müthiş bir organizasyon ile Sudan’a akmasına neden oldu. 41 kişilik stadyumda 50 bin kişi bulunuyordu. 5 bin Cezayirli de stadyum dışındaydı. En azında Eurosport yayınında Dağhan ile benim kulaklarımıza söylenen bilgi bu yöndeydi. Yayında da belirtmiştik. Kapıların yerel saatte 15.30’da açılıp 18.30’da kapanması bir yığılma meydana getirmişti. Taraftarların stadyum çıkışlarında da maçın galibi Cezayirliler 3 saat kadar stadyumda kalacaktı. Lâkin dışarıda 5 bin Cezayirli’nin olması Mısırlılar’ın çıkışını zorlaştıracaktı.


İlginç bir şekilde maçın bitişine dair Hartum’dan düşen görüntülerin sadece Cezayirlilerin sevinç gösterileriyle sınırlı kalması insanın aklımda “Mısırlılara ne oldu stadyum” çıkışında düşüncesini getiriyor ki. Mısır Futbol Federasyonu da sağolsun dün gece yaptığı açıklamayla maçtan Mısırlılar dayak yediye getirmiş olayı.
“Egyptian fans officials and players put their lives at risk before and after the game under threat from weapons knives swords and flares” açıklamasına dair benim gördüğüm kareler maçtan önce Sudanlı askerlerin Cezayirlileri kovalamasıydı.


Üstelik maçtan sonra kılıç! ya da bıçak darbesi alan Mısırlı da göremedik. Mısır Futbol Federasyonu açıklamasının sonunda 2 yıl boyunca organizasyonlara da katılmayacağını da belirtmiş. Bu durumda bugün Luanda’da yapılacak Afrika Uluslar Kupası kura çekiminde Mısır’ın durumunun ne olacağı sorusu da insanın aklına takılmıyor değil.
Mısır’da halk 20 yıl sonra dünya kupası şansının kaçması nedeniyle öfkeli. Bu öfkeyi de Kahire’deki Cezayir Büyükelçiliğine saldırarak gösteriyor. Mısırlıların bu tepkisi elbette Cezayir’de de benzer olaylara neden olabilir. Cezayirliler Mısırların tavrının dünya kupasına katılmanın verdiği sevinç gösterileri ile pek sallamasa da olayların devamı misilleme hareketine neden olacaktır. Ki bunu cumartesi akşamı yaşanılan olayların ardından gördük.

Mısır ile Cezayir arasında yaşanılan bu gerginliğe farklı bir açıdan bakmak mümkün. Tunus, Fas ya da körfez ülkelerinden birinin katılamadığı dünya kupasında çarşamba günkü maçı kazanan Cezayir, Arap dünyasını Güney Afrika’da temsil edecek tek takım olmayı başardı. Ki Inside Egypt adlı kitabında John R. Bradley, Mısırlıları Arap dünyasındaki en vatansever millet olarak tanımlıyordu. Bu vatanseverliklerini de her alanda göstermeye oldukça meraklılar. Ki Mısır’daki Mübarek yönetiminin halkı futbola kanalize etmesi bu duyguların açık şekilde tribünlerde ortaya çıkartıyor. Sudan’da oynanan maçın ardından yaşanılan durumu en iyi özetleyen yaklaşım bu olsa gerek.
Tabi Mısırlıların FIFA’dan sağlam bir ceza alması gerçeğine karşın kendi savunma mekanizmalarını da geliştiriyorlar. Cumartesi günü Kahire’de yaşanılanlar Mısırların ceza almadan kurtamayacakları gerçeğini değiştirmiyor.

Buraya kadar hep Mısırlılardan bahsettik. Peki Cezayir’de durum ne. Resimlerden de anlayacağınız üzere Cezayir Milli Takımı dünya kupasını kazanmış misali sevinç gösterileri ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Abdelaziz Bouteflika, futbolcuları kabul etti. Ayrıca Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’e de teşekkür mektubu yolladı. –ki şu yazının bir yerinde değinmesem içim rahat etmezdi. Maçın başındaki takımların milli marş seremonisinde duran çocukların giydiği t-shirtlerin üzerindeki asker selamı veren Beşir resmi saha içerisine siyaset nasıl girebilirin en iyi örneğidir- İşler Cezayir tarafında güllük gülistanlık. Bu ne kadar sürer Mısır’a ne zaman bir misillime yapılır bunun için uzun süre beklemek gerekmeyecek gibi.
Cezayir’in aşırı milliyetçi basını halkı bir şekilde dolduruşa getirirse şaşırmamak lazım.


Arada unutmadan Marsilya ve Paris’te de maç sonrası sevinç gösterileri nedeniyle olayların çıktığını, hatta Marsilya’da 6 geminin yakıldığını da belirtmeden geçmeyelim.
Cezayir ile Mısır arasında bir hafta içerisinde oynanan iki maçın futbolun bir spordan daha fazlası olduğunu göstermek için en iyi örneklerden biri olarak tarihte yerini alacaktır.

Afrika uluslar kupası 2010


Gelecek yıl Dünya Kupası'nın yanı sıra Angola'da düzenlenecek olan Afrika Uluslar Kupası'na da evsahipliği yapacak Afrika kıtası. Turnuva geçtiğimiz yılların aksinde Dünya Kupası nedeniyle ocak ayı içerisinde oynanacak. Turnuva'da gruplar Luanda'da bugün düzenlenecek kura çekimi ile belli olacak. Mısır Futbol Federasyonu'nun dün gece yaptığı "2 yıl boyunca turnuvalara katılmayacağız" açıklamasının ardından Angola'daki turnuvada Mısır'ın yer alıp almayacağı merak konusu.
Akşamüstü grupları bloga yazarız. Yeri gelmişken kura çekimi öncesi torbaları da yazalım posta...

Pot 1:  Angola, Égypte, Cameroun, Côte d'Ivoire.
Pot 2: Tunisie, Nigeria, Ghana, Mali.
Pot 3:  Zambie, Bénin, Algérie, Togo.
Pot 4:  Burkina Faso, Gabon, Malawi, Mozambique.

17 Kasım 2009 Salı

maça 24 saat kala


Son yılların belki de en gergin milli maçı oynanacak Mısır ile Cezayir arasında. Her iki takım da play-off maçının oynanacağı Sudan'a dün geldi. Sudan polisi her iki takımın kaldığı otelin etrafında büyük güvenlik önlemi aldı. Toplam 15 bin polis otel çevresinde ve Hartum'un işlek caddelerinde görev yapıyor.

Mısırlılar play-off maçını Sudan'a aldırmak istemişti. Bunda da başarılı oldu. Hem Sudanlılarla olan yakın ilişkiden hem de çok sayıda Mısırlı'nın ülkede çalışmasında dolayı tribünlerde seyirci üstünlüğüne sahip olacaklarını düşündüler. Fakat maç öncesi gelen haberler Sudanlıların ezici bir çoğunlukla Cezayirlileri desteklediği yönünde.

Cezayirlerin maça olan ilgisi muazzam. Cezayir Havayolları -Air Algeria- 7 bin 500 taraftarı uçakla taşıyabileceklerini belirtmesine karşın 9 bin Cezayirli Hartum'a ulaşmayı başardı. Houari Boumediene Havaalanı özellikle dün sadece Hartum'a düzenlenen seferlere evsahipliği yaptı. Cezayir'den 48 uçak dolusu taraftar Sudan'a giderken Mısır tarafında bu sayı 18 de kaldı. 2 bin Mısırlı taraftarın karayolu ile Hartum'un yolunu tuttuğunu söylemekte fayda var.

Maçın oynanacağı Al Merreikh Stadyumu'nun kapasitesi 41 bin kişi olmasına karşın FIFA bu maç için, kapasiteyi 35 bin kişiyle sınırları. Her iki takıma da 9 bin kişilik yer ayrılırken, geriye kalan 17 bin bilet evsahibi Sudanlılara satıldı. Bu da maç öncesi izlenimlerin doğru çıkması halinde tribünlere Cezayir lehine destek olarak yansıyacak.
                              
Maç öncesi iki ülker arasında gerilimin hada safhada olması beraberinde sağduyulu açıklamaları da getirmek zorunda bıraktı. Cumartesi günü Kahire'de oynanan maçın ardından yaşananlar Cezayirlileri sinirlendirmişti. Hatta Kahire'de ölen Cezayirli taraftarlar olduğu haberleri de yayınlandı. Cezayir merkezli futbol sitesi DZFOOT ölen taraftarların fotoğraflarının olduğu bir video yayınladı. Fakat Mısırlardan gelen itiraz üzerine site söz konusu fotoğrafların olduğu videoyu ve haberi özür dilerek çekme zorunda kaldı.
İki ülke arasında tırmanan gerilimi indirmek isteyenler arasına Cezayir Spor Bakanı Hachemi Djiar da katıldı. Spor Bakanı "Bu bir spor, futbol ve savaş değil. Bu maç sadece 90 dakika fakar iki ülke arasındaki ilişki her zaman devam edecek" dese de işler kolay kolay yoluna girmeyecek.

Cezayirlilerin Mısırlılara olan öfkesinin en belirgin şekli başkent Cezayir'deki Mısırlı  Telekomünikasyon şirketi Orascom'un merkezine yapılan saldırıda görüldü. Şirketin bulunduğu binanın camları kırıldı, içerisi tahrip edildi. Hani neredeyse kullanılmayacak hale geldi. Tabi Cezayir'de yaşayan Mısırlılar -varsa tabi- ülkede varlıklarını sürdürmeleri de oldukça zor bir durum aldı.
Cezayirlilerin öfkesi devam ederken Kahire'de cumartesi akşamı yaşanılan ve Cezayirlerin "Tel-Aviv'de oynasaydık daha kötü olamazdı" dedikleri atmosferden dolayı komşularından da destek buluyor. Tunuslular "Magrib Birliği" felsefesinden yola çıkarak Cezayirlerin Güney Afrika vizesi almasını istediklerini forumlarda açık açık yazıyorlar.   

Maçla ilgili genel bir toparlamayı yarın sabah yapmayı umuyorum. Postu Rangerslı Madjid Bougherra'nın Reuters muhabiri Opheera McDoom'ın "Takımın son durumu nasıl"  sorusuna verdiği cevap ile sonlandıralım.
..."The full team is ready... for the war,"

16 Kasım 2009 Pazartesi

bu ülkenin sporundan bir bok olmaz

10 bin kişi, bir Fenerbahçeli kadının ve çocuğun hareketiyle galeyana gelip ortalığı cehenneme çevirecek kadar tahammülsüzse spor müsabakası seyretmesinler götürün dağbaşında eğitip terbiye edin bu adamları. Böyle maçlardan sonra Başkanlar bu fotoğrafı verdiği sürece bu ülkenin sporundan bir bok olmaz...

RIP Antonio de Nigris


1 de abril de 1978 — 15 de noviembre de 2009

15 Kasım 2009 Pazar

ofsayt golle play-off'a


Le Buteur'un İnternet sitesinde yayınlamışlar fotoğrafı. Mısır'in 2. golünde 2 Mısırlı futbolcu ofsayt. Fakat hakem kararıyla yenik düşüyor Cezayir. Gerçi hakemin de bu golü ofsayt sayacak cesareti yoktu muhtemelen.
Senaryo 1989'a benzeyecek mi diyor Cezayirliler. İtalya'daki 1990 Dünya Kupası elemelerinde de 0-0 biten ilk maçın ardından Kahire'de Mısır bir şekilde tek golle Cezayir'i geçip kupaya katılmaya hak kazanmıştı. Çarşamba 19.30'u sabırsızlıkla beklemek için nedenler artıyor.
Maçla ilgili postlara devam edeceğiz...

kahire uluslararası stadyumunda 2 saat!!!


Önceki postta değindiğimiz Cezayirlilerin çileden çıktığı 2 saatlik alıkonulmanın videosu da Youtube'a düşmüş...

mısır lobisi


Fotoğraftan da belli oluyor maçın ne kadar gerimli geçtiği. Nacional'de top koşturan Rafik Halliche'nin savaştan çıkmış haline bakınca. Mısırlılar saha dışında oynanabilecek bütün oyunları oynadılar ve en azından seriyi play-off maçına götürmeyi başardılar. Üstelik play-off maçı da istedikleri gibi Sudan'da oynanacak. Ki Cezayirliler maçın Tunus'ta oynanmasını istiyordu.
Maça dair söylenecek şeyler belirli. Mısır 2. golü bulana kadar maç uzayacaktı. Hakem 2 dakika durmayan maçı 6 dakika uzatarak belli etmişti niyetini.
90+5'te de gol geldi. Böylesi daha hayırlı oldu Cezayir için. Maç 2-0 bittikten sonra yaşadıklarını düşününce, Güney Afrika vizesi almaları pek hayırlı olmazdı.

Maçın bitiminin ardından Cezayirli futbolcular ve kafilesinin stadyumdan çıkmasına 2 saat müsaade edilmedi. Ki görüntüleri de bir sonraki postta koyacağım. Cezayirli taraftarlar otobüslerle otellerine giderken Mısırlıların saldırısına uğradılar.
Anlayacağınız Mısırlılar maçtan sonra ellerinden geleni ardlarına koymadılar ve Cezayirlileri çarşamba öncesinde hem zihinsel hem de fiziksel olarak epeyce yıprattılar. Dağhan Irak'ın da dediği gibi "FIFA'nın kıtadaki en büyük iki stada sahip ülkeyi kolay kolay küstürmeye cesaret edebilmesi" pek de kolay değil. Üstelik de bu ülke 1990'dan sonra ilk kez dünya kupasına katılmaya bu kadar yaklaştıysa...
Son bir söz de Amr Zaki'ye söylemek lazım. Bu kardeşe futbolun tek kişilik bir oyun olmadığı, aldığı her topu kendisinin kullanmasının takımın yararına değil de zararına olduğunu izah etmeli...





Fotoğraflar: CRIS BOURONCLE/AFP/Getty Images - REUTERS/Zohra Bensemra - REUTERS/Asmaa Waguih