15 Nisan 2008 Salı

hürriyet spor

İlk haberi çıktığında belki iyi birşeyler yapabilirler diye düşünmüştüm "Hürriyet Spor" için. Daha sonra reklamlarını ve yazacak isimleri gördüğümde çok fazla iyi niyetli olduğumu anladım. Hıncal Uluç, Erman Toroğlu gibi devamlı ekranda ya da gazetelerde görünen kişilere ek olarak Mehmet Yılmaz, Ercan Saatçi gibi "boş yazan" isimleri bünyesinde barındıran bir ekten hayır gelmeyeceği belliydi. İlk haftalarda 48 sayfa çıktılar, şimdiler 32'ye düşmüş durumdular. İçerin yüzde 90'sı futbol olan bir ek'e de neden spor adını vermişler anlamadım gitti. İçerisinde okunmaya değer iki isimden biri olan Alp Ulagay'da son 3 haftadır yazmıyor. Yarı çıplak hatun haberi ya da bir sürü blog ve internet sitesinde zaten yer alan tür basketbol haberlerine yermek bir dergiyi çekici ya da okunabilir kılmaz. Editöryel hataları bir kenara koyalım, Hürriyet Spor, içi boş bir ek olma yolunda iddialı adımlarla gidiyor. Konu spor yayıncılığından, dergiciliğinden açıldı madem bu işle uğraşan bir kişi olarak bilinen bir iki cümleyi de posta ekleyeyim. Ülkede haftalık spor, futbol yayıncılığı bariz bir şekilde göze çarpıyor. Heç çıkardığı yeni isimler hem de yazı kalitesiyle Radikal futbol bunu büyük bir ölçüde gidermeyi başarmıştı. Görünen o ki bu tarz bir yayını tekrar görebilmek için bir müddet daha bekleyeceğiz...

Hiç yorum yok: