29 Mart 2010 Pazartesi

İkinci şans mı demiştik?

Son dönemde ikinci şans konusu sık sık gündeme gelmeye başladı. Haftasonu karşıma çıkan, bana göre ilginç hikayeyi, her nedense-sanki bir sürü insan bilmek istermiş gibi- paylaşmak istedim.
Kanada'nın üniversiteler arasındaki buz hokeyi finali, yani University Cup, bu sene de Thunder Bay'deki maçlarla tamamlandı. Ontario Eyaleti'nde, hacmi itibariyle dünyanın üçüncü büyük tatlısu gölü Lake Superior-ismi boşuna değil yani-yakınlarındaki bu şehirde, St. Mary’s Üniversitesi, Kanada’nın NCAA’i, yani CIS’ teki ilk buz hokeyi şampiyonluğunu kazandı.

Atlantik kıyısında, Nova Scotia eyaletindeki Halifax şehrinde kurulan bu köklü üniversite, daha önce sık sık futbol(Amerikan) takımıyla gündeme gelirdi.
70'le 73 arasında hokey finali oynayan ama hepsinde de Toronto'ya yenilmekten kurtulamayan Huskies, bu sefer Batı Konferansı şampiyonu Alberta Golden Bears'ı uzatmalarda gelen altın golle yendi.

Peki bunun ikinci şansla ne alakası var?

İkinci değil ki bir sürü şans geçmiş ellerine şampiyon olmak için ama ancak ulaşabilmişler?
Dikkati çeken hikâyenin başında Mike Danton duruyor. Ya da eski soyadıyla Mike Jefferson. Brompton doğumlu bu genç adam, Ontario Hokey Ligi’ ndeki başarılı performansından sonra 2000 NHL draftında New Jersey Devils tarafından seçilmiş, ancak takımın genel menajeri Lou Lamoriello’yla kavga edince St. Louis Blues'a yollanmıştı.

Stanley Kupası playoffunda mücadele veren Blues‘la ilk turda elenmenin üzüntüsünü yaşayan Danton, acaba hayatının kötü dönemlerinden birine başlayacağının farkında mıydı?
Danton, bu mağlubiyetten iki gün sonra, Nisan 2004’te tutuklandı. Mahkemeye göre suçu, cinayete azmettirmek’ti. Fakat söz konusu cinayet, Danton’ın bulduğu kiralık katil tarafından hiçbir zaman işlenmedi. Peki Danton’ın derdi neydi, bunu belki de sadece kendisin biliyor. Yıllarca genç adamın, kendisini bulup bir hokey oyuncusu olarak yetiştiren eski hocası ve menajeri Dave Frost’u öldürtmek istediğine inanıldı. Görünüşe göre Frost, Danton’ı tam anlamıyla ‘Danton’ yapan adamın ,yani onu ailesinden, ‘Jefferson’ olan soyadını değiştirtecek kadar uzaklaştıran kişinin ta kendisiydi. Kahramanımız yıllar sonra , Kanada merkezli bir medya kuruluşuna verdiği özel röportajda hedefin ‘biyolojik babası’ olduğunu söyleyecekti. “O günlerde kendimi kaybetmiştim, birine zarar vermek benim tarzım değil” diyecekti. Birleşik Devletlerdeki dava sonunda Danton, 7,5 yıl hapse mahkum edildi. Bu süre içerisinde Queen’s Üniversitesi’nden dersler alacak ve hiç de fena olmayan notlar getirecekti.

5 yılın sonunda Danton’ın istediği nakil işlemi gerçekleşti. Artık yurduna, Kanada’ya dönmüştü. Bu rica boşa değildi elbet. Danton kısa bir süre sonra, Kanada kanunlarından faydalanarak şartlı salıverildi. Yeniden hokey oynamak istediğini duyurdu, eski üniversite notlarının da tatmin edici olmasıyla onayı aldı. Artık o, bir Saint Mary’s üniversitesi öğrencisi ve takım arkadaşlarının da büyük desteğiyle, The Huskies’in hokey oyuncusuydu.
Ocak ayı sonunda ilk maçına çıkan Danton, final mücadelesinde gol kaydedemedi. Fakat yarı final niteliğindeki Manitoba maçında kaydettiği asisti, 36 seneden sonraki finalin kapılarını açtı Halifax’lılara.

Peki ya Alberta? Atlantik şampiyonlarına altın golle yenilen “U of A”, üniversite tarihinin en başarılı buz hokeyi programı olmakla kaldı. Normal sezonda Kanada’nın en iyisi olan bu okul için 2008’den sonraki ilk, toplamdaysa 14. Şampiyonluk hayalleriyse başka bahara.

by Uygar Karaca

Hiç yorum yok: