5 Kasım 2008 Çarşamba

“nevi şahsına münhasır” bir teknik adam…

Oleg Romantsev Sovyet dönemi sonrası Rus futbolunun en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Şu günlerde kendisinin futbolla olan ilgisi üçüncü lig ekiplerinden Nika’ya teknik danışmanlık yapmakla sınırlı kalsa bir teknik direktörden daha fazlasını ifade ediyor Romantsev. O, Rus futbolunun 1990’lı yıllardaki en renkli figürüydü. 1989 yılında adım attığı Spartak Moskova’yı bir kupa canavarına çevirdikten sonra 2003 yılında kendine has bir şekilde ayrıldı 14 yıllık görevinden. 1990’lı yıllarda elde ettiği başarılarla benzersiz bir güce de sahip olmuştu Oleg Romantsev. Spartak Moskova’nın hem başkanı hem de teknik direktörü olarak kendi görevine ancak kendisinin son verebileceği bir yetki sınırına ulaşmıştı. 1990’lı yıllarda Rus futbolu demek Spartak Moskova demekti. 1992’den 2001’e kadar 9 lig şampiyonluğu yaşan Spartak, Rus futbolunun açık ara en iyi takımıydı. Onun Rus futbolundaki hegemonyasını sadece 1995’te Spartak Alania Vladikavkaz yıkabilmişti. Moskova ekibinin bu başarısı Oleg Romantsev’e dayanıyordu. Rus teknik adam 1989 yılında aldığı kulübü bir “Avrupa kulübü” haline getirdi. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kendini yeni yeni bulmaya başlayan Rus futbolu, Spartak Moskova ile UEFA ve Avrupa Kupa Galipleri Kupalarında yarı finaller gördü. Oleg Romantsev’in sırrı neydi, bu başarının üzerinde ne tür bir etkisi vardı gibi soruların cevabı için Rus teknik adam ile çalışan milli futbolcu Igor Titov’a kulak vermek gerekiyor. Titov’a göre Oleg Romantsev çok zor memnun olan bir teknik adamdı. Takımın 5-0 önde olduğu bir maçın son dakikalarında gol yenilmişse Romantsev’in maç sonu konuşmasında atılan 5 gole ve oynanan iyi futbola yer yoktu. Onun için önemli olan son dakikada yenilen goldü. Igor Titov, Oleg Romantsev ile ilgili bir başka anısını da şöyle anlatıyor: “Üst üste şampiyonluklarımızın üçüncü ya da dördüncüsündeydi. Şampiyon olmak için son hafta kendi sahamızda oynayacağımız maçtan beraberlikle ayrılmamız yetiyordu. Çok kötü bir futbol oynamamıza karşın, maçı kazandık ve şampiyon olduk. Maç sonrası şampiyonluk sevinci yaşarken, Oleg Romantsev’i havaya atıp kutlamak için arıyorduk. Fakat o ortada yoktu. Daha sonra onu soyunma odasında gözlerinden ateş püskürürken bulduk” diyor Titov. Romantsev’in bu kızgınlığının nedeni takımın oynadığı futboldu. Rus teknik adam futbolculara dönerek, bu futbolla bir hafta sonra Şampiyonlar Ligi’nde oynanacak olan Bayern Münih maçında ne yapacaklarını sordu ve ekledi “o gün de bu futbolu oynarsanız hiç şansınız olmaz”. Böylece Oleg Romantsev futbolcuların hiçbir zaman rehavet içerisine girmesine izin vermezdi. Rus teknik adamın kullandığı bu yol zaman zaman eleştirilse de bir dönem İtalya’da da forma giymiş milli kaleci Ruslan Nigmatullin tarafından haklı bulunuyordu. Nigmatullin’e göre Rus futbolcularına sert davranmazsanız ve onları rahat bırakırsanız sözleşmelerini imzalarlar, paralarını alırlar ama sahada yüzde 100’lerini vermezler. Oleg Romantsev antrenmanlarda ve maçlarda ağzından eksik olmayan sigarasıyla ilginç biriydi. Ayrıca günde en fazla 4 saat uyur, uykuya ayıracağı zamanla günde 5 kitap okurdu. İnanılması zor ama Romantsev, “Nevi şahsına münhasır” bir teknik adamdı. Futbolcular ondan korkardı. Hatta Igor Titov’un İngiliz gazeteci Marc Bennetts’ın “Football Dynamo” kitabında futbol hayatını neden yurtdışında sürdürmedin sorusuna cevabı Oleg Romantsev’den korkmasıydı. Bayern Münih ve İngiliz kulüplerinden cazip teklifler alan Titov, Rus teknik adama gidip kulüpten ayrılmak istediğini söyleyemediğini belirtiyor. Hatta ilginç bir anekdotu da aktarıyor; 1998’de Spartak Moskova ile olan sözleşmesini yenileyen Dmitri Alenichev çok kısa bir süre sonra Roma’ya transfer olunca Oleg Romantsev, Alenichev’e çok kızmış ve birkaç yıl boyunca onunla konuşmamış. Oleg Romantsev polemiklerin adamı olarak da ün yapmıştı. Futbolcular ya da kulüp sahipleri ile polemiğe girmekten, kavga etmekten kaçınmazdı. Özellikle Rus Milli Rakımı’nın teknik direktörü olarak 2002 Dünya Kupası öncesinde aday kadro çalışmaları sırasında Lokomotiv Moskova kalecisi Sergei Ovchinnikov ile günlerce siren bir atışma yaşamıştı. Ovchinnikov için basına milli takımda oynamak istemediğini söyleyerek, “her futbolcu için milli takımda oynamak bir onurdur fakat Ovchinnikov için değil. O sadece röportajlarda kendinin ne kadar harika bir kaleci olduğunu söyler” şeklinde konuşarak Rus kaleciyi hedef olarak gösterir. Ovchinnikov ise kendini savunurken hiçbir zaman milli takımda oynamayı reddettiğini söylemediğini, Romantsev’in kişisel nedenlerden dolayı onu kara listeye aldığına inandığını belirtti. Bu kişisel neden aynı zamanda Spartak Moskova teknik direktörü olan Romantsev’in Ovchinnikov’un ezeli rakipleri Lokomotiv Moskova’nın kalecisi olduğuydu. En azından basında dile getirilen neden buydu. Sergei Ovchinnikov, 2002 Dünya Kupası kadrosunda yer almadı. Rus Milli Takımı da kupada Japonya ve Belçika’nın ardından grubunda üçüncü olarak turnuvaya veda etti. Bu belki de Oleg Romantsev için kötü günlerin başlangıcını haberdar ediyordu.Spartak Moskova tam 6 yıl sonra 2002 sezonunu şampiyon olarak tamamlayamadı. Bu sırada kulübü Andresi Chervichenko satın aldı. Oleg Romantsev bu satın alma üzerine başkanlıktan istifa etti. Takım sezona kötü başlamıştı. Spartak küme düşme hattının sadece 3 puan üzerindeydi. Şampiyonlar Ligi’nde grup maçlarında 6 mağlubiyet alırken, kalelerinde 18 gol görmüş, sadece 1 gol atabilmişlerdi. Romantsev bu kötü gidişten Chervichenko’yu ve onun yanlış transfer politikası ile beceriksiz yöneticiliğini sorumlu tutuyordu. Bu düşüncelerini sadece kendi kendine söylemiyordu, basınla paylaşacak kadar kendine güveniyordu. Kulübün yeni başkanı ve sahibi ise bu suçlamalar karşısında herhangi bir cevap vermiyordu. Ki 2003 Rusya Kupası final maçının ardından Oleg Romantsev’in basın toplantısına kadar. Romantsev maç sonrasında Andrei Chervichenko’nun 1 milyon 500 bin dolara maçı satmak için girişimde bulunduğunu söyleyince Chervichenko, Oleg Romantsev’in görevine son verdi, konu hakkında da hiçbir yorumda bulunmadı.Andrei Chervichenko futboldan elini, ayağını çektikten yıllar sonra verdiği röportajda yaşanılanlar için Oleg Romantsev’in iyi bir teknik adam olduğunu fakat alkol kullanımını arttırmasıyla birlikte Rus teknik adamın kendini kaybetmeye başladığını söylüyor. Hatta yaşadığı bir olayı da şöyle anlatıyor: “Şampiyonlar Ligi’nde Liverpool deplasmanındayız. Maçın başlamasına bir kaç dakika kala Oleg Romantsev’in oğlu VIP tribününe yanıma geldi ve babasının votka istediğini, bu isteğinin yerine gelmemesi halinde skor konusunda olumlu konuşamayacağını söyledi.” Andrei Chervichenko, Romantsev’in isteğini reddeder. Sahaya çıkan Spartak Moskova futbolcuları hiçbir varlık göstermez ve mücadele etmezler, maçı da Spartak Moskova 5-0 kaybeder. Bu kolay kolay yaşanabilecek bir olay değil. Zaten bu olayın üzerinden kısa bir süre sonra önce Oleg Romantsev daha sonra da Andrei Chervichenko Spartak Moskova defterini kapatırlar…

Hiç yorum yok: