15 Temmuz 2008 Salı

"major lig" dedikleri

Futbolun yeni kıtalardaki gelişimiyle pek işimiz olmadığından, arada sırada oralarla ilgili haberler yapıldığında, söz konusu haberlerde absürdlüklere rastlayabiliyoruz. Örneğin yukarıya koyduğumuz Hürriyet'in bugünkü Hakan Şükür haberi gibi. Haberi yapan arkadaş, ligin adını bir çırpıda "Major Lig" olarak çevirmiş. Hani anladım Major Soccer League olarak yazmak gavurcu oluyor. En azından "ABD Futbol Ligi" benzeri adam gibi birşey yaz. Bunu geçtik yazıdaki bir başka yanlışlığa takıldık. MLS'de grup değil, konferans uygulaması söz konusu. Hani ha grup, ha konferans ne farkı var denilebilir. Önceden konferanslar kendi içerisinde gruplara ayrıldığından, "Doğu grubu" tanımlaması en kötüsünden bir anlatım bozukluğunu ifade ediyor.

Takıldıklarım arasında Radikal'den Efkan Bucak'ın "LA Galaxy ve David Beckham" eksenli bugünkü yazısı da bulunuyor. Bucak yazısının sonunu ligin genel klasmanına bağlayarak doğu takımlarından birinin şampiyon olacağını düşünerek bitirmiş. Efkan Bucak'ın düşüncesine bir itirazım yok. Yalnızca playoff sisteminin şampiyonu belirlediği bir ligde -ki üstelik şampiyon tek bir final maçı ile belirleniyor- genel klasmanda lider olmanın çok da önemli bir avantajı yok. Bucak'ın bu sistemi bilmediğini düşünmüyorum. O zaman neden böyle bir yargıya varmış onu anlayabilmiş değilim. Gerçi konuları yüzeysel geçerek sonuçlara varmayı çok seviyoruz. Uğur Meleke'nin dünkü yazısında Salary Cap'dan bahsederken Avustralya ligini örnek vermesi gibi. Meleke, Avustralya ligini örnek vermesine veriyor ama salary cap nedeniyle yaşanılan zorlukları da yazmadan geçebiliyor. Neyse böyle devam edersek bu post bitmez. Biz aptal okuyucu olarak yazılanlara "he" deyip geçelim...

Hiç yorum yok: