14 Mart 2009 Cumartesi

dilek ağacı ve direği

-Sounders, ilk yılında play off yapan MLS tarihindeki ilk "expansion" takım olsun....
-Frederik Ljungberg ligin en değerli oyuncusu olsun...
-Qwest Field MLS All-Star maçında ev sahipliği yapsın...
-Play off yapmakla kalmayalım, bir de tur atlayalım ve batı konferansı finalini oynayalım...
-Ligin en iyi teknik direktörü -Sigi Schmid- biz de olduğunu göre konferans finali yapmakla kalmayalım MLS finaline de yükselelim...
-MLS finali oynayan ilk "expansion" takım olalım...
-Madem final oynuyoruz bari şampiyon da olalım...
Bu kaşkolları takan taraftarlardan bir kısmı içlerinden bunları geçiriyor olsa gerek...

saygı...

4/4'lük hafta...


Önce Anfield Road'da Real Madrid'e, 3 gün ardından Old Trafford'da Manchester United'a aynı tarife. 4/4'lük hafta dedikleri bu olsa gerek...

#3 Фернандо mейры

"baby" shaq; hadi len!!!

Arkadaşı 4-5 yıl öncesinden biliyoruz. Cüsse nedeniyle "Baby Shaq" olarak sunulmuştu Yunan basketbolunun tek "Siyahi Yunanlısı" Sofoklis Schortsanitis. Bu kadar pompalamaya karşın hiçbir zaman ne ribaund ne de sayı da çift haneli rakamları yakalayamadı arkadaş. Cantu bu kadar övülmesinden olsa gerek onu takıma kattı ama sezon sonuna kadar dayanabildi. Ardından Aris'e oradan da Olympiakos'a geçti. Bir aralarda Clippers tarafından draft edildi -tam da takımı ya!- Olympiakos'ta da beklentiler büyüktü lâkin bir olumlu haltını göremedi Olympiakos taraftarı, takıma katıldığı 2005'ten beri.
Geçtiğimiz sezon kilo problemi nedeniyle kadro dışı bırakılmıştı. İsviçre'de gördüğü tedavinin ardından Yannakis onu oynatmaya başlamıştı. Kör-topal bir şekilde devam ediyordu Yannakis ile Schortsanitis arasındaki ilişki. Çok fazla süre almıyordu ama her maçta da sahada görünüyordu. Ufak tefek arızalar da çıkardığı da görünüyordu 150 kiloluk kardeşimizin. Bu arızaları çoğu zaman toreler edilse de PAO ile oynanan kupa finalinde yaptıkları Yannakis'in sabırını taşırdı ve kendisini kadro dışı bıraktı. Olympiakos yönetimi de antrenörlerinden yana tavır aldı ve 1 ay boyunca oyuncuya hiçbir ödeme yapılmayacağı açıklandı. 1 ay sonra durum tekrar gözden geçirilecek ama görünen köy kılavuz istemez, "Baby Shaq"ın şutlanması yakındır Olympiakos'tan. Gönül ister Sofoklis Schortsanitis kardeşimizi Zach Randolph ile yanyana parkelerde görmek. Muhtemelen bu iki adam sayesinde Mike Dunleavy de kafasında kalan 3 tel saçını da yolar. Biz temennimizi ortaya koyalım da belki bir gün olur.
Postu sonlandırırken aklımıza takılan bir noktaya da değinelim. Acaba bir gün Fenerbahçe yönetimi Rasim Başak'ın sahada yaptığı "sportmen!" davranışları Sofoklis Schortsanitis örneğinde olduğu gibi cezalandırabilme cesaretini gösterecek mi..?

13 Mart 2009 Cuma

asya kupası 2011



Asya'nın futbol ajandası yoğun bugünlerde. Asya Şampiyonlar Ligi başlarken bir yandan da 2011 Asya Kupası'nın logosu da beğeniye sunuldu bu hafta içerisinde.
1988'den sonra ikinci kez Katar'ın ev sahipliği yapacağı turnuvanın siyah ve beyaz zemine olmak üzere iki adet logosu mevcut. Şahsi kanaatim siyah zemine yapılan logo daha hoş, albenisi yüksek olmuş...

11 Mart 2009 Çarşamba

griffith 3'ü bir arada

Asya Şampiyonlar Ligi'nde gruplardaki ilk maçlar geride kaldı. Organizasyonda bizi en çok ilgilendiren takım Şenol Güneş bağlantısından dolayı FC Seoul. İlk maçında grupların en zayıf ekiplerinden Sriwijaya FC ile karşılaştı. Güneş'in ekibi Endonezya deplasmanından 4-2'lik galibiyetle döndü. Asya Şampiyonlar Ligi ile ilgili olarak ayrı bir değerlendirme yapmak lazım.
İlk haftanın maçlarından biri Beijing Guoan ile Newcastle Jets arasındaydı. Jets geçtiğimiz sezonun şampiyonu olarak kupaya katılıyor. Pekin'de işleri istedikleri gibi gitmedi ve Guoan'a 2-0 yenildi. Maçın skorundan ziyade ilgi çekici olan sahada 3 kardeşin birden yer almasıydı. Newcastle Jets'ten Adam, Beijing Guoan'dan ise Ryan ve Joel Griffith ayrı takımlarda oynayan 3 kardeş olarak Asya Şampiyonlar Ligi tarihine geçtiler.
İlginç bir tesadüf ki maçın gollerini de Ryan ve Joel Griffith kaydetti. Griffith kardeşlerin 3'ü de Newcastle Jets altyapısından yetişme. Ryan, Avrupa'da geçirdiği dömenin ardından son 2 sezondur Çin Süper Ligi'nde top oynuyor. Joel ise oldukça tartışmalı bir sürecin ardından Jets'ten Guoan'a transfer oldu. 3 kardeşin sahada yer aldığı maçın ardından Avustralyalı futbolcuların performanslarından bir kişi hariç herkes memnundu. Çin ekibinin Koreli teknik direktörü "Demir Yüz" Lee Jong-soo Ryan ve Joel'in performanslarının tamamını sahaya yansıtmadıklarını, yapmaları gerekenin bu olduğunu söyledi. Adamlar gollerini atmışlar, galibiyeti getirmişler arkadan bu açıklama yapılmış. Koreli de çok insafsızmış doğrusu.
Joel ve Ryan Griffith için Newcastle deplasmanında oynanacak maç pek kolay geçmeyecek gibi. Jets taraftarlarının onlara iyi mi yoksa kötü gözle mi bakacaklarını kendileri gibi biz de merak ediyoruz...

atina gazeteleri...

laf arısı #9

Emre Belözoğlu Pazar akşamı oynanan Kayserispor maçında yaptığı "boğaz kesme" hareketleriyle ilgili açıklamada bulunmuş: "Benim sorunum Cangele'yle"
Emin misin Emre? Senin asıl sorunun, sana daha yakın birileriyle, mesela içindeki senle olmasın!

by taytay

atina'nın hüzünlü gecesi

Yıllar sonra bir Yunan takımının Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kalmasına 1 adım kalmıştı. PAO sadece fol yememesi gereken bir maçta 2 golü yiyip, karşılığında da 1 gol bulunca Atina'nın bir kısmında gecenin geri kalanında hüzün hakimdi. Tabi bu tespiti Pire civarları için yapmıyoruz! Gerçi onların bu sezon Avrupa'da gösterdikleri performansla kafalarını kuma gömmeleri gerek. Şampiyonlar Ligi'nin grup maçlarındaki en büyük sürprizinin final yolunda ömrü pek uzun olmadı. Kupanın tribünleri en renkli takımı çeyrek finali göremedi. Yunanlılar için de çeyrek final bir başka mart ayına kaldı...

10 Mart 2009 Salı

"bigmac"lar küçülmeyecek

Küresel ekomik kriz hadisesinde şirketlerin en fazla ve en hızlı kısıntıya gittiği kalemlerinden bir tanesi sponsorluklar için ayrılan bütçeler. Temsil misal Sony, Hyundai A-League takımlarından Wellington Phoenix'in ana sponsorluğunda çekilde geçtiğimiz hafta. Spora yatırım yapan şirketlerden McDonalds, 2009 sponsorluk bütçesinden herhangi bir küçülmeye gitmeyeceğini açıklamış. Fakat bütçeyi küçültmüyoruz deyip eklemişler paraları daha odaklanarak ve verimli kullanacağız. Bunu da yeni model olarak değerlendirmişler. Modelin nasıl işleyeceğini yıl içinde daha iyi anlayacağız. Verile 2007'de McDonalds'ın sportif etkinlikler için harcadığı paranın 125 ile 130 milyon dolar arasında, yani hatırı sayılır bir miktarda olduğunu gösteriyor.

9 Mart 2009 Pazartesi

Seyircisiz bir zafer?!!

Israil gecen hafta Malmö'de yaptigi Davis Cup mucadelesini, saha disindaki yogun protestolara ragmen kazanarak ceyrek finale yukseldi. Guvenlik onlemleri dolayisiyla seyircilerin alinmadigi macta, İsrail'den Harel Levy, Isvec'ten Andreas Vinciguerra'yi 6-4, 4-6, 6-4, 3-6, 8-6 lik setlerle yenerek skoru ulkesi adina 3-2'e tasidi ve boylece Israil, 14 yillik aradan sonra gecen yil donus yaptigi turnuvada supriz bir sekilde Isvec'i de turnuvanin disina itti. Ancak Isvec gibi baris degerleri ile one cikmis bir ulkede bile bu kadar yogun protestolar ile karsilasan Israil, umariz bu spordaki kaydettigi gelismeleri Ortadogu'daki barisin saglanmasindaku mucadelerine de yansitir....

şık olmuş...


Fotoğraf, Santiago Barnebau'dan. İskandinav mitolojisinin en büyük tanrısı "Odin"in çalışması Real Madrid tribünlerindeki yerini almış. Hamarat'ın dediği gibi şık olmuş ama galibiyet için yeterli olamamış...

londra 2012'nin bütçesi

Tanınırlık, turist çekmek gibi faktörleri bir kenara koyarsak olimpiyat ya da benzeri organizasyonlar düzenlemek zor iş. Hayır tesislerin tamamlanması, organizasyonun iş planının kusursuz bir şekilde yürümesinden bashetmiyorum. Her geçen gün artan masraflar ve gitgide büyüyen organizasyonun bütçesinden bahsediyorum. Ne kadar zor iş başladığınız bütçeyi tutturmaya çalışırken -ki hiçbir zaman da o bütçe tutmaz- işlerin kusursuz yürümesi. Londra 2012'nin organizasyon komitesi'nin bugünlerdeki en büyük derdi şu belirledikleri bütçeyi tutturmak olsa gerek. Ülke ekonomisi belki de yüzyılın en kötü dönemini yaşarken harcamaları kısıtlanması bir yana gitgide kabarıyor 2012'nin bütçesi. En son Olimpiyat Stadyumu'nun proje başlarken 412 milyon dolar olarak belirlenen maliyeti geçtiğimiz yıl 725 milyon doları bulmuştu. Yapılan son hesaplar stadyum için öngörülen masrafların yüzde 10 artarak 800 milyon dolara çıktığını gösteriyor. Bu rakam neredeyse projeye başlanırken belirlenen maliyetin 2 katı. İngiliz ekonominin bir süre daha aşağı yönlü olacağını düşünürsek maliyetlere nereye kadar izin verileceği de merak konusu açıkçası...

paok - olympiakos #2







mls & barcelona - game over! (şimdilik)

Son 10 gündür yazacaklarım arasındaydı ama bir türlü sıra gelmiyordu Barcelona'nın MLS merakına. Katalan kulübünün -Bolivyalı iş adamı Marcelo Claure'nin ortaklığıyla- Miami Barcelona adıyla yeni "expansion" takım olarak Philadelphia ile birlikte 2010'da lige dahil olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ki burada normalde 2011'de lige katılacak bir takımdan bahsediyoruz. İşin içinde Barcelona olunca lige katılım tarihi bile öne çekilmişti. Hatta MLS Başkanı Don Garber, 2 hafta önce Barcelona yetkileriyle görüşmek üzere İspanya'ya gitti.
Fakat Garber'ın ve Claure'in çabaları boş çıktı. Geçtiğimiz hafta içerisinde Barcelona, MLS'e bir takım ile girmekten vazgeçtiğini açıkladı. Katalanların bu karar gerekçeleri küresel krizdi. Tabi lige katılım payı, oyuncu ücretleri, yapılacak altyapı harcamalarını düşününce bu Barcelona'ya en azından 45-50 milyon dolara malolacak bir işti. Üstelik Miami'nin geçmişinde "Fusion" gibi başarısız bir MLS tecrübesi dururken çok riskli bir işe kalkışmanın anlamı da yoktu. Barcelona'nın CFO'su Joan Oliver'in karardan sonra yaptığı "Bir daha bu tür bir düşünceye girersek tarcihmiz batı sahilleri olabilir" açıklamasından da Barcelona'yı asıl korkutan unsurun Miami'de futbolun pazarlamaması olduğunu anlamak mümkün. Üstelik kulübün finansal verilerinin kârlı bir dönemden geçildiğini gösterirken. Barcelona Temmuz - Aralık 2008 döneminde 20 milyon 500 bin dolar kâr elde etmiş. Bu bir önceki yıla göre yüzde 28.2'lik bir artışı ifade ediyor. Barcelona aldığı karar ile şimdilik imajını ve prestijini risk etmek istemiyor. David Beckham'ın bile geri dönmek istediği bir organizasyona gözü kapalı 50 milyon dolar harcamak geri dönüşü olmayan kötü bir finansal yatırım anlamına da gelebilir.
Don Garber ve MLS'in Barcelona rüyası şimdilik bir başka bahara kalmış gibi görünüyor.

paok - olympiakos #1

Yunanistan'ın en fazla nefret edilen kulüplerinin başında geliyor Olympiakos. Geride kalan 13 sezonun 12'sinde şampiyon olduğu için nefret etmek mümkündür. Fakat bu şampiyonlukların Sokratis Kokkalis'in federasyon ve hakemlerle olan ilişkisinden dolayı geldiğine inanılıyor. Ki geçtiğimiz sezon yaşanılan AEK hadisesi bunu doğrular nitelikte bir olaydı. Hafta içerisinde çoğu ülkede olduğu gibi Yunanistan'da da kupa mücadelesi vardı. PAOK 1-0'ın rövanşında hakeminde katkılarıyla Olympiakos'a uzatmada 2-0 yenildi ve kupaya çeyrek finalde veda etti. Fikstür şansı olmalı ki çarşamba Karaikakis'te oynanan maçın rövanşı dün akşam Toumba'da ligdeki 25. hafta maçıyla oynandı. Çarşambadan öfkeli PAOK taraftarı maç öncesi ve sonrasında hem polislerden hem de Olympiakoslular'dan hınçlarını aldılar. Maç öncesi ve sonrasında çıkan olaylarda 7 polis, 5 de PAOK taraftarı yaralandı. Şişe, taş ve monotof kokteyline Yunan polisi gaz bombası ile karşılık vermiş. Bunlar Toumba'nın dışında yaşanan gelişmeler. Stadyumun içerisinde ise hakem Anastasios Kakkos'un kel kafasına nişan alınan lazer ışını en masum protestıydu diyebiliriz. Sahaya giren ve Nikopolidis'i kovalayan PAOK taraftarını, Ernesto Valverde'nin bulunduğu yedek kulübesini -Bülent Uygun oturduğu yedek kulübesinin değerini bilmiyor, kırmaya çalışıyor. Elalemin başına neler geliyor, otursun dizini kırıp kulübesinde demek geliyor insanın içinden- yakma girişimini saymazsak sakin bir maç oldu diyebiliriz! Costas Mendrinos 60'ta ikinci sarıdan oyun dışı kalınca PAOK'ın son yarım saat 10 kişilik Olympiakos'u abluka altına alma çalışmaları sonuçsuz kaldı. "Dişedişi kana kan, intikam intikam" hisleriyle stadyuma gelen PAOKlular maçtan golsüz berabere ayrılırken, 90'da Joe Bizera'nın kırmızı kartıyla takımların sahadaki futbolcu sayısı açısından da maçı eşit olarak tamamladıklarını söylemek de fayda var. Olympiakoslular için PAO deplasmanından bile kötü bir deplasman hatırası oldu bu sezon için dün akşamki Selanikl yolculuğu...

8 Mart 2009 Pazar

hacking the economy

haftanın istatistiği - 78 bin 56


Haftanın istatistiği Lille-Olympique Lyon maçında geldi. Nedeni hakkında bir fikrim yok ama son 2 sezondur Lille'in Olympique Lyon ile oynadığı maçlara Stade de France ev sahipliği yapıyor. Bu dipnotu boş yere vermedik. Stade de France'taki maçı 78 bin 56 kişi izlemiş. Bu, Ligue 1 tarihinde bir maçtaki en yüksek seyirci sayısı anlamına geliyor. Tabi bu seyircilerden biri bölümü Lorient maçını kazanarak Olympique Lyon ile olan puan farkını 1'e indirme şansını yakalayan PSG'lilerdir muhtemelen.
Claude Puel'in işi zor gibi. Şampiyonluk geçtiğimiz yıllardaki gibi kolay görünmüyor. Fransa Kupası'ndan elendiler. Elde bir tek Lig Kupası var. Şampiyonlar Ligi'nde Nou Camp'tan çıkmaları ise yılın en büyük mucizelerinden biri olur. Jean-Michel Aulas'ın Alain Perrin'i şampiyonluğa rağmen yolladığını düşünürsek Puel'in sezon sonu görevden alınmasına şaşırmamak lazım.

neymar

Onun için "Yeni Robinho" diyorlar. Henüz 17 yaşında Santos'un yeni yıldız adayı Neymar. Profesyonel sözleşme imzalayalı 2 ay, ilk profesyonel maçına çıkalı 2 gün olmasına karşın Avrupa'nın devleri onun peşinde. Santos'un 30 milyon avro değer biçtiği Neymar da Silva Santos Júnior için Manchester United'ın çok ciddi bir teklif yaptığı biliniyor. 1992 doğumlu yeni yıldız adayının değerini iyi bilen Santos, 2015 yılına kadar haklarına sahip Neymar'ın. Daha doğrusu haklarına ortak demek gerekiyor. Zira spor danışmanlığı alanında işler yapan Groupo Sando adlı bir şirket de "Yeni Robinho"nun haklarının yüzde 40'ına sahip. Neymar'ın transfer vakti geldiğinde teklifler de peşisıra duyulduğunda bu ortaklık haklarından dolayı sorunlar çıkacaktır muhtemelen. Onun Robinho kadar ya da ondan daha iyi olup olmadığını anlamak için de çok vaktimiz olacak. Brezilyalılar bile onu ilk kez bu haftasonu Oesta ile oynanan eyalet şampiyonası maçının son 30 dakikasında izleyebildi. İdolünün Robinho olduğunu söylüyor. Umarım onun kadar bencil ve "aptal" olmaz, futbol hayatını yanlış kararlar ile sürmeye çalışmaz.

bülent uygun da, bu tarz "uygun" mu peki?

Bülent Uygun 08 Mart 2009 tarihli Milliyet'e demeç veriyor:
"Balili evladım gibi, iki ay içinde Türk vatandaşı olacak, soyadı da "uygun" olacak..."
Aynı gün Sivasspor-Ankaraspor maçı oynanıyor. 1-1 biten maç sonrasında Bülent Uygun hakemin üzerine yürüyor ve arkasından yere tükürüp "şerefsiz" diye bağırıyor. Oldu mu, hiç "uygun" kaçtı mı? Baba bunu yaparsa evlatları ne yapmaz..?

by taytay

malmö meydan muhaberesi

Olayın nedeni isveç ile İsrail arasında oynanan Davis Cup maçı olmasına karşın fotoğrafların hiçbirinin maçla ilgisi yok. İsveçliler olayların gelişimini önceden tahmin etmiş olmalılar ki 2 hafta önceden açıklanmıştı Malmö'deki Davis Cup maçının seyircisiz oynanacağı. İyi ki böyle bir karar alınmış yoksa sonu pek hayırlı olmayacakmış. İsrail'i protesto etmek isteyen 6 bin kişi maçların oynandığı The Baltic Hall'un kapısına kadar dayanmış, kapıyı kırmak isterken polis de boş durmayıp müdahale etmiş. 2 bin polis göstericilerle başederken oldukça zorlanmış. Araçlar tahrip edilmiş. Birkaç gösterici salonun çatısına çıkmış, polis onları indirmeyi başarmış. Tabi dışarıda bunlar yaşanırken içerideki İsrail'in takımının durumunu da merak ettim doğrusu. Haa bu arada maçın skoru ne diye soranlar olursa 2. günün sonunda İsveç 2-1 önde. İsrailliler şu maçlar bitse de gitsek diyorlardır içlerinden bu manzarayı gördülerse eğer...

mls notları

MLS'de sezon ay sonunda başlıyor. Sezonun en önemli gündemi "expansion" takım Seattle Sounders'ın Sigi Scmid ile neler yapacağı. Ligin başlamasına 1 aydan az kala futbolcuların bu sezon ne kadar ücret kazanacağı da yazılmaya başlandı. Ligin en fazla kazanan topçusu 15 Temmuz'a kadar forma giyemeyecek olan David Beckham. İngiliz topçu normal koşullarda bu sezon 6 milyon 500 bin dolar garanti para alması gerekirken, Milan'da sezon sonuna kadar top oynayacak olması kazanacağı parayı yarı yarıya düşürecek. Beckham'ı Cuauhtemoc Blanco izliyor. Bir sezon daha MLS'de futbol oynamaya karar veren Meksikalı'nın alacağı toplam para 2 milyon 943 bin dolar. Listede 3. sırayı 1 milyon 798 bin dolarlık ücretiyle Juan Pablo Angel bulunuyor. MLS'in yeni Avrupalı yıldızı Fredrik Ljunberg ise en çok kazanan topçular listesine 4. sıradan girmeyi başardı. İsveçli, yağmur şehrinde geçireceği sezon karşılığında 1 milyon 314 bin doları cebinde bulacak. MLS'in bu yılki ücret tavanına ilişkin ilginç notlardan bir tanesi ligde oynayan hiçbir Amerikalı futbolcunun 1 milyon dolar barajını aşamaması. En fazla kazanan Amerikalı 900 bin dolar ile Landon Donovan.
MLS'de açıklığa kavuşan gelişmelerden biri de David Beckham'ın sezonu nerede geçireceği. Haftanın ortasında belli olmuştu İngiliz futbolcunun Milanla olan kiralık sözleşmesinin sezon sonuna kadar uzatılacağı. 31 Mayıs'ta sona erecek sözleşmenin ardından Beckham LA Galaxy'e geri dönecek. Fakat MLS'de uluslararası transfer sezonu 15 Temmuz'da başlayacağından İngiliz topçunun ilk maçını 16 Temmuz'da NY Red Bull'a karşı oynaması bekleniyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu sezon taahüt edilen paranın yarısını alacak Beckham. İngiliz futbolcunun zaten sezon sonunda takımdan ayrılması bekleniyor. Çünkü LA Galaxy ile yaptığı 5 yıllık sözleşmede bu yılın sonunda belirli bir bedel karşılığında anlaşmayı feshetme hakkına sahip Beckham. Galaxy ile Milan arasında yapılan anlaşmanın gereği olarak İtalyan ekibi 19 Temmuz'da Carson'da bir hazırlık maçı yapacak California ekibiyle.

ritüel

Los Angeles sınırları içerisinde bizim bilmediğimiz bir ritüel geliştirilmiş olsa gerek. Şehre gelen ünlü futbolcular önce Kobe Bryant ile karşılıklı top sektiriyor, basına poz veriyor. Tabi bu sıarda Kobe de futbola ilişkin anılarını anlatıyor. Aynı akşam ya da ertesi akşam ise şehre yeni gelen o ünlü topçu soluğu Staples Center'da doğal olarak da Kobe'yi izlerken alıyor. Nicolas Anelka'dan tutun da Diider Drogba'ya kadar Los Angeles'a uğrayanların yolu Staples Center'a düşüyor. Tabi bu arkadaşlar misafir kontenjanından Lakers'ı izleyenler. Bir de şehrin yerlisi olmak için gelenler var. Şu sıralar Los Angeles'tan daimi olark kurtulmak için çaba sarfetse de David Beckham geçtiğimiz son 2 yılda Staples Center'ın müdavimlerindedi. David, Galaxy defterini en geç yıl sonunda kapatacak olsun Staples Center'ın onun yerini alacak isim Brezilyalı Marta olacak. Nisan ayından itibaren LA Sol forması ile izleyeceğimiz dünyanın en iyi kadın futbolcusu Kobe ile topunu sektirdi ve ilk Staples Center tecrübesini yaşadı. Muhtemelen Lakers'ın Los Angeles'ta oynayacağı Phoenix Suns ve Denver Nuggets maçlarını da kaçırmayacaktır. Vatandaşları Leandro Barbosa ve Nene ile objektiflere poz da verecektir. O zaman biz de Marta'ya "Hoşgeldin Staples Center"a diyelim...