Hayatı sorgulamaya vaktiniz bile olmuyor bazen. En acı sillesini çok sert bir şekilde ard arda yüzünüze vurabiliyor. Önce değerli Orhan Şengürbüz vefatı ve bugün de gencecik henüz 18 yaşındaki pırlanta bir sporcunun hayatını kaybedişi. Yayına hazırlanırken bir sıkıntı vardı içimde. Güne duygusal anlamda zaten yoğun başlamıştım. Yiğit Top anlattığı Formula 2 yarışı yayınından çıkıp " Caner kaza oldu" dedi. Ben de "evet bir lastiğin uçtuğunu gördüm ama uzaktaydım tam ne olduğunu anlayamadım" dedim. O da "çok garip ve korkutucu bir kaza oldu, bizim Henry Surtees'in başına doğru gitti teker" dedi. Umarım iyidir çocuk diye eklerken endişeliydi gözleri. Biz de bir anda ya Surtees'in babası ne adamdı diye muhabbet etmeye başladık. Sonra yayına girdim, günlük koşuşturma içerisinde çıktım eve geldim, tam bizim haberlerde ne var diye bakarken, kazadan sonra Londra'da hastanede tüm müdahelelere rağmen kurtarılamayan Henry Surtees'in hayata gözlerini yumduğunu dinledim. O anda ekrana doğru bakarken donup kaldım. Daha bir iki hafta önce ne kadar yetenekli, ilerde Formula 1'de çok büyük bir yıldız olabilir diye onu yayında anlattığımı hatırladım. Sonra yaşam, ölüm, gelecek, amaçlar, dünyevi kaygılar... ve daha niceleri sıralandı hücrelerde... Huzur içinde uyu Henry Surtees. 18 yaş... Tüyler diken diken oluyor...
1 yorum:
Gerçekten hem çok üzücü hemde bir o kadar ironik bir olay ama elden birşey gelmiyor malesef. Huzur içinde uyu Henry :(
Yorum Gönder