1 Eylül 2009 Salı

fenerbahçe: 2 - manisaspor: 1

Biraz geç oldu hatta Fenerbahçe'nin Sion maçını yazmak isterdim ancak kura çekimi için UEFA Kupasının ilk golünü atan Yaşar Mumcu ile Monaco'da olduğum için zaman bulamadım...

Fenerbahçe son iki maçta defansif anlamda sıkıntılar yaşıyor. Sion maçı sonrasında herkesin ağzında aynı laf vardı. Bu takımdan 2 gol yenmez. Ancak şunu göz önünde bulundurmak lazım, Fenerbahçe her maçta iyi oynayacak, ve yaptığı baskı sonucunda gollü galibiyetler alacak diye bir kaide yok maalesef...

Geçen sezonu yatarak geçiren bir takım için Sarı Lacivertlilerin sezon başından beri sergilediği performans gelecek için umut verici. Şimdi bu satırları okuyup bana sövenler olacaktır ancak hemen belirtmek gerekir, büyük takım kötü zamanlarda puan kaybetmeyen takımdır. Fenerbahçe kadro yapısı olarak Turkcell Süper Lig'in üstünde ancak teknik kapasite maalesef bazen yeterli olmuyor. Yazın başında Daum Fenerbahçe'ye gelince en çok sevindiğim nokta Roland Koch'un geri dönüşü olmuştu. Daum döneminde son dakika golleriyle maçlar kazanan Fenerbahçe aynı zamanda üstün fizik gücüyle de dikkat çekiyordu.

Manisaspor karşısında yorgun bir Fenerbahçe bekliyordum ve beklediğim oldu. Son 1 ayda 9 maç oynayan ve her maçta baskı açısından üstün bir grafik çizen Fenerbahçe'nin bayat bir görünüm çizeceği belliydi. Manisaspor etkili bir takım. Tamam belki teknik açıdan Fenerbahçe ile kıyaslanamaz ancak çok koşan ve sert oynayan bir ekip.

Fenerbahçe karşısında bu kimliklerini korumayı başardılar. Sarı Lacivertli ekibin orta saha direncine karşı koydular. Ancak şunu altını çizerek söylemek lazım, yapılan sertliklere göz yumulmaya devam edildikçe bu ligde çok olay çıkar. İki takımın oyuncuları maç boyunca birbirlerine kontrolsüz bir şekilde dalmayı adet haline getirdiler. Allahtan ağır bir sakatlık yaşanmadı.

Fenerbahçe'de Emre kırmızı kart gördü. Tekrar etmeye gerek yok. Bir oyuncunun hakemin önünde bu tür hareketleri yapmaması gerek. Maçlarda her zaman oyuncular birbirlerine küfür ederler ancak bunu hakemin önünde yapmamak lazım. Ama Emre'ye son birkaç haftadır yapılan faullere de bir dur demek gerekir. Bir dönem Hagi ve Alex için "Yıldız oyuncular, hakemlerin koruması gerekir" denilirdi, şimdi Milli takımın en önemli oyuncusu olan Emre için aynı şey geçerli.

Maça gelecek olursak. Bence Manisaspor galibiyeti kaçırdı. Beceriksizlik ve şanssızlık Kırmızı beyazlı takımın puan almasını engelledi. Fenerbahçe ise şampiyonluk yolunda değerli bir galibiyet aldı. Unutmamak gerek, şampiyon olmak istiyorsan sahanda puan kaybetmeyeceksin!!

Not: Cristian ve Andre Santos ayakta uyudular, Carlos sahada yoktu, Bekir ve Önder disiplinsizdi ancak buna rağmen 3 puan Fenerbahçe'nin hanesine yazıldı...

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Hepsine katılıyorum ama Cristian için söylediğinize katılamayacağım.
Sahanın görece en iyilerinden birisi oldu. Önceki maçlara nazaran daha kötü oynasa bile bütün takım kötüydü zaten. Son 15 dakika bütün yükü tek başına çekti.

Lugano'nun dikkatsiz pasını kontrol edememesi pek bir hata değil bu arada.

Son olarakta sahanın en çok top çalan oyuncusu ve en yüzdeli pas yapan oyuncu. İzlediğimiz kadarıyla çok bilir spor yazarlarının değimiyle al gülüm ver gülüm de değil bu iş.

En basit örneği 2 golün başlangıçlarında Cristian'ın oynadığı rol.

Ayrıca çok tehlikeli bir atağı da gayet yerinde kesmişti.

Ama genel olarak takım kötüydü, onun da -zaten göz önünde olmayan, parıltısız- performansı düştü tabi.

saygılar.

Yusuf Kenan Çalık dedi ki...

Yorumunuz için teşekkürler..aslında haklısınız Cristian çokta kötü değildi ancak orta sahanın göbeğinde oynayan oyuncuların birbirlerinin eksikliklerini tamamlamaları gerekir...yani Emre gününde değilse ofansif anlamda Cristian'ın daha etkili olması gerekir...yoksa geçen sene kadroda yer alan Maldonado, Josico hatta Selçuk ile kıyas kabul etmeyen bir oyuncu...

Sekhranikos dedi ki...

HAfızam yanıltmıyorsa Daum'un evvelki dönemlerindede takımın ritmini bulması ekim ayını bulmuş idi. Bana önceki yıllarda ki daum takımın benzer hali gibi geldi.