Maç günü Kuşdili'ne yürürken rastladık resimdeki abiye. Tamam fotoğraf kötü olabilir, bu konuda yeteneğim kısıtlı. Gerçi bunda Andriy Voronin kılıklı abinin de devamlı kafasını sağa sola oynatmasının da payı büyük. Ukraynaca bilmediğimizde soramadık Andriy Voroninle akrabalığının ne olduğunu. Zannımca abisi olması ihtimali yüksektir -:)
22 Mayıs 2009 Cuma
andriy voronin'in abisi..
hareketli ve olaylı seri
Serinin her zamanki gibi hareketli geçeceği belliydi lâkin daha ilk maçtan bu kadar gerilen bir serinin sonu kolay kolay gelmez. En azından ilk maçtan akıllarda kalanlar bunlardır maçı seyreden çoğu insanda.
Normal sezonu ilk sırada bitiren ve final serisi boyunca ev sahibi avantajına sahip olan Olympiakos maça da iyi başladı. Berabere biten ilk periyodun ardından ikinci periyotta üstünlük nispeten Olympiakos'a geçti ve devre de 4 sayı ile ev sahibinin lehine sonuçlandı.
Soyunma odasında Obradovic oyuncuları nasıl haşlamışsa üçüncü periyot ile birlikte Panathinakos çok sağlamk bir savunma ile başladı ve bunun sonucunda da yakaladıkları 19-7'lik seriyle 45-53 öne çıktılar. Hani maçın ritmi tamamen PAO'ya geçmiş artık işi götürürler derken Olympiakos'un gösterdiği duruş, çeyrek sonunda sadece 4'le sınırlı kalmasını sağladı.
Dördüncü çeyreğe salonun desteğini alarak! başlayan Olympiakos'un çeyreğin ortalarına doğru 58-56 öne geçmesine şahit olduk. Bourosis'in aynı hücumda aldığı iki faul ki -ikinci faulde önce kendisine faul yapıldı o faul verilmedi - Derken Pekovic basketiyle 58-60 öne geçen PAO hücumunun ardından Josh Childress'a baseline'dan potaaltına girerken yapılan fakat hakemlerin çalmadıkları faul işlerin karışmasına neden oldu. Olympiakos taraftarları buldukları herşeyi PAO benchine fırlatmaya başladılar. Sahanın ortasına ise bir meşaler atıldı.
Hakemler ve PAO'lular soyunma odasına kaçmak durumunda kaldılar. Haklı olarak maça da ara verildi. Olympiakoslular sahada beklerken ikna çalışmaları sonucunda -en azından izlerken öyle anlaşıldı- 10 dakika sonra önce hakem Nikos Zavlanos ve PAO'lu oyuncular tekrar sahaya çıktılar. Maç da yeniden başladı.
Tabi verilen bu ara Olympiakos'a hiç de yaramadı. Maçın momentumunu eline geçirmişken yaşananlar bütün oyuncuları özellikle de Amerikalıları olumsuz etkiledi. PAO devamlı olarak skoru önde götürdü. Mike Batiste'in 1/2 kullandığı faul atışlarının ardından fark 2'ydi. Son hücumda Papaloukas bütü sahayı driplingle geçtikten sonra turnikeyi Jasikevicius'un koluan müdahalesiyle kaçırdı. Fakat hakemler oralı olmadı ve maçı da 67-69 PAO kazandı.
Saha avantajının PAO'ya geçtiği seride ikinci maç cumartesi günü oynanacak. Olympiakos'un işi hiç de kolay değil. Zoru başarıp saha avantajını alırlarsa bir daha bırakmazlar gibi görünüyor. Son bir not bu yaşanılanların ardından Josh Childress gelecek sezon NBA'e geri dönme opsiyonunu göz önünde bulunduracağını belirtmiş. dam haklı tabi hangi NBA maçında böyle ateşli bir taraftar kitlesi ile karşılaşabilir. Bırakın NBA'i basketbol denilince dünya üzerindeki en önemli rekabettir Olympiakos-PAO.
avantaj liège'de
Jupiler Pro League'de şampiyonun Anderlecht ile Standard de Liège arasında oynanacak playoff maçları ile belirleneceği hafta başında Sinan Bolat ilgili postta yazmıştık. İlk ayak dün Stade Constant Vanden Stock'da oynandı.
Anderlecht 37'de Gillet'in yerine oyuna giren Le Geer'in 50'de attığı golle öne geçse de 10 dakika sonra Mbokani beraberliği getiren golü Anderlecht kalesine gönderdi. Maç da bu sonuçla sona erdi. Stade de Sclessin'de pazar günü oynanacak ikinci ayak öncesinde Liège şampiyonluk için büyük bir avantaj sağladı.
Maçın ilginç notlarından birisi Anderlecht'te 90 dakika boyunca bir oyuncu bir kart görmedi. Liège'de Mikulic 86'da çift sarı karttan oyun dışı kalırken, Sinan Bolat, Defour, De Camargo ve Mulema ise kart hanelerine sarı eklettiler...
konfederasyon hazırlıkları
Konfederasyon Kupası'na 1 aydan az bir süre kaldı. Gerçi ligler halihazırda devam ettiğimden hiç de öyle bir hava yok hani. Neyse efendim Güney Afrikalılar biliyor bu organizasyondan alacakları olumlu ya da olumsuz eleştirilerin kendileri için önemli olduğunu, bu nedenle de iy iş çıkarmaya çalışıyorlar. Temsil misal Fransız polisi o kadar yol tepmiş ve Güney Afrika'ya gelmiş, turnuva boyunca organizasyonun nasıl olması gerektiği konusunda Güney Afrika polisine uygulamalı ders veriyormuş. Bakalım verdikleri derslere gerek duyulacak mı?
Etiketler:
ecnebi,
futbol,
güney afrika
kupa ukrayna'da
İnsan tarihinde ilk kez bir Avrupa kupası kazanmış, daha renkli bir kutlama yapılarbilirdi. Fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla lig şampiyonluğu ya da Ukryana Kupası kazanıldığında da benzer görüntüler çıkıyordur muhtemelen. Bu arada kupayı takım kaptanı olarak Dario Srna indirmiş uçaktan. Onun da artık üst düzey bir ligde oynama zamanı geldi. Bu kadar Ukrayna havası yeter Hırvat topçuya...
Etiketler:
ecnebi,
futbol,
uefa kupası
21 Mayıs 2009 Perşembe
finalden kalanlar...
Kendi adıma beklediğim gibi kötü bir final oldu. Hem maç açısından hem de tribünler açısından. Herhalde tribünlerde boşlukların rahatça görülebildiği enden finallerden biri olmuştur. Açıkçası final maçının aksiyonu saha içinden daha çok maç öncesinde stadyum etrafındaydı. Sağolsun Werder Bremenli taraftarlar maçtan 4-5 saat öncesinden keyifli bir ortam oluşturdu Yoğurtçu'nun etrafında. Maç yazısı yazmayı sevmeyen biri olarak maç dışındaki gözlemlerimizi yazalım.
Önce öğlen 2 civarında deniz otobüsleri iskelesinin oradaki taraftar alanını gezdik. Gerçi Bremenliler Almanya'dan gelen bayraklarını filan taşımakla meşgul olduklarından söz konusu alan taraftar alanından başka herşeye benziyordu. Arada bir kaç işimizi hallektikten sonra akşam 5'te Caner Eler ile birlikte Kalamış'ta Ukraynalılar için ayrılmış taraftar alanına gitmeye karar verdik. Alana gerdiğimizde parkın karşısındaki kebapçıda daha fazla sayıda Shakhtar taraftarı olduğunu gördük. Tabi içeride 5 avroya bir bardak bira satılınca ve Ukraynalılar da yanlarındaki vodkalarda içeri sokulmayınca dışarı kalmayı yeğlediler. Zaten tuhaf bir uygulamayla bileti olmayan içeri giremiyordu. Bileti olan adam da stadyumun etrafında dolaşmak varken neden gelsin 1 kilometre uzaktaki taraftar alanında durdun ki. Taraftar alanında Di Massimo Talento'dan Talento ve Million Dollar Donkey'den Million Dollar Donkey ile karşılaşınca nispeten kalabalık bir ekip olduk. Taraftar alanın içerisinde Carlsberg'in dağıttığı eşantiyonlardan isteyince bunun Ukraynalılara özel bir hediye olduğu cevabı garip karşılandı grup içerisinde haklı olarak. Taraftar alanına girmeye hakkınız var ama oradaki etkinliklerden yararlanmaya hakkınız yok!
Neyse taraftar alanından çıkıp stadyumun oraya geldiğimizde Eurosport Türkiye'den Dağhan Irak da aramıza katıldı. Bu arada taraftar alanından stadyuma kadar olan 1 kilometrelik yolda kafeleri işgal eden ve alkole kendini vuran Ukraynalıları da söylemeden geçmemek lazım. Yolda yürürken stadyum etrafında blog camiasından tanıdık kişilerle de karşılaşabiliyordunuz Flying Dutchman'den Tuncay Yavuzla olduğu gibi. Derenin kenarında otururken Yakir Mizrahi'deki atkıyı görünce atkının bir benzerini bulmak için yola düştük. Neyseki bir yerde yakaladık atkılardan satan abiyi. 20 milyonun üstü 5 milyon çıkmayınca 3 dolar para üstü almak zorunda kaldık. Gerçi bizde de bozuk olmayınca döner ekmek yediğimiz yere 3 dolar verdik yediğimizin karşılığı.
Taraftar olarak Werder Bremenliler, Shakhtar'dan daha çok taraftardı. En azından maç öncesinde keyifli anları yaşatanların Almanlar olduklarını söylemek mümkün. Hatta bir ara kimin yaptırdığını bilmemekle birlikte "Aziz Yıldırım İstifa" diye bağıran kalabalık bir Werder Bremenli taraftar grubu görünce fazlasıyla güldük.
Arada Andriy Voronin'in 40 yaşındaki abisine de denk geldik -En azından bana öyle geldi, fotoğrafı da var koyarız bloga.- Bir de yılların Gigi Multescu'su da maç için yollara düşmüştü. Biz onu gördüğümüzde Kuşdili'nde boynunda bir atkı bulunuyordu. Hava kararmaya yakın meşaleler yakıldı etraf görsel açıdan biraz daha renklendi. Tabi kalabalık artıyordu...Stadyuma doğru gittiğimizde UEFA'dan bir arkadaşın Alman bir taraftara; "alkollü taraftarlar buradan girecek" diye söylediği İngilizce cümlenin karşılığı "İngilizce bilmiyorum" oldu. Tabi ben o İngilizce bilmeyen arkadaşı 5 dakika önce İngilizce konuşurken gördüğümü de belirteyim. Anlatacak konu çok sayıda olunca unuttuklarımız da olabilir elbette. Neyse saatler 9'u gösterirken stadyuma girildi. Stadyumda ortam açıkçası keyifsizdi. Hani Bremenliler ve Telsim'in göbeğindeki Shakhtarlı taraftarlar olmasa maçın bırakın bir maçı olduğunu, resmi bir karşılaşma olduğunu bile anlamak mümkün olmayacaktı.
19 Mayıs 2009 Salı
sayılarla batı konferansı finali
slavia şampiyon
Çek Cumhuriyeti'nde ligin bitimine iki hafta kala Slavia Prag, Viktorií Žižkov karşısında aldığı 3-1'lik galibiyetle üstüste ikinci kez şampiyonluğunu ilan etti. Çek liginin kurulduğu 1993-94 sezonundan bu yana Sparta Prag dışında ilk kez bir takım üstüste ikinci kez şampiyonluk sevincini yaşadı böylece. Bu, Slavia'nın toplamda da üçüncü şampiyonluğu tabi 1993-94'ten bu yana. Lig şampiyonluğu ile birlikte Şampiyonlar Ligi'nde 3. ön eleme turundan katılacak Slavia Prag. Çek Cumhuriyeti'nde son iki haftaya girilirken Sparta ile Sloven Liberec arasında da ikincilik savaşı yaşanıyor. Gambrinus liga'yı ikinci sırada tamamlayacak takım da Slavia Prague gibi Şampiyonlar Ligi'ne 3. ön eleme turundan itibaren katılmaya hak kazanacak. Bu nedenle ikinci olmak da şampiyon olmak kadar önemli Çek Cumhuriyeti'nde.
sayılarla doğu konferansı finali
18 Mayıs 2009 Pazartesi
jonny wilkinson top 14'te
Top 14 kulüpleri Avrupa'nın en güçlü ligi olmayı kafaya takmışlar ki önümüzdeki sezon için sağlam transferler yapmaya devam ediyorlar. Özellikle Stade Français ve Toulon, İngiliz oyuncular ile kadroya kuvvetlendiriyorlar. James Haskell, Tom Palmer ve Ollie Phillips üçlüsünü kadrosuna katan Stade Français'i yalnız bırakmayan Toulon, Khris Chesney, Tom May, Tim Ryan ve El-Abd ile ligin Adalılaşmasına yardım ederken Guinness Premiership'i de kuvvetten düşürmeyi de ihmal etmiyorlar.
Transfer sezonunun önemli bombalarını birbir patlatan Toulon'un son transferi ise Jonny Wilkinson. İngiltere'ye tarihindeki ilk Rugby Dünya Kupası'nı kazandıran adam olarak bilinen Wilkinson son 4 yıldır sakatlıklardan bir türlü kafasını kaldıramıyor. Buna karşın oynadığı maçlarda her daim en skorer isim olmayı başaran Wilkinson için Toulon'a transferi aynı zamanda bir ilk anlamına da geliyor. 1997'de ilk profesyonel sözleşmesini Newcastle Falcons ile imzalayan Jonny Wilkinson tam 12 yıldır aralıksız olarak kuzey ekibinin formasını giyiyordu. Fransız ekibi ile yaptığı 2 yıllık sözleşme karşılığında 1 milyon 400 bin avro alacak oln İngiliz oyuncunun bu paranın hakkını verip veremeyeceğini sezon başlayınca gösterecek. Wilkinson eski Wilkinson olmasa da Toulon'un yaptığı bu transfer başkan Mourad Boudjellal 1992'den sonraki ilk şampiyonluğu kazanmak için ne kadar heyecanlı olduğunun bir göstergesi.
17 Mayıs 2009 Pazar
liverpool academy jose segura'ya emanet
Liverpool'un İspanyollaşma süreci sadece profesyonel takımla sınırlı kalmıyor. Rafael Benitez'in istediği üzerine Liverpool Academy'nin Sportif Direktörlüğüne Jose Segura getirilmiş. Jose Segura kariyeri altyapı ve yardımcı antrenörlükler ile geçmiş bir isim.
2002 yılında Serra Ferrer'nin Barcelona'ya gelmesi ile birlikte Barcelona alt yapısında görev almaya başlıyor. Bir yıl sonra ise Barcelona B takımının başına geçiyor. 1.5 yıl bu görevde kaldıktan sonra 2004'te Joan Laporta'nın başkan olması ile birlikte işine son veriliyor. O da Barcelona öncesindeki işine, Lleida Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine geri dönüyor. Serra Ferrer 2006'da AEK'nın başına geçince Segura'yı da yardımcı antrenörü olarak Atina'ya getiriyor. Ferrer'in işi Atina'da istediği gibi gitmese de Jose Segura ertesi sezon Olympiakos'un yardımcı antrenörü oluyor. Takis Lemonis'in Kokkalis tarafından kovulmasıyla da takımın başına geçiyor. Bu, yaptığı tek üst düzey teknik direktörülük tecrübesinde de CV'sine çifte kupa şampiyonluğunu ekliyor. Sezon sonunda bir başka İspanyol Ernesto Valverde ile anlaşınca Pire ekibi o da görevinden ayrılıyor.
1 yıllık tatilin ardından Liverpool Academy gibi üst düzey bir yapıda görev almak Jose Segura için büyük şans. Gerçi Rafael Benitez Liverpool'un da çok şanslı olduğunu düşünüyor. Segura'nın İspanya'da alt yapıdaki yeteneklerle ilgili çalışmalarından memnun olduğunu belirtiyor, Liverpool'a da faydalı oalcağını düşünüyor. Benitez bu yanlış adam atmaz pek Segura'ya güvendiği varsa bir bildiği vardır.
liam gallagher & white hart lane
Manchester City'nin en ünlü taraftar yüzüdür Liam Gallagher. Oasis solistinin yolu düşmüş dün oynanan Tottenham - City maçına. White Hart Lane'deki maçta Bojinov'un attığı golün ardından gol sevincini nazikçe! Tottenham taraftarı ile paylaşmış Liam. Gerçi bu sevincini Robbie Keane kursağında bırakmış maçın bitimine 5 kala attığı penaltı golüyle.
Bu arada sol taraftaki vatandaşta Tan Sağtürk'ün ikizi olmalı. Gözüme çarptı söylemeden edemedim...
Fotoğraf: GLYN KIRK/AFP/Getty Images
unitedlı bolt
Usain Bolt şanslı bir haftasonu geçiriyor. Hem United'ın Old Trafford'daki şampiyonluk maçını izledi. -İzlemekle de kalmadı EPL Kupası ile fotoğraf çektirdi, Cristiano Ronaldo'ya sprintleri hakkında tavsiyelerde bulundu.- Hem de pazar günü koşulan Manchester Maratonu'nun reklamını yaptı. Üstelik Haile Gebrselassie'yle de birlikte ayaküstü eğlenceli bir basın toplantısı ve fotoğraf çekimi de yaptı. Anlayacağınız bu hafta sonu herşey Usain Bolt'un istediği gibiydi.
12 ay sonra tekrar kortta
Maria Sharapova'yı en son geçtiğimiz yılın Nisan ayında Rogers Cup'ta Marta Domachowska karşısında izleme şansını yakalamıştık. O günden bu yana sakatlıklarla uğraşıyor Rus raket. 12 ay önce dünya sıralamasında ilk sırada yer alırken sakatlıklarla geçen bu bir yılın ardından Sharapova ancak 65. sırada kendine yer bulabiliyor.
Bu uzun sakatlık döneminin ardından ilk kez yarın Varşova Açık'ta kendini deneyecek Rus raket. İlk turda İtalyan Garbin Tathiana ile oynayacak. Bu kadar uzun bir aranın ardından formda dönmesi tabii ki imkansız. Yalnızca sakatlığın ondan neleri götürdüğünü ya da neleri eksilttiğini görme şansını yakalayabileceğiz. Fransa Açık'ta yer almayacak ama haziran ayı içerisinde bir çim kort turnuvasına katılacak olması Wimbledon'da yer alması ihtimalini güçlendiriyor.
sezonun kurtarışı
Belki de şampiyonu değiştiren adam olarak anılacak Sinan Bolat. Belçika liginde sezonun son haftasına hem Anderlecht hem de Standard de Liège aynı puanla girdi. İki takımdan birinin puan kaybetmesi diğerinin şampiyonluk ipini göğüslemesi anlamına geliyordu.
Anderlecht son hafta deplasmanda Boussoufa ve Wasilewski'nin golleriyle Genk'i 2-0 yendi. Standard de Liège ise Gent karşısında 1-0 öne geçti. Maçın uzatma dakikalarında geçtiğimiz hafta Clube Brugge karşısında galibiyet gollerinden birini atan Amerikalı stoper Oguchi Onyewu, Milos Maric'i ceza sahası içerisinde düşürünce hakem Serge Gumienny penaltı noktasını gösterdi. Bir sezon önce Standard de Liège'i 20 yıl sonra şampiyonluğa taşıyan Michel Preud'homme, Gent teknik direktörü olarak bu sefer şampiyonluğu Standard de Liège'in elinden adam olmaya çok yaklaşmıştı. Ne var ki Gent kaptanı Kosta Rikalı Bryan Ruiz'in kullandığı topu Liège'in Türk kalecisi Sinan Bolat çıkarmayı başardı. Doğru köşeyi tahmin eden ve gole izin vemeyen Sinan'ın bu kurtarışı Jupiler Pro League'de şampiyonun Anderlecht ile Standard de Liège arasında oynanacak playoff maçları ile belirleneceği anlamına da geliyordu.
21 Mayıs'da Stade Constant Vanden Stock, 24 Mayıs'ta da Stade de Sclessin'de oynanacak maçların ardından Belçika'da sezonun şampiyonu belli olacak.
tuğba özay şansı
Öğlen saatlerinde Tuğba Özay'ın nikahında İbrahimovic ve Vieira'yı görünce şaşırmıştık. Onların şansına olsa gerek nikahın akşamında da Udinese'den gelen 2-1'lik Milan mağlubiyeti Inter'in 17. şampiyonluğunu kazandığı anlamına geliyordu. Resimde de görüldüğü üzere Milano'da gece, Inter'in gecesiydi. Hani bugün de Tuğba Özay'ın kutlamalardaki resimlerini görürsek hiç şaşırmam!
Fotoğraf: GIUSEPPE CACACE/AFP/Getty Images
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)