20 Kasım 2009 Cuma

bir maçtan daha fazlası...


Garip bir 5 gün geçti Mısır ile Cezayir arasında. 5 gün önce cumartesi akşamı Mısırlılar sevinirken, Cezayirliler hem üzgün hem de öfkeliydi. Çarşamba akşamı ise Cezayirliler sevinirken, Mısırlılar kızgın ve üzüntülüydü.


Aslında çok da fazla şaşırmamak gerekiyor iki ülke arasında yaşanılanlara. 1989’dakine benzer bir süreç yaşanıyor şu anda. 1989’da Mısır ile Cezayir arasındaki eşleşmede gülen taraf Mısır olmasına karşın Lakhdar Belloumi’nin otel lobisinde karıştığı kavga sonrasında Mısır Milli takım teknik direktörünün gözünü kaybetmesi futbolcu hakkında Interpol’un tutuklama kararı çıkarmasına kadar uzayan bir olaylar zincirine neden olmuştu. Hatta Mısır, 1990’da Cezayir’de düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’na da evsahibi ülkeyi protesto ederek katılmamıştı. 1989’da yaşanılan bu olay sonucunda Belloumi hakkındaki karar ancak bu yıl Nisan ayında kaldırılmıştı.


Şimdi de Mısır, hem Cezayir’deki Mısır şirketlerine hem de Hartum’da maç sonrası yaşanılan olaylar nedeniyle Cezayir ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçiriyor.
Mısır’ın Cezayir’de petrol ve gaz sektörü dışındaki sektörlerdeki en büyük dış yatırımcı olması işlerin biraz daha karışabilme ihtimalini doğuruyor.
Mısır ilk etapta Cezayir’deki büyükelçisini geri çekti. Sudan’ı maçtan sonra yaşanılan olaylarla ilgili olarak gerekli güvenlik önlemlerini almamakla suçladı. Sudanlı yetkililer ise Hartum tercihinin Mısır’ın kendi istediği olduğunu hatırlatarak 15 bin güvenlik görevlisi ile güvenliğin sağlandığını söylediler. Gerçi Mısır Hartum tercihini yaparken Sudan’da yaşayan çok sayıda Mısırlı işçinin olacağından yola çıkmıştı. Fakat cumartesi günü Kahire’de yaşanılanlar Cezayirlilerin müthiş bir organizasyon ile Sudan’a akmasına neden oldu. 41 kişilik stadyumda 50 bin kişi bulunuyordu. 5 bin Cezayirli de stadyum dışındaydı. En azında Eurosport yayınında Dağhan ile benim kulaklarımıza söylenen bilgi bu yöndeydi. Yayında da belirtmiştik. Kapıların yerel saatte 15.30’da açılıp 18.30’da kapanması bir yığılma meydana getirmişti. Taraftarların stadyum çıkışlarında da maçın galibi Cezayirliler 3 saat kadar stadyumda kalacaktı. Lâkin dışarıda 5 bin Cezayirli’nin olması Mısırlılar’ın çıkışını zorlaştıracaktı.


İlginç bir şekilde maçın bitişine dair Hartum’dan düşen görüntülerin sadece Cezayirlilerin sevinç gösterileriyle sınırlı kalması insanın aklımda “Mısırlılara ne oldu stadyum” çıkışında düşüncesini getiriyor ki. Mısır Futbol Federasyonu da sağolsun dün gece yaptığı açıklamayla maçtan Mısırlılar dayak yediye getirmiş olayı.
“Egyptian fans officials and players put their lives at risk before and after the game under threat from weapons knives swords and flares” açıklamasına dair benim gördüğüm kareler maçtan önce Sudanlı askerlerin Cezayirlileri kovalamasıydı.


Üstelik maçtan sonra kılıç! ya da bıçak darbesi alan Mısırlı da göremedik. Mısır Futbol Federasyonu açıklamasının sonunda 2 yıl boyunca organizasyonlara da katılmayacağını da belirtmiş. Bu durumda bugün Luanda’da yapılacak Afrika Uluslar Kupası kura çekiminde Mısır’ın durumunun ne olacağı sorusu da insanın aklına takılmıyor değil.
Mısır’da halk 20 yıl sonra dünya kupası şansının kaçması nedeniyle öfkeli. Bu öfkeyi de Kahire’deki Cezayir Büyükelçiliğine saldırarak gösteriyor. Mısırlıların bu tepkisi elbette Cezayir’de de benzer olaylara neden olabilir. Cezayirliler Mısırların tavrının dünya kupasına katılmanın verdiği sevinç gösterileri ile pek sallamasa da olayların devamı misilleme hareketine neden olacaktır. Ki bunu cumartesi akşamı yaşanılan olayların ardından gördük.

Mısır ile Cezayir arasında yaşanılan bu gerginliğe farklı bir açıdan bakmak mümkün. Tunus, Fas ya da körfez ülkelerinden birinin katılamadığı dünya kupasında çarşamba günkü maçı kazanan Cezayir, Arap dünyasını Güney Afrika’da temsil edecek tek takım olmayı başardı. Ki Inside Egypt adlı kitabında John R. Bradley, Mısırlıları Arap dünyasındaki en vatansever millet olarak tanımlıyordu. Bu vatanseverliklerini de her alanda göstermeye oldukça meraklılar. Ki Mısır’daki Mübarek yönetiminin halkı futbola kanalize etmesi bu duyguların açık şekilde tribünlerde ortaya çıkartıyor. Sudan’da oynanan maçın ardından yaşanılan durumu en iyi özetleyen yaklaşım bu olsa gerek.
Tabi Mısırlıların FIFA’dan sağlam bir ceza alması gerçeğine karşın kendi savunma mekanizmalarını da geliştiriyorlar. Cumartesi günü Kahire’de yaşanılanlar Mısırların ceza almadan kurtamayacakları gerçeğini değiştirmiyor.

Buraya kadar hep Mısırlılardan bahsettik. Peki Cezayir’de durum ne. Resimlerden de anlayacağınız üzere Cezayir Milli Takımı dünya kupasını kazanmış misali sevinç gösterileri ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Abdelaziz Bouteflika, futbolcuları kabul etti. Ayrıca Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir’e de teşekkür mektubu yolladı. –ki şu yazının bir yerinde değinmesem içim rahat etmezdi. Maçın başındaki takımların milli marş seremonisinde duran çocukların giydiği t-shirtlerin üzerindeki asker selamı veren Beşir resmi saha içerisine siyaset nasıl girebilirin en iyi örneğidir- İşler Cezayir tarafında güllük gülistanlık. Bu ne kadar sürer Mısır’a ne zaman bir misillime yapılır bunun için uzun süre beklemek gerekmeyecek gibi.
Cezayir’in aşırı milliyetçi basını halkı bir şekilde dolduruşa getirirse şaşırmamak lazım.


Arada unutmadan Marsilya ve Paris’te de maç sonrası sevinç gösterileri nedeniyle olayların çıktığını, hatta Marsilya’da 6 geminin yakıldığını da belirtmeden geçmeyelim.
Cezayir ile Mısır arasında bir hafta içerisinde oynanan iki maçın futbolun bir spordan daha fazlası olduğunu göstermek için en iyi örneklerden biri olarak tarihte yerini alacaktır.

Hiç yorum yok: