19 Nisan 2008 Cumartesi

ibrahim kutluay

Felaket NBA tercihini kenarda bırakırsak Türk spor tarihinin en başarılı sporcularından biridir İbrahim Kutluay. Hem yurt içinde hem de yurt dışında her zaman iyi takımlarda oynamıştı. Sezonun ortasında askerlik sorunu nedeniyle zoraki olarak Yunanistan'a, PAOK'a transfer olmuştu. Malum PAOK bu sezon hem futbol hem de basketbolda zor günler geçiriyor. Futbol takımı vasat bir performans ile orta sıralarda. Basketbol takımı ise sondan 3.sırada, düşmemek için mücadele ediyor. Haftaiçi Panellinios'u 62-58'lik skorla geçen Selanik ekibinde maç sonrası büyük sevinç vardı. Sevinenler arasında doğal olarak İbrahim Kutluay da bulunuyordu...

en sonuncu katar yolcusu

Sezon başında Duisburg ile sözleşme imzalarken objektiflere böyle poz vermişti Roque Junior. Alman takımındaki ömrü 4 maç ile sınırlı kaldı. Sözleşmesi feshedilince çoğu veteran futbolcunun kariyerlerinin son yılı-yıllarını geçirmek için tercih ettiği Katar'a onun yolu henüz 31 yaşındayken düştü. Roque Junior, Al Rayyan ile anlaşmış. Brezilyalı, kariyerinin neredeyse tamamında sakatlıklarla uğraştı. 2000 yılından bu yana sadece 93 maçta forma giyebildi. Sakatlıklarla dolu Avrupa kariyerine Milan ile Şampiyonlar Ligi Kupası sıkıştıran Junior, 2002'de de Dünya Kupasını havaya kaldırmıştı...

17 Nisan 2008 Perşembe

pini gershon

Basketbol dünyasındaki şanslı adamlardan biri Pini Gershon. Daha iki ay önce Olympiakos'daki görevine son verilmişti İsrailli antrenörün. Yunanlılar kendilerine göre haklıydılar, Olympiakos son 10 yıldaki en büyük yatırımı onun döneminde yapmıştı. 1,5 sezonda bekledikleri noktaya gelemedi takım. Gerçi oynadıkları basketbol açısından takdir etmek gerekliydi Gershon'u ama işler Maccabi'deki gibi yolunda gitmeyince kapıya koydular. Belki yeni sezon için Efes Pilsen'le anlaşır için düşünürken Ruslar çabuk davrandı. ULEB Cup'da beklenmedik bir yarı final mağlubiyeti 20 milyon avroluk yatırımı çöpe atınca Pesic, Dinamo Moskova'dan yollanmıştı. Sırp antrenörün yerine Pini Gershon ile anlaşmış. En azından bu Rus sitesi bize öyle diyor. Bakalım Olympiakos'ta tutmayan şans Dinamo Moskova'da yüzüne gülecek mi Gershon'un...

3 dilde futbol

RKG, bizim derginin bloguna yazmış. Üşendim yazmaya, onun postunu aynen alıp koyuyorum;
80'lerin sonu 90'ların başında sarı plastik ciltli Langenscheidt sözlüklerini bu memlekette kullanmamış çok fazla "ortaokul" öğrencisi yoktur herhalde. En azından ben bol bol kullandım. Sinir bozucu Almanca derslerini hatırlatıyor bana.
Ama bu sefer cok faydalı bir iş yaptı Langenscheidt: 3 dilli bir futbol sözlüğü. Resmi örgütlerin kullandığı ve günlük futbol jargonunda bulunan 1800 terimi içeriyor. İlgilenenler gerekli bilgiyi hem UEFA'daki ilgili haberden hem de yayıncının sitesinden bulabilir.
Türkiye'den sözlüğü satın almak isteyenler ise Almanya, İsviçre ve Avusturya'dan bir tanıdık bulamayacaklarsa Türkiye'deki 3 adresten birine gelmesini bekleyecekler. Amazon'a henüz düşmedi. İsterseniz bir liste yapıp İstiklal'in sonundaki Türkçe - Almanca kitabevine bir dilekçe sunalım.

16 Nisan 2008 Çarşamba

leona'dan bir ilk daha...

Leona Lewis'in Birleşik Devletler'deki olağanüstü performansı devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Billboard Hot 100 Listesi'nde 21 yıl sonra 1 numara olan ilk İngiliz bayan vokal olan Leona, 8 Nisan'da piyasaya sürülen "Spirit" albümüyle de bir ilke daha imza attı. Çıktığı hafta 205 bin kopya satan albümle Leona Lewis, Billboard Hot 100 Albüm Listesi'ne 1 numaradan giren ilk İngiliz şarkıcı oldu. Lewis'in albüm satışı Albümler Listesi'nde 2. sırada yer alan George Strait'ın "Troubadour" albümünün 3 katı (59 bin) kadar daha fazla. Albümler Listesi'nde 1 numaraya kadar çıkan son İngiliz sanatçı bundan tam 22 yıl öncesine denk geliyor. "Promise" albümü ile Sade 1986 yılında Amerika'da albümü 1 numaraya kadar yükselen son İngilizdi...

15 Nisan 2008 Salı

Olimpiyatlarda güvenlik!!!

Olimpiyatlarla ilgili postlarla devam edelim. Fotoğraftaki arkadaşlar Çin Paramiliter Polis Güçleri'nden. Olimpiyatlarda güvenlik açısından sorunlar yaşanmaması için sık sık bu tür garip görüntülere neden olan hazırlık çalışmaları söz konusuymuş...

ilk protesto...

Olimpiyatlar pek şenlikli geçecek gibi görünüyor. Olimpiyatların ev sahibi Çin Halk Cumhuriyeti, insan haklarına aykırı uygulamalar nedeniyle büyük tepki görüyor. Bu tepkinin doruğa çıkacağı nokta ise olimpiyatlar olacak gibi. 2004 yılında Atina'da altın kazanan Alman judocu Yvonne Boenisch, yaşanılan insan hakları sorunları nedeniyle olimpiyatların açılış töreninde yer almayacağını açıkladı. Boenisch'in ardından çok sayıda sporcu daha bu tür açıklamalar yaparsa şaşırmamak lazım. Şimdilik bu tür protestolar açılış töreniyle sınırlı kalacak gibi görünse de olimpiyatlarda çok çeşitli ve akla ziyan protestolar görmemiz muhtemeldir...

espn magazine 10. yıl kapakları - VII

lale festivali neyimize...

İstanbullular olarak bu yıl 3. kez müşerref oluyormuşuz "Lale Festivaliyle". Toplam 12 milyon lale dikilmiş şehrin her tarafına. Hani buna itirazımız yok madem lale dikiliyor eyvallah. Anlayamadığım birkaç konu var yalnızca. Bu lalelerin dikileceği yerleri kim belirliyor örneğin? Boğaziçi Köprüsü'nden geçerken her iki yakanın köprü çıkışında tuhaf mevikilerde çok sayıda düzene laleye görmek mümkün. Hani dikeceksen o laleleri git parklarda dik niye yolun kenarında anlamı olmayan bir yere dikiliyor o kadar lale? Bizim evin karşısındaki parkı inceledim bu haftasonu vallahi dikilmiş bir lale bile göremedim. Ama Zincirlukuyu'da bir yol kenarında dikilmiş laleler duruyor. Daha doğrusu durmaya çalışıyor. İki adım daha fazla adım atmaya üşenen yurdum insanı da o laleleri ezmeyi bir görev bilerek, istifini bozmadan yürüyebiliyor. Allah aşkına bu kadar umursamaz! insanların yaşadığı bir şehir laleleri ne kadar hak ediyor? Hadi hak ediyor diyelim, o laleler daha uygun yerlere dikilse bir yerimizden bir şey mi eksilir? Öylesine boş bir post oldu ya, hadi neyse...

hürriyet spor

İlk haberi çıktığında belki iyi birşeyler yapabilirler diye düşünmüştüm "Hürriyet Spor" için. Daha sonra reklamlarını ve yazacak isimleri gördüğümde çok fazla iyi niyetli olduğumu anladım. Hıncal Uluç, Erman Toroğlu gibi devamlı ekranda ya da gazetelerde görünen kişilere ek olarak Mehmet Yılmaz, Ercan Saatçi gibi "boş yazan" isimleri bünyesinde barındıran bir ekten hayır gelmeyeceği belliydi. İlk haftalarda 48 sayfa çıktılar, şimdiler 32'ye düşmüş durumdular. İçerin yüzde 90'sı futbol olan bir ek'e de neden spor adını vermişler anlamadım gitti. İçerisinde okunmaya değer iki isimden biri olan Alp Ulagay'da son 3 haftadır yazmıyor. Yarı çıplak hatun haberi ya da bir sürü blog ve internet sitesinde zaten yer alan tür basketbol haberlerine yermek bir dergiyi çekici ya da okunabilir kılmaz. Editöryel hataları bir kenara koyalım, Hürriyet Spor, içi boş bir ek olma yolunda iddialı adımlarla gidiyor. Konu spor yayıncılığından, dergiciliğinden açıldı madem bu işle uğraşan bir kişi olarak bilinen bir iki cümleyi de posta ekleyeyim. Ülkede haftalık spor, futbol yayıncılığı bariz bir şekilde göze çarpıyor. Heç çıkardığı yeni isimler hem de yazı kalitesiyle Radikal futbol bunu büyük bir ölçüde gidermeyi başarmıştı. Görünen o ki bu tarz bir yayını tekrar görebilmek için bir müddet daha bekleyeceğiz...

buralar çok sisli!

Rusya liginde haftanın maçı iki Moskova takımı Dinamo ile Spartak arasındaydı. Alisher Usmanov'un mali anlamda desteği ve Kerzhakov transferi ile sezona iyi başlayan Dinamo, Spartak'ı 4-3 yenmeyi başardı. Pavlyuchenko'nun 45. dakikada kırmızı kartı görmesi Spartak açısından maçın kırılma anıydı. Bu sonuçla Dinamo 4 galibiyet, 1 beraberlikle Kazan'ın arkasından ikinci sıradaki yerini korudu. Spartak galibiyete en fazla sevinen son birkaç sezondur küme düşme hattı civarında bir takımı desteklemek zorunda kalan Dinamo taraftarları oldu. Bu galibiyetin keyfi elde koltuk, sis bombası ile çıkardı ancak!

nba maskotları X (houston rockets - the rockets bear)

14 Nisan 2008 Pazartesi

çabuk mu pes edecek?

Yunan futbolunun önemli isimlerinden biri Theodoros Zagorakis. 2004 yılında Avrupa şampiyonu olan milli takımın kaptanıydı. Futbolu bıraktıktan sonra zor bir işi, kaos içerisindeki PAOK'un başkanlığını üstlendi. Aradan 1 yıl geçmeden pes edecek gibi görünüyor Theo. Selanik kulübünde herkes birbirine kızgın. Taraftar kötü sonuçlar alan takıma, Zagorakis'de takımı gereğinden fazla tepki gösteren taraftara kızgın. Her iki taraf arasındaki ipler gerildikçe geriliyor. En son pazar günü oynanan ve 4-0 AEK'nın galibiyetiyle biten maç sonrasında bir grup taraftar soyunma odasını basıp, futbolcuları tartaklamak istemiş. Bunun üzerine Zagorakis bugün, taraftarların kulübü düzlüğe çıkarması için kendisine zaman vermemeleri halinde istifa edeceği açıkladı. Taraftarlar mı hizaya gelecek yoksa Zagorakis mi pes edecek yakında anlaşılır

espn magazine 10. yıl kapakları - VI

kicken für die krone

Tabi durup dururken boşuna Kicken für die Krone diye başlık atmadık. Kendileri yanlış çevirmediysem "gol atan fare" anlamına geliyor. (Yanlışsa doğrusunu bekleriz efendi) Bu, aynı zamanda 4 ile 7 Nisan arasında Berlin'de düzenlenen 11 Milimetre Futbol Filmleri Festivali'nda gösterilen filmlerden birinin adı.

Filmin konusu, Avusturya ile İsviçre arasında yer almasına rağmen Euro 2008 heyecanını sahadaki futbol takımı ile yaşamayacak olan Liechtenstein'ın hikayesi. Daha doğrusu bu ufak ülkenin Euro 2008 gruplarında yaşadıkları filme çekilmiş. Niye bu postu bu filme ayırdık diyorsanız. Bu filmi diğer futbol filmlerden ayıran en büyük özelliği daha çok sinematografik öğelerin ön planda olması, futbol ve taraftar öğelerin ise ana unsur olmaması. Bir futbol filminde bu nasıl oluyor diyecek olursanız önerim bir şekilde bu ilginç belgesel filmi izleme şansını yakalamanız. Filmin web sitesi bir tık ötede, fragmanı ise burada...

taraftar sahaya girince II













taraftar sahaya girince I

İsrail ligi'nde bitime 5 hafta kala Beitar Jerusalem şampiyonluk maçına çıkıyor. En yakın rakibi ile arasında 12 puan fark var. Evindeki Herzliya maçını da kazanması üstüste ikinci şampiyonluk için yetiyor.

Golsüz geçen ilk yarının ardından ikinci yarıda beklenen gol geliyor ve Beitar 1-0 öne geçiyor. Maç bu skorla bitenecek sanılırken, 86. dakikada taraftarlar dayanamayıp sahaya atlayıp şampiyonluğu kutlamaya başlıyorlar.

Hakem maçı durduruyor, 20 dakika boyunca saha boşalır diye bekliyor. Fakat saha boşalmadığı için maç erteleniyor. Muhtemelen Beitar hükmen yenik sayılacak ve sahası kapatılacak.

Beitar Jerusalem şampiyonluk için 1-2 maç daha bekleyecek anlaşılan. Geçtiğimiz sezon da buna benzer bir arbede yaşanmış ve polis olaya müdahale etmiş, 50 kişi çıkan olaylar sonucunda yaralanmıştı...

Gerçi Beitar Jerusalem taraftarlarının olay çıkartmak konusunda sabıkası çok. Örneğin geçen yıl Kasım ayında Maccabi Haifa genç takımında oynayan bir futbolcu ve bir taraftarın öldürülmesi anısına saygı duruşu yapıldığı sırada stad hoparlörlerinden İzak Rabin'in 12 yıl önce 7 Kasım'da öldürüldüğü hatırlatıldı. Bunun üzerine Beitar Jerusalem taraftarları, Rabin'e suikastı düzenleyen "Yigal Amir" lehine tezahüratta bulunmaya başlamıştılar. Bunun sonucunda da sahaları iki maç kapatılmıştı.

Bu haftasonu yaşanılan olaylar en çok kulübün sahibi Arkada Gaydamak'ı sinirlendirdi. İsrail Ordu Radyosuna konuşan Gaydamak, sahaya girenleri beyinsiz ve aptal olarak niteledi...



13 nisan gate 13 yürüyüşü

Fotoğraflar 35 bin kişinin katıldığı dünkü Gate 13 yürüyüşünden...




gazze'de futbol

13 Nisan 2008 Pazar

rolling stones

İngiltere Single Listesi için sıkıcı bir haftayı gerie bıraktık desek yanlış olmaz. 4. haftasında da Estelle'in 1 numara keyfi devam ediyor. Listenin ilk 20'deki tek yeni girişi September'a ait. Asıl adı Petra Marklund olan İsveçli şarkıcı, 2006 Haziranında Billboard Hot Dance Airplay Chart'ta 3 hafta 1 numara olan "Cry For You" adlı singleını İngiltere'de geçtiğimiz hafta piyasaya sürdü. 9 numaradan listeye merhaba diyen September için bu fena bir girişi değil. Haftanın dikkat çekenlerinden biri Madonna feat. Justin Timberlake ortak çalışmasının yavaş yavaş zirveye yükselmesi. 4 Minutes bu hafta da 4 basamak birden yükselip 4 numaraya yerleşti. Haftanın mühim olaylarından biri de Martin Scorsese imzalı belgeselleri "Shine a Light"ın aynı adı taşıyan soundtrack albümü ile Rolling Stones'un İngiltere Albümler Listesine 2 numaradan merhaba demesiydi. Postu bitirirken haftanın yeni girişi September'ın videosunu da ekleyelim dedik. Bu arada liste ilgili ayrıntılar için şurayı tıklamak yeterli...

beklenen son

Günün erken saatlerinde dediğimiz gibi büyük bir sürpriz olmadı ve Spartak Moskova Region, Bayanlar Euroleague'in bu yılki şampiyonu oldu. Evsahibi Brno'yu ilk çeyrekten mat ederek, rahat bir maç sonrasında 75-60'lık bir galibiyetle şampiyonluğu ulaştılar. Çeklere ev sahipliği avantajı da yetmedi. Gerçi iki takım arasındaki potansiyel farkı pek seyirciyle de kapatılacak gibi değildi. Final-four'un MVP'si Moskova ekibinden Lauren Jackson oldu. Avustralyalı pivot, 26.5 sayı, 12 ribaunt, 2 assist, 1,5 blok ortalamarıyla bu ödülü haketti.

yeni durak israil

İyi futbolcuların iyi teknik direktör de olamayacağının en sağlam örneklerinden biridir Lothar Matthäus. Futbolculuğunda ne kadar iyiyse, teknik direktörlüğü bir o kadar felaket Matthäus. Bunu zaten kariyerinde çalıştırdığı çoğu vasat düzeydeki takımlarda bile tutunaması ile gösterdi. Hatırladığım tek başarısı Partizan'ın başındayken Newcastle United'ı eleyerek şampiyonlar liginde gruplara kalmasıydı. Sezon başından beri işsizdi Lothar Matthäus. İmdadına Alman asıllı İsrailli işadamı Daniel Jammer yetişti. Jammer, İsrail birinci ligi, Ligat Al takımlarından Maccabi Netanya'nın sahibi. Kulübü 3 yıl önce satın aldıktan sonra biraz yatırım yaptı. Takım geçtiğimiz yılı ikinci tamamladı. Bu sezonda Beitar Jerusalem'in 12 puan gerisinde averajla 2. sırada. Haziran ayından itibaren Lothar Matthäus,iki yıl için Netanya'nın yeni teknik direktörü olarak görev yapacak tabi kovulmazsa. Şöyle bir geçmişe bakınca Partizan, Rapid Wien, Macaristan, Atletico Paranaense ve en son Salzburg. Pek de başarılı olmayan bir antrenörlük geçmişi ile şüpheye düşmemek olanaksız kovulmaması için...

dakka-kalküta trenleri...

Dakka ile Kalküta arasındaki tren yolculukları tam 42 yıl sonra yarın yeniden başlıyor.

Her pazartesi yapılması planlanan tren seferleri en son 1965 yılında düzenlenmişti.

Trenlerin onarımı ve seferlere hazırlanması için 70 demiryolu işçisi çalıştı.

310 mil uzunluğundaki tren yolculuğunda biletlerin fiyatı 8 dolar.



espn magazine 10. yıl kapakları - V