12 Şubat 2009 Perşembe

vodoo modoo hak getire

Futbol sahasındaki işler büyü ile hallolsaydı Fenerbahçe bugün hem Şampiyonlar Ligi hem de Dünya Kulüpler Kupası şampiyonu olurdu. Record işi geyiğe vurup bir kampanya düzenlendi kabul ama skor anlamında tutsaydı yıllarca unutulmayacaktı. Meksika'nın Birleşik Devletler'e karşı son 10 yıldır süren bahtsızlığı bu gece de devam etti. ABD topraklarında maç kazanamayan Meksikalılar bu karşılaşmadan da boynu bükük ayrıldı. Daha da önemlisi Sven-Göran Eriksson için Meksika radyolarında Çelik'in "güle güle" parçasını isteyenlerin sayısı epey artacak.
Bob Bradley sahaya 7 tane Avrupa'da top koşturan futbolcu seçerek çıkmıştı. Brian Ching ve Heath Pearce dışındaki isimler bekleniyordu. Frankie Hejduk'ta iyi bir sezon geçirdikten sonra sakatlıklar nedeniyle önce kadroya çağrılmıştı, bugünde 11'de yer bulmuştu.
Meksika'da Eriksson'un sezonun "boş beleş" ismi Giovanni Dos Santos'u kadroya alması bir kumardı. İsveçli kumarı kaybetti.
Birleşik Devletler maç boyunca rahattı. Bu oyuna da yansıdı. Golü bulmakta acele etmediler, baba Bradley, "iyi topçu" vasıflı oğlunu 11'e koymanın mutluluğunu Michael'ın attığı golle yaşadı. Devre biterken gelen gol maç boyunca gergin oldukları her hallerinden belli olan Meksikalıları daha da gerdi.
Zaten 2. yarıda istedikleri gibi başlayaman Meksikalılar, 66'da Tim Howard ile kapışan Rafael Marquez'in kırmızı görmesi ile umutlarını iyice yitirdiler. 90+'larda da oğul Bradley bir kere daha sahneye çıktı. Baba Bradley'in yaşadığı "çifte" mutluluğu kolay kolay kimse yaşayamaz. En önemli rakibiniz karşısındaki ilk grup eleme maçını oğlunun golleriyle kazanan kaç teknik adam vardır ki şu dünyada.
Bugünkü Meksika gazetelerine bakmak lazım. Sven Göran Erikssob'un Mexico City'deki 4 bin metrekarelik evinde geçireceği fazla zamanı da kalmamıştır artık bu sonuçtan sonra....
Birleşik Devletler 2
Meksika 0

Hiç yorum yok: