16 Eylül 2008 Salı

minardi'den toro rosso'ya...

Bu kadar heyecanlı seyrettiğim son yarış 1999 yılındaki Fransa Grand Prix'iydi. O da yağmurlu bir havada yapılmış, Jordan'dan Heinz-Harald Frentzen, Mika Hakkinen'i geride bırakarak kimsenin beklemediği bir birincilik almıştı. Sebastian Vettel'in yaptığı da Frentzen'in başardığına çok benziyor. Kimsenin ilk 10'a girmesini beklemediği bir takım önce pole pozisyonu kazanıyor sonra da yarışı. Üstelik bunu adı değişse de 25 yıldır Formula 1'de yer almasına karşın aldığı puanlar sınırlı olan bir takım ile başarıyor. Yarışın sonunda aklıma Paul Stoddart geldi. 5 yıl boyunca Minardi'nin birşeyler başarması için elinden geleni yaptı fakat hiçbirşey elde edemeyince takımı sattı. Bu yarışı izlediyse muhtemelen yüzünde bir tebessüm belirmiştir Avustralyalı'nın. Ne de olsa Vettel, mâkus bir kaderi değiştirmeyi başardı...

Hiç yorum yok: