18 Nisan 2009 Cumartesi

ortaya karışık

Google Reader'a yaklaşık 24 saatir bakmayınca çok sayıda haberin biriktiğini gördüm. Ortaya bir karışık yapalım kısa kısa neler olmuş şöyle bir göz atalım dedim.
- Twente'de yaptıklarının ardından sezon başında Schalke'ye gitmiş Fred Rutten. Fakat hiçbir şey istediği gibi gitmeyince 2 hafta önce gelecek sezon takımın başında olamayacağını açıklamasının ardından kapıya konmuştu. Geçen sezondan beri PSV onu istiyordu, bir sezon gecikmeli de olsa istediğine kavuştu son şampiyon. Önümüzdeki 3 sezon Rutten'e emanet PSV.
- Bizim blogun tepesinde de 2 gündür dönüyor Boca - River maçı ile ilgili bilgiler. Pazar gününün tek derbisi Boca - River değil. Amerika kıtasında derbi heyecanı Buenos Aires'te başlasa da Santiago ve Guadalajara'ya uğruyor. Önce yerel saatle 16.00 -bizim saatle 24.00- Universidad de Chile, Colo Colo'yu konuk edecek Estadio Nacional de Chile'de. Colo Colo için zor bir maç. Ligde sondan 4. sırada bulunuyor 11 puanla. Üstelik lider Unión Española'nın da 17 puan gerisindeler. Ev sahibi Universidad için işler daha rahat. Onlar 2 maç eksiği ile 7 puan geride 2. sıradalar Primera División de Chile'de.
Santiago derbisinin ikinci yarısı oynanırken yerel saatle 17.00'de -bizim saatle 01.00'de- Estadio Jalisco'da "El Clásico" başlayacak. Chivas, America ile sezonun kurtuluş maçına çıkıyor. Maç öncesi iki takım arasında America lehine 1 puan fark söz konusu. İmkanınız olursa İnterney üzerinden iki maçı da kaçırmayın derim.
- Haftasonunun önemli olaylarından biri NBA'de playoffların başlaması. Cumartesi - Pazar boyunca canlı canlı seyredebileceğimiz tek maç bu akşam 19.30'da NBA TV'den yayınlanacak olan Boston - Chicago serisinin ilk maçı.
-Formula 1'de de Çin Grand Prix'i var yarın sabah 10.00'da. Sinan son havadisleri ve sıralama turlarında olanları bir güzel yazmış blogu Ezeli Rakip Ebedi Dost'ta . Okumanızı tavsiye ederim. Ekleyeceğim şudur Adrian Newey helal sana. Şu Red Bulllar'dan yarış kazanabilecek otomobil yaptın ya daha ne olsun.
- Monte Carlo Masters'ta Rafael Nadal finale ilerliyor. Arka arkaya 25. maçını Ivan Ljubicic'i çeyrek finalde 2-0 geçerek kazandı. Roger Federer ise İspanyol'un aksine yerlere seriliyor. En son çeyrek final göremeden elendi. Hani geçen hafta evlendi ona bağlayacağız ama asıl sorun antrenörsüz çalışmaya devam etmesi. Bilmiyorum belki bir Agassi hadisesi daha görürüz. Dip yaptıktan sonra tekrar küllerinden doğan biri daha. Temmuz'da baba olunca belki işler düzelir Federer için. En azından o öyle söylüyor.
- Yarın akşam Boca -River maçı olsa da saat 10.00 gibi Kanal A'ya bir göz atın. Bordeaux ile Lyon kapışacak Chaban Delmas'da. Claude Puel sezon sonu gidicek de alınacak bir mağlubiyet bu gidişi yakınlaştırabilir.
- Ofise gider gelirken hep dinleriz Billboard Radio'yu. Son 1 haftadır şahidiz sabah 08.00 ile akşam 18.00'de Zaman Tüneli ile geçmiş yıllara götürüyorlar bizi. Hergün harika bir 20 dakika yaşıyorum kendi adıma. Bunu tavsiye ettiklerim listesine ekledim. 70'ler, 80'ler ve 90'lardan hoşlanıyorsunuz tam size göre Billboard Radio. Bir de playlistlerini biraz daha çeşitlendirseler harika olacak.

17 Nisan 2009 Cuma

tavşan kızlar ve grafite

klip oyuncusu ribery

Caner haber etti de sağolsun biz de öğrendik Frank Ribery'nin Khaled'in Magic Systeme ile birlikte yaptığı "Même pas Fatigué" adlı şarkının klibinde oynadığını. Şarkı da klip de sempatik olmuş. Videonun kendisi aşağıdadır...

hocam çekil aradan!!!

Dinamo Kiev'in Paris Saint Germain'i yenerek UEFA Kupası'nda yarı finale yükseldiği maçta atıla golün ardından futbolcuların gol sevincine ortak olan bir taraftarı güvenlik güçleri aradan çekip almak istiyor. Ama nafile o sevinç yumağından adam almak imkansız! En azından o an için...


Fotoğraf: SERGEI SUPINSKY/AFP/Getty Images

portland'da open house party...

Portland Trail Blazers'ın 5 yıl playoff'a kalması bir nevi "open house party" ile kutlanmış Pioneer Courthouse Square'da

Fotoğraflar: Sam Forencich/NBAE via Getty Images

17 günde ne değişti? "el clásico"

Meksika futbolunun esas oğlanlarından Chivas'ta -Mekiska'nın en popüler ve başarılı kulübü- işler iyi gitmiyor bu sezon. Takım ligin orta sıralarında yer alıyor. Bu durum kulübün sahibi ve başkanı Jorge Vergara'yı memnun etmiyor. Bundan tam 17 gün önce takımın başına Omar Arellano getirmişti Vergara. Arellano takımın başında çıktığı 3 maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik alınca Chivas'taki 17. gününde kapıya kondu. Böylece mağlubiyet almadan kovulan ilk teknik direktör olarak da tarihe geçti. Jorge Vergara, Omar Arellano'yu kovmasının üzerinden birkaç saat geçmeden en son Sven Göran Eriksson'un yardımcılığını yapan Francisco Ramirez'i yeni teknik direktör olarak basına tanıttı. Vergara bu değişiklikle ilgili olarak Omar Arellano'nun Lanus ile oynanan Copa Libertadores kupası maçını kazanması halinde bile görevde kalamayacağını söyledi. Yani adamın defteri çoktan dürülmüş zaten.
Bu teknik direktör değişikliğinin böyle apar topar yapılmasının altında ise pazar günü oynanacak America maçı yatıyor. Meksika futbolunun en büyük olayıdır "El Clásico". Jorge Vergana sezon gitti bari bu maçı kazanalım diye düşünmüş olmalı ki "Takımın gidişatından memnun değildim, 'El Clásico' öncesi yeni bir hava yakalamalıydık" demiş. Takımın bu maçı kazanması gibi bir sorumluluğundan da bahsetmiş. hani futbolcularaa sezon gitti ama bu maçı kazanırsanız kendinizi kurtarabilirsiniz mesajı vermiş.
Yeni teknik direktör Ramirez için şanslı diyebiliriz. Pazar günkü maçı kazanırsa sahip olacağı primin haddi hesabı olmaz. Lâkin olmadı maçı kaybetti, "Daha yeni gelmiş adam ne yapacaktı" da denilebilir. Vergana'nın "akıl oyunları" işe yarayacak mı, bu pazar günü belli olacak. Son not bir teknik adamın ilk defa üst deüzey bir kulüp takımı çalıştırıp da o takımla sahaya çıkacağı ilk maçın da ülkenin en önemli futbol olayı olmasının olasılığı kaçtır Allah aşkına! Tebrikler demek gerekiyor bu olasılığı gerçeğe dönüştürdüğü için Francisco Ramirez'e...

16 Nisan 2009 Perşembe

bonato, parker'dan daha büyük oyuncu...

Sözlerin sahibi Fransız basketbolunun en büyük oyun kurucularından Laurent Sciarra. -ki bana göre Avrupa'nın da sayılı oyun kurucularındandır kendisi- Libération'a röportaj vermiş Sciarra sağlam da konuşmuş. Tony Parker için Yann Bonato'dan sonra birlikte oynadığım en iyi oyuncun demiş. Bu lafın kibarcası. Esası Bonato'nun yanında halt etmiş Parker. Ki muhtemelen 90'lı yıllarda Avrupa basketbnolunu seyrederek büyümüş olan çoğu insan da -ben de dahil olmak üzere- Sciarra ile aynı görüşü paylaşacaktır. Şutörlüğüne laf edebilecek kimsenin olduğunu düşünmünyorum. Hele ki seriye bağlandığı zaman...
Sciarra'nın Parker'a bindirmesi Bonato ile kalmamış eklemiş;
"Milli takım antrenörünü seçiyor, takımın nasıl oynayacağına karar veriyor,oyuncuları o seçiyor Hatta Canal + olan yayın anlaşmasını bile o yapıyor! Bu kadarı da çok fazla" Fransa basketbolunun Tony Parker'a göre şekillenmesinden hoşlanmıyor Laurent Sciarra. Haksız da sayılmaz doğrusu...

görülecek hesaplar

Şampiyonlar Ligi'nde son 4 belirlenedursun bu dört takımın yarı final ve olsaı final eşleşmelerinde görülecek hesaplar da söz konusu.
Jose Mourinho döneminin Chelsea'sinde en fazla akıllarda kalan maçlar Barcelona ile oynananlardı. Hem 2004-05 hem de 2005-06'daki son 16 eşleşmeleri Jose Mourinho merkezli olsa da saha içi ve dışı çekişmelere sahne olmuştu. Casusluk suçlamasından tutun da 30 dakika içerisinde atılan 4 gole kadar extreme eşleşmeler izlemiştik. Bu sefer Mourinho yok ama geçmişin gölgesi her iki takımın da üstünde olacaktır.
Finale çıkmaları halinde Arsenal - Barcelona, Chelsea - Manchester United ya da Manchester United - Barcelona eşleşmelerinde de ister istemez eski hesaplar gündeme gelecektir. Ki bu hesaplarının hepsinin yakın zamanlı hikayeleri dayanmaları eşleşmeleri daha ateşli kılacaktır. Arsenal'in finalde görüşmeleri halinde Barcelona'dan Paris'in hesabını bu sefer 11 kişi sormak isteyecektir. Hâ keza Barcelona da geçen sezonun yarı finalinin hesabını sorabilir Manchester United'a. Geçen bir yıla geri dönüp bakınca Katalanların geçirdiği aşamanın muazzamlığını bir kere daha anlıyoruz. Chelsea ile Manchester United'ın finalde buluşması ise bir ilk anlamına da gelecek. Üstüste iki yıl aynı iki takımın finalde eşleştiği kimse şahit olmamıştı. Biz şanslıyız ki bu düşük olasılığın gerçekleştiğine tanık olacağız belki de.
Anlayacağımız bu yarı final ve final serilerinden bir sürü hikâye bizi bekliyor olacak.

15 Nisan 2009 Çarşamba

where will amazing happen this year?

NBA'de playoff'lar cumartesi başlıyor. Youtube'taki NBA kanalı playofflar öncesi ilk atraksiyonunu 40 dakika önce yaptı ve Kanye West'in "Amazing"inin playoff versiyonunu yayınladı. Muhtemelen önümüzdeki günlerde NTV, NTVSpor ve NBA TV'de sık sık izleyeceğiz bu klibi. İnsanı gaza getiren -en azından beni- bu klibi biz de postun sonuna ekledik.

Şairin dediği gibi; "Where will amazing happen this year?"


çeşit çeşit hoarau

Fransız Surface Football Magazine'in Şubat-Mart sayısının kapak konusuydu Guillaume Hoarau. Birbirinden ilginç pozlar vermiş PSG'li futbolcu dergi için. Gerçi Surface'e bir futbol dergisi demek için bin şahit gerek. Sahip olduğu farklı ve harika konsepti ile 'spor dergileri koleksiyonu'mdaki yerini aldı kendileri...

umut da gitti keyif de...

Bayern Münih hazzetmediğim takımlar sıralamasında ilk 3 sırada yer alı benim için. Ama taraftarlar üzerideki 2 formayı da 90'lı yılları hatırlattığından olsa gerek oldukça severim. Resimdeki arkadaşlar Barcelona maçının ardından takımlarının Avrupa'da sezonu kapamalarına hayıflanıyor olsalar gerek...

brawn tescillendi...

Sinan Kolat ile birlikte 2 gündür yazıp duruyorduk difüzör hakkında alınacak kararın bloglarımızda. Yaklaşık 45 dakika önce Toyota'nın basın bültenin posta kutuma düşmesi ile öğrendim kararı. Ayrıntıları ise BBC'den okudum. Mahkeme Brown, Toyota ve Williams'ın kullandıkları difüzörlerin kural dışı olmadığına hükmetmiş. Yani uzun lafın kısası Formula 1 tarihinin en keyifli sezonlarından birini yaşayacağız. Takımların difüzöri geliştirirken bir yandan da kers'i en iyi şekilde kullanmanın yollarını arayacaklar. Ferrari, McLaren ve Renault'nun başka şansı yok gibi görünüyor. Mahkemenin aldığı bu kararla Brawn GP de Formula 1 tarihinin en başarılı giriş yapan takım unvanını da tescilledi. Kararın yansımalarını hafta sonu Çin Grand Prix'in de konuşulanlar arasında ilk sırada yer alacaktır.

futbolcularımızı rahat bırakın !

Olaylı derbi biteli üç gün oldu hâlâ herkes bir şeyler yazıp çiziyor, anlatıp duruyor... Doğrusu hayretle izliyorum. Çünkü çelişikler diz boyu! Ne dizi, gırtlağımıza dayanmış durumda!

Bir kere, “derbi”ye bakış açımızdan başlıyor çarpıklık. İşimize gelince, GS-FB maçlarının dünyanın en ünlü ve büyük derbileri sıralamasında “ilk 3”te olmasından övgüyle söz ediyoruz, sonra da bu bakımdan mercek altında olduğumuz için, çıkan olaylardan dolayı dünyaya rezil olduğumuzu söylüyoruz. Bizim GS-FB maçımızı dünyanın derbileri sıralamasında “ilk 3”e sokan özellik neydi ki? Herhalde sportmenliğimiz, tarafların birbirilerine centilmence yaklaşımı ve olaysız, güllük gülistanlık geçen 90 dakikalar değildi! Gerçi, aynı şehirin büyük takımları arasında oynanan oyuna “derbi” dendiği halde TS-GS veya BJK-TS maçlarına da derbi diyen bir spor kültürümüz var. Yakında bu tanım hatasına Sivas-Trabzon maçlarını da sokarsak şaşmam.

Maç bitmiş, oturduğu koltuktan ve 12 değişik kameradan alınmış görüntülere (filmi dilediği kadar geri sardırarak) bakıp, bakıp beşinci-altıncı izleyişte ancak karar verebilen “ulema” o atmosfer içerisinde ve gördüğü salisede karar verip düdük çalması gereken hakemi (eski meslekdaşını) kararlarından dolayı yerden yere vurabiliyor. Hele bir de kart göstermeyip adam eksiltmeden maçı sürdürme çabasına yüklenmiyor(lar) mı? İllet olmamak elde değil. Ey ulema! Çok değil, bir yıl kadar önce aynı iki takım aynı sahada bir kupa derbisine çıktıklarında o zamanki hakem (C.Çakır) “kartlık” olarak gördüğü her harekete çekinmeden kart gösterdi diye onu da "oyunu katletti" diye yerden yere vuran kimdi ki?

Maçtan önce kulüp başkanları verecekleri birkaç kelimelik demeçte dahi kendi camialarında oluşabilecek tepkinin kaygısını taşıyorsa, maç bitiminde biri çıkıp da “önce bizim futbolcumuz başlattı” diyemiyorsa, üstüne üstlük doğru dürüst bir gol pozisyonuna dahi giremeyen takımı için sanki attığı gol(ler) maçın hakemi tarafından sayılmamış gibi “federasyon bizi devre dışı bırakmakta kararlı” yorumu yapabiliyorsa, dahası, biri zamanında “maçlar sahada kazanılmıyormuş, anladım” diyebiliyor diğeri de tribünlerin karşısına geçip mikrofonla “saat kaç” amigoluğu yapabiliyorsa siz o kulübün futbolcusu olarak böyle bir derbiye çıksanız nasıl oynardınız? Futbolcu olarak sahada centilmence davranmaya çalışsanız neredeyse “kulübü sattı” damgası yemekten çekinmez misiniz? (Bakınız Lincoln-Carlos diyaloğuna verilen tepki- oysa aynı Lincoln 2 maç evvel Volkan’la kapıştı diye de eleştirilmişti!)

Son söz de “aynı futbolcular daha bir hafta önce milli takım kampında birlikte yiyip içtiler, ter döktüler... Çok ayıp!” geyiğine... Hatta o geyiği “Terim gibi agresif bir hoca başlarında varken, bu oyuncuların sakin olması mümkün mü?” gibi boynuzlu geyik haline getirenlere... Dürüst olalım ve şu iki soruya cevap verelim:

1) Türkiye iki İspanya maçından 4 puan hatta 2 puan almış olsaydı aynı Terim’e kaçımızın “gık”ı çıkardı?
2) Hangimiz 90+3’te saha karıştığında kavgayı izlerken tuttuğumuz takımın oyuncusuna yine tuttuğumuz başka bir takımın (milli takımın) oyuncusu vurdu, itti-kaktı diye ilk tuttuğumuz takımın oyuncusu ona layıkıyla karşılık verdiğinde içimizden de olsa “oh olsun” demedik ki?

İki soruya birden cevabınız “hiçbirimiz” değilse lütfen susun ve futbolcularımızı rahat bırakın.

by taytay

nelson mandela bay #IV

Bundan tam 14 ay önce daha temelli yeni atılıyordu Nelson Mandela Bay Stadyumu'nun. Bugün ise neredeyse tamamı bitmiş Konfederasyon Kupası'nda sahne almaya hazırlanıyor. Hem dıştan hem de kuş bakışı görünüşü oldukça güzel. Buradan bize de bir taş atmazsak olmaz. Elin Afrikalısı 14 ayda koca bir stadyum inşa ederken, Aslantepeliler sponsoru hazır olan stadyumlarına kavuşmak bir kaç yıl daha bekleyecek gibi...

#nelson mandela bay I
#nelson mandela bay II
#nelson mandela bay III

hepsi senin suçun ezequiel gonzález!

Başlık bir pembe dizi repliği gibi. Postu konu olan olay da peme dizi esin tesi taşıyor. Reinaldo Merlo bundan 5 hafta önce Rosario Cebtral'in başına geçti. Hani geçtiğimiz sezon başkanının küme düşmeleri halinde futbolcularını öldüreceği kulüp. İlk 2 maçta herşey iyi gider Mello için. Biri San Lorenzo olmak üzere alınan iki galibiyetin ardından, bir beraberlik de fena sonuç sayılmaz. Lâkin son iki haftada ki -biri evlerindeki Racing maçı- mağlubiyetler takım içerisinde işlerin ortaya koymadığını ortaya çıkardı.
Dün ise Merlo teknik direktörlük görevinden istifa ettiğini açıkladı. Buraya kadar herşey normal. normal olan istifa nedeninin orta saha oyuncusu Ezequiel González oluşu. Reinaldo Merlo Fiorentina ve PAO'dan hatırlayacağımız orta saha oyuncusunun kendisini eleştirmesi nedeniyle görevi bıraktığını söylemiş. "Onun eleştirilerinin ardından birşeyler dağıldı" demiş ama nelerin olduğunu tam açıklamamış. Gerçi bu tür bir hadise ilk kez gelmiyor Reinaldo Merlo'nun başına. 2005-2006 sezonunda da River Plate'in başındayken Marceloa Gallardo ve diğer futbolcularla uyuşamadığını söyleyip görevinden ayrılmıştı kendileri. İşin Reinaldo Merlo tarafını böyle, şimdi Ezequiel González'in konuyla ilgili yorumları bekleniyor.

14 Nisan 2009 Salı

raket kazası

Monte Carlo Masters'da maçlar bütün hızıyla oynanırken günün en ilginç olayı Belçikalı Kristof Vliegen ile Hırvat Ivan Ljubi arasındaki maçta yaşandı.
Ljubi'nin topunu karşılamak isteyen Vliegen'in bu isteği raketi tarafından kabul görmemiş olmalı ki gövdeden ayrılma faaliyeti gerçekleşmiş. Biz de böylece turnuvanın jenerik görüntülerinden birine şahitlik etmiş olduk.

Fotoğraf: STEPHANE DANNA/AFP/Getty Images

ricardo la volpe

"Oyuncular bana uymak zorunda. 57 yaşındayım ve kendimi değiştiremem. Futbolcularım benim istediğim gibi oynamak zorunda. Eğer bunu anlıyamıyorlarsa menajerlerine kendilerine yeni bir kulüp bulmalarını söylemeliler. Onları her zaman satabiliriz."

Dario Franco'nun 29 Ocak'ta görevi bırakmasıyla göreve gelen ve son 9 maçtır kaybetmeyen -takım genel sıralamada sondan 2. sıradan 6. sıraya yükseldi- Atlas teknik direktörü Ricardo La Volpe, yöntemleri ile ilgili olarak yapılan eleştirilere cevap verirken...

citi field

Dünya üzerindeki belki de en gösterişli stadyum Citi field. Yaklaşım 2.5 yıl önce yapımına başlanan stadyum MLB takımlarından New York Mets'e ev sahipliği yapacak. Mets, Citi Field'deki ilk maçında dün gece San Diego Padres karşısına çıktı. -Belirtelim ilk maçından mağlubiyetle ayrıldı New York Mets- 42 bin kişilik stadyum Mets'in daha önceki stadyumu Shea'dan 15 bin kişi daha düşük kapasiteye sahip. Yapım maliyeti de 850 milyon civarında.
Citi Field'in farklı bir özelliği de bulunuyor. Stadyumun isim hakları henüz yapım aşamasındayken CitiGroup'a 20 yıllığına 20 milyon dolardan satıldı. Gerçi böyle bir kriz olacağını bilse CitiGroup bu işe girer miydi orası da bir soru işareti.

13 Nisan 2009 Pazartesi

arı sürprizi

Roland Garros öncesi tenisçiler için son ciddi turnuva olarak kabul ediliyor Masters 1000 serisi içerisinde yer alan Monte Carlo Masters. Bugünkü maçları seyretmek için Monter Carlo Country Club'a gelenleri bir sürpriz bekliyordu. Bir arı sürüsü izleyicileri hedef almıştı. Arıların saldırılarından ancak yerlerini terk ederek kurtulabildiler izleyiciler.
Hazır postu yazarken turnuva ile ilgili birkaç noktaya değinelim. Turnuvanın son 4 yıldır şampiyonu Rafael Nadal. İspanyol son 3 yıldır finali Roger Federer ile oynuyor ve son 2 yıldır da 2 sette geçiyor İsviçreliyi. Bu yıl sanki farklı isimler oynayacak gibi geliyor bana finali. Haftasonuna görürüz kimin finale çıktığını kimin elendiğini.

büyük gün yarın...

Olayı takip edenler Formula 1'de sezonun kaderinin yarın sabah Paris'te belirleneceğini biliyorlar. FIA Uluslararası Temyiz Mahkemesi'nin toplantısı sonucunda Brawn GP, Toyota ve Williams'ın kullandıkları difüzörlerin yarış yönetmeliğine aykırı olup olmadığına karar verecek. Eğer mahkemeden çıkan karar bu 3 takım lehinde olursa uzun yıllar sonra hem markalar hem de sürücüler şampiyonasında McLaren ve Ferrari hakimiyeti son bulacaktır diyebiliriz. Diğer takımlar difüzörlerini değiştirseler bile söz konusu 3 takımın performansına ulaşmaları uzun zaman alacak gibi. En azından Fernando Alonso böyle düşünüyor. Brawn GP, Toyota ve Williams'ın uzun zamandır bu çalışmalarını yaptığını söyleyen Alonso bu takımları yakalamanın kolay olamayacağını söylüyor ki bizce de haklı İspanyol. Globo konu ile ilgili güzel bir animasyon hazırlamış. İzlemek isteyenler için bir tık ötede...

15 yıl önce bu hafta

12-18 Nisan 1994 oldukça hareketli bir haftaymış hem Türkiye'de hem dünyada. O haftanın bizim ilgimizi çeken bazı notlarını aşağıya topladık...
- İngiltere'de Take That fırtınası Everything Changes ile sürüyormuş. Grup 4. haftalarında İngiltere Single listesinde zirvedeymiş.
- RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan partisinin meclis grubunda yaptığı konuşmada, "Adil düzen gelmeden, Türkiye'de huzur olmaz" görüşünü savunarak, 'Türkiye 27 Mart yerel seçimlerinden bu yana huzursuz, herkes tedirginlik içinde. Şimdi Türkiye'de iki taraf arasında bir mücadele yaşanıyor. Bir yanda taklitçi siyasi iktidar, diğer yanda huzuru, adil düzeni savunan halk ve RP var. Türkiye adil düzene geçmek için karar vermeli. Adil düzene mutlaka geçilecektir. Geçiş dönemi sert mi olacak yumuşak mı, kanlı mı olacak kansız mı? Biz bu geçiş yumuşak olsun, tatlı olsun, kansız olsun diyoruz" demiş.
- Amerika Boxoffice listesinde 4 milyon 162 bin 489 dolarlık hasılatıyla "4 Nikah 1 Cenaze" ilk sıradaymış. Televizyonlarda 100'den fazla gösterilmiştir filmin kendisi. Filmi bir bütün olarak izlemememe rağmen arada denk geldiğin zamanları toplarsam bütün filmi seyretmişimdir herhalde. Film kadar soundtrackinde bulunan Wet Wet Wet'in "Love Is All Around"u da ses getirmişti.
- Sırp haber ajansı Sırna'nın bildirdiğine göre, Bosna Sırp Kuvvetleri Komutanı General Ratku Mladiç, Sırp Birlikleri'ne, NATO uçaklarını vurma emri vermiş. Bu arada Sırpların Gorazde'ye yeniden top ateşi açtıkları bildirilmiş. BM Mülteciler Komiserliği (UNHCR) sözcüsü Lyndall Sachs, Gorazde'ye 7 top mermisi düştüğünü ve sürekli silah seslerinin duyulduğunu söylemiş. BM Koruma Gücü sözcüsü Rob Annink, bölgenin güneybatısında yeniden hareketlenen Sırpların Drina nehri yakınlarında Boşnak mevzilerine yaklaştıklarını belirterek durumu "Vahim" olarak nitelendirmiş. Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadziç'in, Rusya özel temsilcisi Vitali Çurkin ile birlikte Gorazde'ye geldiği bildirilmiş.
- Liste hadiselerine devam edelim. Bilnboard Hot 100 Single'ın zirvesinde R Kelly vardı. Pek hazzetmediğim şarkılardan biri olan "Bump n' Grand" Amerikalıların o hafta en fazla satın aldığı cd'ymiş.
- O haftanın spora dair haberlerinden biri 1976 Innsbruck Kış Olimpiyatları ve Göteborg'da düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan İngiliz buz patencisi John Curry'nin AIDS'e bağlı kalp krizinden ölmesiydi. 25 yaşında ölen Curry'nin ilginç de bir hikayesi vardı. 1976'da Dünya Şampiyonu olmasının ardından Alman tabloid gazetesi Bild-Zeitung, Curry'nin eşcinsel olduğunu açıklamıştı. Curry bu açıklamayı yalanlamadı fakat özellikle basın tarafından bu açıklama gözardı edildi. Ölümünün ardından aktör Alan Bates, Curry ile 2 yıllık bir lişki yaşadığını ve onun kendi kollarından öldüğünü açıklamıştı.
- 13'ncü Uluslararası İstanbul Festivali sona ermiş. Uluslararası festivalin Altın Lale Ödülü, yönetmenliğini Erden Kıral'ın yaptığı "Mavi Sürgün" adlı filme verilmiş.
- EuroChart Hot 100'ın zirvesinde bir soundtrack çalışması bulunuyordu. Oscar ödüllü Philadelphia filminin Oscar ödüllü şarkısı Streets of Philadelphia ile Bruce Springsteen, Avrupalılar'ın o hafta satın almayı tercih ettiği singledı.
- O sezonun Premier League şampiyonu Manchester United aynı zamanda tribünlere topladığı ortalama seyircide de ilk sıradaydı. United'ın evlerinde oynadığı maçları 44 bin 244 taraftar izliyormuş...

rio - istanbul uçağı...

Roberto Carlos başta Fanatik ve Fotomaç olmak üzere bütün gazetelerin imdadına yetişti Mediaset'te çıkan haberle birlikte.
Artık gün aşırı "Adriano'nun Fenerbahçe'yi ne kadar sevdiğini, bakmayın Parma'da oynadığıma ben orayı Fenerbahçe zannediyordum"a kadar uzanan haberler sinsilesi. Tabi acar bir arkadaş çıkacaktır Rio'ya gidip de Adriano'nun kapısını çalan ve ona Fenerbahçe forması giydiren.
Anlaşılan yaz boyunca Rio'dan İstanbul'a gelen uçağı ve içindeki Adriano'yu bekleyeceğiz tabi gelirse. Yaz sezonunun ilk transfer geyiği hayırlı olsun cümleten...

başarının sırrı

Yorumsuz...

7 yıl sonra lider değişti!

Cuma günü okuduğum haberlerden biri son 7 sezondur Olympique Lyon'un 30. haftayı 6 puan farkla lider bitirdiğini, bu sezon ise işlerin onların istediği gibi gitmediği yazıyordu.
Evet işler Olympique Lyon'un istediği gibi gitmiyor. 31. hafta tamamlanırken liderliği Olympique Marsilya'ya bıraktılar. Bundan 26 hafta önce Marsilya liderliği Lyon'a teslim etmişti. Eylül ayında verdikleri liderliği ancak 26 hafta sonra geri alan Olympique marsilya'nın hem oynadığı futbol hem de şampiyonluk iştahı Bordeaux ve Olympique Lyon'un fersah fersah üzerinde.
Eric Gerets'in takımı ayrıca tam 10 yıl sonra ilk kez bir haftayı lider olarak tamamlıyor. Daha önce yazmıştık bu husustaki ayrıntıları. Hatırlamak isteyenler için bir tık ötede. Fikstürlerinde Toulouse, Lille gibi zorlu maçlar var. Fakat Lyon ve Bordeaux'un da fikstürlerinde aynı zorlukta maçlar var. Marsilya'nın en büyük avantajı sondan bir hafta önce Lyon'u konuk etmesi. Ligue 1'de finale 7 hafta kala avantaj Marsilya'da. Onlar bunu nasıl kullanacaklar hep beraber göreceğiz.

brezilyalılara göre gs - fb derbisi

Globo'nun dolayısıyla Brezilyalıların Galatasaray - Fenerbahçe maçından anladıkları yukarıdaki resimler. Türkiye ilgi haberleri tek resim ile geçen İnternet sitesi, aksiyonlu bir İstanbul derbisinin resimleri görünce dayanamış maçın haberini 4 resim ile özetlemiş. Adamlar haksız da sayılmazlar. Acaba bu olaylar yaşanmasa maça dair ne konuşulacaktı ki...

12 Nisan 2009 Pazar

hazımsızlık

Adnan Polat hazretleri Galatasaray - Fenerbahçe maçı sonrası yaptığı açıklamada şunları demiş:
''İki takım sabaha kadar oynasalar, bu hakem üçlüsü maçı berabere bitirecekti...
Tamamıyla çok güzel bir tezgah ortaya konmuş. İki takım da ligden düşürüldü. Yetkilileri tebrik ediyorum. İkinci yarı başladığından beri senaryo gayet güzel uygulandı. Galatasaray ve Fenerbahçe gibi Türkiye'nin iki önemli takımı devre dışı bırakılmaya çalışılıyor ve başarılı da oluyorlar bana göre...''

Adnan Polat ya çok fazla Agatha Christie okuyup, Perry Mason seyretmiş ya da sezon boyunca yaptığı "yanlışlıkları!" kabullenmekte zorluk çekiyor, hazmedemiyor. Her sezon Galatasaray ya da Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında olmak gibi bir zorunluluk var da anayasada biz bilmiyoruz.
Son 15 yılda Türk futboluna en fazla zarar veren isimlerin başında gelen Adnan Polat sezon başında beri devam ettiği provakatif demeçlerine bir yenisini daha eklediği için kutluyoruz. Kendisi maçta olmasa karşılaşmayı seyretmedi diyeceğiz ama şeref tribününde gördük kendisini. Sahada ne oynandı ki takımlardan biri galibiyeti haketti diyelim. Maçın hakkı beraberlikti öyle de bitti. Çünkü takımlar kazanmak istemedi böyle olunca da sonuç onların istediği gibi oldu. Postun başında dediğimiz gibi insan hazmetmeyi öğrenmeli. Adnan Polat faturayı kendine keseceğine hâlâ başkalarının üzerine pislik atmaya devam ediyor. Bunu yaptığı sürece de Galatasaray'ın bir yerlere gelmesi zor...

derbi pankartı

İki post aşağıda da yazdık Rogerio Ceni vesilesiyle bugünkü Corinthians - São Paulo derbisini. Paulista Şampiyonası'nın yarı finalinde karşılaşıyor iki São Paulolu. Şu sıralar ilk 40 dakika geride kalmış durumda durum 1-1. Neyse maç öncesine dönersek Corinthianslılar ev sahibi olarak oldukça iyi hazırlarmışlar derbiye. Pacaembu'ya getirilen pankartlardan birini otobüsten stadyuma taşımak için 20 kişi gerekmiş...

5 yıl beklemek...

Juan Carlos Ferrero'ya bundan 6 yıl önce Roland Garros'u kazandığı gün "Bu anın değerini bil, böyle bir anı yaşamak için 6 yıl bekleyeceksin" deseler kendisi dahil kimse inanmazdı. Ama olmayacak gibi görünen gerçekleşti ve Juan Carlos Ferrero Ekim 2003'ten beri ilk kez bir turnuva kazandı. En son Madrid Masters'ta şampiyon olan İspanyol raket o günlerde dünya sıralamasında 1 numaraydı. Fakat her tenisçinin korkulu rüyası olan sakatlıklar onu da vurdu. Ayak bileğinden ve kolundan geçirdiği sakatlıklar korttaki performansını düşürdü.
Toprak zeminin en en iyi isimlerinden biri olarak gösterilen Ferrero, başlarda oynadığı finalleri kaybederken zamanla çeyrek finalden ilerisini de göremedi tâ ki 12 Nisan 2009'a kadar.
ATP Tour'un Casablanca turnuvasında finale yükselen İspanyol, Florent Serra'yı iki sette geçerek tam 5.5 yıl sonra ilk turnuva şampiyonluğuna ulaştı. Geçtiğimiz hafta açıklanan dünya sıralamasında 115. sıradaydı Juan Carlos Ferrero. Bu turnuva ile ilk 100 sınırına dayanacak. Eski günlerine dönmesi zor gibi görünse de en azından ilk 100'e girmesi muhtemeldir Ferrero'nun bu yıl içerisinde.

Fotoğraf: ABDELHAK SENNA/AFP/Getty Images

rogerio ceni'nin 1000.golü

Rogerio Ceni Eylül 1990'dan beri São Paulo'da. Haziran 93'te İspanya'da oynanan Tenerife maçıyla ilk kez sahaya çıkmıştı. O günden bu yana 16 yıldır São Paulo kalesini koruyor. Bugün Corinthians oynanacak derbi ile birlikte bir ilke de imza atabilir Ceni. São Paulo kadrosunda yer aldığından beri tam 999 gole tanıklık etmiş tecrübeli kaleci. 856 maçta forma giymiş bu 999 gole tanıklık ederken. Demek ki her maçta en az 1 gol görmüş kaleye atılan. Corinthians maçında atılacak ilk gol onun sahalarda şahit olduğu 1000. gol olacak. São Paulo sokaklarında derbinin bol bol konuşulduğu bu günde yapılan esprilerden biri de 1000. golü atanın Ronaldo olabileceği.
37'lik kalecinin kariyerindeki 1000. golü kendi kalesinde üstelik de bir Corinthians maçında görmek istemeyeceğinden eminim. Ama belli de olmaz futbol bu, bakarsınız espriler gerçek olur ve Ronaldo 1000. golü Rogerio Ceni'ye hediye eder...

beckham santiago barnebau'da...

Milan'ın Paskalya nedeni ile lig maçını cumartesi oynamasını fırsat bilen David Beckham, Victoria ile birlikte soluğu Madrid'de almış. İngiliz, Real'in Valladolid'i 2-0'la geçtiği maçı Santiago Barnebau'da izlerken AFP'den Dani Pozo'nın objektiflerine de konuk olmuş...

kafam bozuk

Lazio maçı sonrası Romalılar polisle kavga etmişler -çatışmanın kibarcası daha uygundur dedik- Sezon kötü giderken -Şampiyonlar Ligi vizesi almak hayal Genoa'nın 8 puan gerisinde, kupada yoklar, Şampiyonlar Ligi'nde de son 16'da kazaya uğradılar- Roma taraftarı polise "Kafam bozuk, benimle uğraşma" demiş kısaca...

2009 sonu dönüyor

Pekin 2008'in en büyük hayal kırıklıklarının başında geliyordu Liu Xiang. Dayron Roblesle ne manyak yanlış yapacak derken kendisini 110 metre engelli elemelerinden çekilirken görmüştük sakatlığı nedeniyle. Olimpiyatların üzerinden neredeyse 8 ay geçti. Liu Xiang uzun bir tedavi sürecinin ardından Pekin'de ortaya çıktı. Uluslararası Pekin Festivali nedeniyle Pekin halkının karşısına çıktığında fotoğraftaki manzara ile karşılaşıldı. Hem basın hem de halk büyük ilgi göstermiş Liu Xiang'a. Kendisi yıl sonuna kadar geri dönmeyi hedeflediğini söylemiş. Bir ihtimal eylül ayında Şangay'da yapılacak olan Golden Grand Prix'de yer alabilirmiş Xiang. Çinli atlet hakkındaki en büyük soru işareti bu kadar uzun süren bir sakatlığın ardından ne kadar sürede form tutabileceği ve eski performansına ulaşıp-ulaşamayacağı...

Fotoğraf: STR/AFP/Getty Images