1 Temmuz 2009 Çarşamba

bisiklet de spor mu?


Mustafa pası atmış, "Caner Tour de France preview yazar" diyerekten, ne zamandır klavyenin tuşlarını aşındırmaya çalışıyorum lakin son bir iki haftadır bünyede yaşanan "Fringevari" boyut değiştirmeler nedeniyle hayatın kulbunu tutmakta sıkıntılar yaşandı ve mecal kalmama deneyimini yaşadım. Neyse artık ufak ufak plase yapmakta yarar var. Tour öncesi çok fazla konu, haber, ilginçlik mevcut ve hepsine tek postta değinirsem sanırım o artık postluktan çıkacak. Ben de her postta başka bir konuyla Tour öncesi bazı şeylere değinmeye çalışacağım.

Öncelikle kaç aydır yazmamak için kendimi zor tuttuğum ancak yeter diyerek bulaşacağım bir konu var. O da bisiklet ya da Tour de France dendiğinde burun kıvıran, aşağılayan ve "niye bu kadar önemseniyor, ", bunların hepsi dopingli, dopingsiz bisikletçi yok diyen zihniyet. Anlıyorum her fikre saygım var. Kimse bisiklet sporunu, Tour'u, Giro'yu ya da diğerlerini sevmek zorunda değil. Evet doping yapılıyor, ancak doping yapılan tek spor bisikletmiş gibi ya da futbol sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi yorumlaradır birazcık serzenişim. Yererken, kötülerken argümanlarımızı mantık çerçevesine oturtursak, ya da arkasına hafiften yastık koyarsak daha nezih olacak ortam. Zaten benim de sevdiğim, üstüne karaladığım futbolun zalim pençelerine fazlasıyla teslim olmuş bir millet olarak, birazcık başka sporlardan da demlensek fena olmaz di mi? Ne biliyim, zaten yeterince kucak açtığımız güreş, boks ve halterden bahsetmiyorum. Ki onlarda bile kurduğumuz güzelim sistemi bozmaktan geri kalmadık. Hani Olimpiyatta zaten umursanmayan, kale alınmayan, spordan kabul edilmeyen futbolun (ki zaten biz oraya hiç gidemiyoruz futbolda) yanında diğer sporlarda neden başarısız olduğumuzu biraz daha net algılayabiliriz belki.

"Bisiklet diyince bu kadar önemli mi yahu, işte bir kaç adam saatlerce pedal çeviriyor, bunun nesi ilginç" der geçen bir düşünce alevleniyor Tour zamanı. Bak orada benim canım topumun peşinden 22 adam koşuyor, ben de bütün devlet ve sponsor parasının oraya akmasına bayılıyorum, Mehmet Topuz iki topa vuracak diye verilen milyon avroların ne önemi var, 30 küsür yıl sonra olimpiyata giden ilk Türk bisikletçi olan Bilal Akgül'e 10'da 1'ini versek ne olacak ki, kimin umrunda. Ya da Blatter, Platini gibi futbol kodamanları WADA'ya peşkeş çeke dursun, doping yapan, ilaç kullanan, uyuşturucu kullanan futbolcuların hiç biri yakalanmasın, senede bir kez doping testi yapılmasın umrumuzda değil. Rüşvet verecek, lobi yapacak gücü olmayan gariban bisikletçiler yarışma sırasında her gün, senede ise 100-110 kez doping testinden geçsin, yakalanınca 5-6 kişi de, manşet yapalım bisiklet tamamen mama sporu olsun. Hele ki o doping olaylarının iç yüzüne hiç bakmadan bok atalım bisiklete. Ne önemi var bu sporun tarihinin, geçmişinde yaşananların, futbolistlerin anlayamayacağı sahip olduğu kültürün, yaşamın her kesitinden içerdiklerinin. Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, Lüksemburg, Almanya, ABD, Rusya, İsviçre, Britanya, Avusturya, Polonya vb. daki sporseverler, spor yetkilileri salak zaten. Onlar ne anlar spor kültüründen, bisikletin anlamsızlığını nasıl kavrasınlar ki? Gereksiz gereksiz turlar düzenliyorlar, kendi ülkelerinin tüm ayrıntılarını dünyaya izlettiriyorlar, anlattırıyorlar. Ne önemi var Bordeaux kentini tüm güzelliğiyle, çıplaklığıyla bisikletçilerin resitalinde gezmenin. Galatasaray Avrupa Kupası maçına gittiğinde Chaban Delmas'ı görsem, onu anlatsam yeter.

Ne desem boş biliyorum. Ters yazsam , düz yazsam, makas atsam hepsi boş yere. Kökten öyle bir anlayış, ya da öyle bir anlayışsızlık yerleşmiş ki toplumun algı damarlarına, ben buradan ne kadar yakarışta bulunsam bir şey olmayacak. Sadece şunu rica ediyorum, nolur "Tour de France da ne ki, bisiklet de spor mu" tarzı ortaya taş attım kaçıyorum tarzı şeyler yazmasınlar. Tek anladıkları ya da anladıklarını zannettikleri spor olan futbol hakkında karalasınlar, o kendilerine büyük gelecek dünyalardan uzak durmaları yeterli. Normalde bu kadar uğraşmam, bunları karalayacağıma bir iki birşey okurum daha iyi; fakat her Tour zamanı geldiğinde bu hayaletler yeniden hortluyor ve bende de çok zor atan o şalter sonunda dayanmıyor. Yani önlem yazısıdır bir nevi bu.

6 yorum:

Sinan Kolat dedi ki...

bu kadar sinirlendirmesinler ya, boşver. Ben çok merak ediyorum Tour de France ve Giro d'Italia gibi bisiklet turlarını. Biraz beginner seviyesinden başlayarak anlatırsan süper olur. Birilerinin bunu yazması güzel.
Başkası da çıkıp şu America's Cup'ı anlatsa çok sevinicem.

granger17 dedi ki...

hocam son derece haklısın bende son iki,üç seneye kadar çok fazla takip edemiyordum sağolsun bizim türk televizyonlarında haber olarak bile verilmiyo eurosport yayını almaya başladıktan sonra senin anlatımınla kaçırmamaya çalışıyorum.yazının içerisinde kullandığın futbollistlerinde çok fazla futboldan anladığını düşünmüyorum bunun için olayı bel altına vurup topuz birisi alıyo mehmeti birisi onlar hiç umrunda değil ısınbayeva napmış,vlasiç napmış golden league nedir niçin var, elvan akdeniz oyunların altın madalya alıyo ama bu haberi ntvspor hariç diğer hiçbir kanalda rastlamadım onun için çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık

Alper Öcal dedi ki...

Caner'e yazı yazdırmanın yolu öfkesinden geçiyor.Her sevdiğin spora, sportif karaktere bok atacağım artık :)

Şaka bir yana doğru bir serzeniş bu ama sizin elinizde imkan var Caner. Bu işler nasıl oluyor bilmiyorum ama televizyonlar bu işe önem vermezse, sen daha çok böyle girizgah yaparsın.

Bağış Erten ve Fuat Akdağ ile temasınız var, geçtim özel programı hiç değilse Höllentour ve Overcoming gibi iki büyük bisiklet belgeselini yayınlaması için konuşabilirsiniz. Erik Zabel gibi gerçek bisikletçilerin yer aldığı belgeseller bunlar.

Le vélo de Ghislain Lambert de iyi filmdir. Lance Armstrong'un bisiklet sayesişnde hayata tutunduğu ezberini çok sevenler için perdeye aktarılmış çarpıcı bir örnektir.

90 dakikada tatilde sanırım, Hıncal Uluç'un haftanın olayı sıralamasında da duyamayacağız Tour De France'ı.

agopist dedi ki...

Bisikleti geçtim, biz basketbol kovalayınca kovaladığımız takım üç İstanbul kulübünden biri olmayınca bile Marslı oluyoruz. Bisiklet de neymiş denmesi bizim normlarımıza göre düşününce normal.

Caner Eler dedi ki...

@Sinan Kolat
Tabii ki keyifle anlatırım, bu arada bir America's Cup yazısı da yazacağım

@granger17
maalesef anlayış bu şekilde

@Alper Öcal
Merhaba ne zamandır iletişime geçeceğim bir türlü fırsat olmadı seninle Alper, bahsettiğin bütün önerileri değerlendireceğim hepsi çok değerli... Benim de aklımda olan bir fikir hatta bu bahsettiklerini yayında tavsiye etmeyi düşünüyordum, üstüne ne güzel denk geldi, çok mutlu oldum.
Teşekkür ederim...

SAFÆ dedi ki...

çok güzel yazı, onlar anlamaz bişeyden bisiklet sporu bize kalsın.