Tenisteki Grand Slam turnuvaları içinde favorim Roland Garros olup, Wimledon'ın çim kortları hemen arkasından gelir. Ucundan kıyısından Avrupalı olduğumuz için herhalde, münasebetsiz saatlere denk gelen Avustralya ve Amerika açık turnuvalarında pek heyecanlanamam. Bunun tabii, yayınlandığı saatler bakımından bu iki turnuvayı çocukken seyredememiş olmamla da ilgisi var. Nadiren de olsa boks maçları için ya da NBA finalleri için karganın bok yemeye hazırlandığı saatlerde ayağa dikilip, uykulu gözlerle sporseverlik yapmışlığımız vardır ama anneme 'Lendl'la Edberg oynayacak, sabah beşte beni kaldır' demiş olsam muhtemelen, 'Lendl'la Edberg karnını mı doyuruyo, zıbar yat insan gibi' diye karşılık verirdi.
Ama yine de benim gibi kış sporlarından (biatlon ne lan? önce kay, sonra ateş et: ergenekon sporu) pek haz etmeyen sporseverler için Avustralya Açık yılın bu zamanında hızır gibi yetişiyor. Elemeler zaten başladı, ağır toplar ise haftaya korta çıkacak. Onlar çıkmadan azıcık ileri geri konuşayım istedim.
Centilmen bir insan olarak önce kızlara bakalım. (Tenis oldum olası böyledir ama. Bu sporu sevmeyip de sırf kızlara bakmak için izleyen bir sürü insan tanırım. Babası doktor olan bir arkadaşım anlatmıştı. Ankara'nın meşhur hastanelerinden birinde iki ağır doktor abimiz kıyasıya bir laf dalaşına girerler bir konuda. Uzun süren tartışmanın ardından doktorlardan birinin barış sağlamak için öne sürdüğü formül şudur: "Tuğrul Abi bırak bunları da gel kantine inip karıya kıza bakalım." Formül işe yaramıştır.)
Girişi hayırlısıyla yaptık. O zaman ikinci bölümde, sakatlıktan ötürü turnuvaya iştirak etmeyen Maria 'seksi-fotoğrafları-için-tıklayınız' Şarapova'ya, çeyrek final bile göremeyecek olan Anaaaa Ivanovic'e, biz onlardan sıkıldığımız halde kendileri tenisten sıkılmayan Williams kardeşlere, ilk WTA kupasını gözlerimin önünde kaldıran Safin familyasının sağı solu belirsiz kızı Dinara'ya, Olimpiyat altınıyla coşan Elena'nın saçlarını dağıtıp dağıtmayacağına, çizgi gerisine kurduğu çadırdan elzem olmadıkça çıkmayan Jelena'ya ve 1'e 26 veren sürpriz şampiyonluk adayıma değinelim.
(Oğlum blog dediğin böyle bi şey değil lan, kısa kısa yazacaksın. / Abi kendimi kontrol edemiyorum.)
3 yorum:
keske en basa 'yazi henuz yazim asamasinda' notu dusseydiniz hevesimiz kursagimizda kalmasaydi.
Wimbledon,Roland Garros,Amerika Açık,Avustralya Açık
benim sıralamam budur.
Ayrıca "Maria 'seksi-fotoğrafları-için-tıklayınız'" güzeldi :D
devamını bekliyoruz...
mashasiz bir turnuva nasil gececek bilemezken hic olmazsa elena saclarini dagitsin diye dua ediyorum.
Yorum Gönder