4 Aralık 2009 Cuma

değişen bir şeyler var mı?


Bu sezon başlayan UEFA Avrupa Ligi grubunda, oynadığı 5 maçta dağıtılan 15 puanın 13’ünü toplayan, dahası grubun Şampiyonlar Ligi ayarındaki takımı olan PAO’yu 2 maçta da mağlup eden Galatasaray’ın Avrupa koşusunu alkışlayarak başlayalım yazıya.

Derseniz ki, Galatasaray’ın Turkcell Süper Lig’de son haftalarda ortaya koyduğu kötü performans, son iki maçta kaybedilen 5 puan; bu kötü yazgı bu maçla beraber terse dönmüş müdür? O kadar da değil. Olumlu gelişmeler var elbet ama topyekün bir çözümden bahsetmek olası değil. Peki nelerdir düzelenler, onları açalım biraz.

Galatasaray’ın sezon başı olağanüstü performans sergilediği dönemde, ofans anlamında ekstra katkıyı yapan iki oyuncu vardı; Arda Turan ve Abdulkadir Keita. Arda, Estonya-Bosna maçları milli kampı dönüşünde tükeniverdi. Hadisenin adını sadece kronolojik bir anımsama için vermiyorum, Arda Turan’ın yaşadıklarında o kampta kulağına söylenenlerin de etkisi olduğundan fazlası ile kuşku duyduğum için kağıda döküyorum. Arda orda koptu, arkasından H1N1, özel hayat mevzuları, nedensiz alınganlıklar, isteksiz tavırlar vs vs vs. Geleneksel yıldız ancak olgun olmayan futbolcu tavırları, kelimenin tam anlamı ile “basit” tepkiler. İnsan Galatasaray’ın evladı, kaptanı ve yıldızından daha derinlikli tepkiler bekliyor, üzücü olan bu. Arda Turan’ın düşüşü ve beklenenin aksine Elano’nun da onun yerini dolduramayışı Galatasaray’ın ofansif anlamda çuvallamasının en önemli etkenlerinden biriydi.

Diğeri, Galatasaray hücumlarına dinamizm, sürat, estetik ve heyecan katan Keita. Onun da Roberto Carlos’a vurduğu yumruk, aldığı ceza, hocanın alışılmışın ötesinde öfkesini hissetmesi kopuşuna yol açtı.
Arda ve Keita’yı çıkardığınız anda, kalanlar birbirine paralel, Elano ve Kewell. Harry Kewell’a haksızlık etmeyelim, çok faydalı bir oyuncu. Galatasaray’a katkısı büyük. Ancak ekstra hamlesi fazla yok. Arda gibi 3 rakip arasından asist yapabilecek kıvraklıkta değil, Keita kadar da sıkı sprinter değil. Görev adamı, ceza kesici; bu görevlerini de yerine getiriyor zaten. Ama ondan lokomotif olmasını beklemek haksızlık olur, mevcut fiziki koşulları çerçevesinde.

Elano, peşinen söyleyelim yanlış transfer değil. Büyük kabiliyet. Brezilya milli takımının önemli pasörlerinden biri. Ve önemli olan, uyum sorunu yaşıyor. Ve daha da önemlisi, özgüveni bitik. Rİjkaard da bunun farkında, “özgüven” kelimesini bilinçli olarak kullanıyor basın toplantısında. Santrafor arkası oynayan Elano, tek bir pozisyonda dahi 18 içinde gol koklar halde değil. Hücum edilirken neredeyse önlibero pozisyonu alarak ne o tutukluk aşılabilir, ne forma garanti altına alınır. Elano’nun sorumluluk alması lazım ve yılmadan oynatılması lazım. Ancak o zaman onu gerçek halinde görebiliriz.

Maçın sağlık yönünden üzücü, taktik yönden çözücü hamlesi Gökhan Zan’ın sakatlığı sonrası Barış Özbek’in tercih edilmesi oldu. Mehmet Topal’ın çok başarılı bir stoper performansı sergilemesi, Barış’ın ise orta alana dinamizm ve direnç katması, Galatasaray’ın işini kolaylaştıran gelişmelerdi.

Rijkaard’ın önünde kritik seçimler var; oyuncu isimleri, mevkileri konusunda. Ancak, asıl yapılması gereken öncelikli konu, takımın konsantrasyonunu asgari Panathinaikos maçı seviyesinde tutmak, buradan yukarı çekmektir. Bu ise ancak arzu edilen futbolun ortaya konması ile mümkündür. Tam da bu noktada, verim alınması gereken oyuncular listesinin başında Keita, Arda ve Elano gelmektedir.

by Nurullah Bakır

3 yorum:

Arkhe dedi ki...

"Arda Turan’ın yaşadıklarında o kampta kulağına söylenenlerin de etkisi olduğundan fazlası ile kuşku duyduğum için kağıda döküyorum."

Kulağına söylenen derken?

Hagi_10 dedi ki...

elano gerçekten forvet arkası mı oynuyor? ya da rijkaard orada oynamasını mı istiyor? bence rijkaard elano'yu ön liberonun önündeki pozisyonda oynatıyor. milan'da pirlo'nun, barcelona'da xavi'nin oynadığı bölgede. olaya bu açıdan bakarsanız elano'nun pana maçında hiç de kötü bir performans gösterdiğini söyleyemeyiz. arda ve keita hakkındaki yorumlarınıza katılıyorm ancak elano konusunda öncelikle ondan ne beklediğimize karar verip ona göre yorumlamalıyız. eğer alex gibi asist kralı olsn bir sürü goller atsın diye beklersek ben şimdiden söyleyeyim asla öyle bir adam olmayacak. ancak pirlo gibi takım oyunu içerinde yer alsın, orta sahad apres yapsın, sağa sola pas aktarımı yapsın diye beklersek istediğimizi fazlasıyla alacağız.

Adsız dedi ki...

kulagina soylenen demissiniz daha fazla acarmisiniz konuyu nedir ardayi bu kadar etkilyen laf ?